Olay, 17 Nisan Pazar günü merkez Nilüfer ilçesi Yolçatı Mahallesi Gül Sokak’ta meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, 43 yaşındaki İlknur Tarih, maganda kurşunuyla ağır yaralandı. Ağır yaralı halde Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırılan Tarih, yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olayın ardından polis ekipleri, 57 yaşındaki H.A. ve oğlu F.A.’yı (24) gözaltına aldı. Emniyette silahı kendisinin ateşlediğini ifade eden F.A. tutuklandı.
F.A. hakkında Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘bilinçli taksirle öldürme’, ‘mala zarar verme’ ve ‘ruhsatsız silah kullanma’ suçlarından dava açıldı. İlk duruşması yapılan davada sanık hakkında 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Duruşmaya F.A.’nın babası H.A., maktulenin eşi Ahmet Tarih, kızı Ebru Tarih (13) ve sanığın yakınları katıldı. Duruşmada konuşan F.A., “Olay tarihinde ben tadilat sebebiyle iş yerindeydim. Yolçatı Mahallesi’ne gelmemi söyledi. Ben ne olduğunu sorduğumda, ‘Babam bahçede çay içerken silahını temizliyordu. Ateş aldıktan sonra yanlışlıkla 1 kişiyi vurmuş’ dedi. Ben de aracıma binerek gittim. Babam yaralıyı hastaneye götürmüş. Ben de eşim, annem ve ablamı evime götürdüm. Daha sonra olay yerine geldiğimde 3 sivil polis beni gözaltına aldı. Silahı benim ateşlediğim iddiasında bulundular. Beni hiç dinlemediler. Ben emniyette ifade verirken polis baskı uyguladı. 57 yaşındaki babamın yerine benim cezaevine girmeme söylediler. Ben baskı sebebiyle olayı üstlendim” dedi.
“Adaletle oyun oynuyorlar”
Bu ifadenin üzerine kadın hakim, “Karşımızdakiler adaletle oyun oynuyor. Ortada pisi pisine ölmüş bir kadın var. Bizimle oyun oynuyorlar” diye sanığa tepki gösterdi.
Tutuksuz yargılanan H.A. ise, “Olayı ben yaptım. 800 metre ağaçlık alanda silahı temizledikten sonra yere doğru 4-5 el ateş ettim. 15 dakika sonra küçük bir çocuğun seslerini duydum ve yanlarına gittim. Kapının önünde bir kadın yatıyordu. Aracımla hastaneye götürdüm. Olay yerine geldiğimde polisler vardı. Silahı birinden alacağıma karşılık aldım. Polise verdiğim ifademi kabul etmiyorum” diye konuştu.
H.A.’nın sözlerinin ardından mahkeme heyeti, “Neden savcılığa başvurmadın? İnsanlar öz evladı için uçurumdan atlar. 1.5 ay içerisinde bir dilekçe bize gelmemiş. Neden böyle bir şey yapmadın? Rahat uyudun mu? Millet hakları için her şeyi yapıyor, ama sen oğlun için kolunu kıpırdatmamışsın” şeklinde konuştu.
“Annem ‘yandım’ diye bağırdı”
Ölen kadının kızı Ebru Tarih ise, “Evin içerisinde kahve yapıyordum. Sonra silah sesleri geldi ve annem ‘yandım’ diye bağırdı. Bahçeye çıktığımda annem yaralıydı” açıklamasını yaptı.
Maktulenin eşi Ahmet Tarih ise şu şekilde konuştu:
“İçeride televizyon izliyordum. Silah sesleri geldi. Eşim o sıra dışarıdaydı. Tam hatırlamıyorum ama 6-7-8 el ateş edildi. Dışarı çıktığımda eşim yerde yatıyordu. Ağzında kan vardı. Şu an huzurda bulunan sanık bizi hastaneye götürdü. Yolda giderken de bana hiç bir şey sormadı.”
F.A.’nın eşi M.N.A. ise, “Bahçede kayınpedederim ve görümcem ile oturuyorduk. Kayınpederim yukarı çıktı ve sonra silahla geldi. Bizden 4-5 metre uzaklıkta silahı temizledi. Daha sonra toprak olan yere doğru ateş etti. Daha sonra küçük kızın sesini duyduk. Babam bir şey var mı diye karşı eve bakmaya gitti” açıklamasında bulundu.
Mahkeme heyeti diğer sanıkların da ifadelerini aldıktan sonra mahkemeye ara verdi. Ardından tekrar toplanan heyet, F.A.’nın tutuklu babası H.A.’nın tutuksuz yargılanmasına, olay sırasındaki telefon kayıtları ile Mudanya yolu üzerindeki kameralardan H.A.’nın olay saatinde geçtiğine dair görüntü istenmesine, keşif yapılmasına ve eksik evrakların giderilmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.