Ertuğrul Şengünalp (51), AA muhabirine yaptığı açıklamada, devdahlık mesleğini dedeleri ve babasından öğrendiğini söyledi.
9 YAŞINDAN BU YANA İPEĞİN PEŞİNDE
Mesleğe 7 yaşındayken babasının yanında başladığını ve 9 yaşından bu yana da ipeğin peşinde koştuğunu anlatan Şengülalp, “Osmanlı dönemine dayanan bu meslek 680 yıllık geçmişe sahip. Zamanında Bursa’da, Muradiye ve çevresinde çok sayıda kişi bu meslekten ekmek yiyordu. Zamanla mesleği icra edenlerin hayatlarını kaybetmesiyle şu anda bu işi bizden başka yapan kimse kalmadı.” dedi.
Mesleğini Osmanlı’da başladığı haliyle, aynı tekniği kullanarak sürdürdüğünü dile getiren Şengünalp, “Tamamen el sanatına dayalı bu mesleği icra ederken hiçbir teknolojik alet kullanmıyorum. Her gün 15 kilometre koşarak devam ettirdiğim bu meslek sayesinde 2 çocuk okuttum. Ama artık ‘Bu meslek bitti’ diyebiliriz. Ben de bıraktığım zaman mesleği devam ettirecek kimse yok.” diye konuştu.
Devdahlık mesleği
“İpek bürümcülüğü” olarak da bilinen devdahlık mesleğinin meşakkatli olduğuna dikkati çenen Şengünalp, şunları kaydetti:
“Mesleğe adını veren ‘dev’ irilik ve ‘dah’ da koşmak anlamına geliyor. Devdahhanede yaptığımız bu işlemlere başlamadan önce, ipekleri geceden suya sokuyoruz ve sabah geldiğimizde üzerine vurarak suyu tamamen çekmesini sağlıyoruz. Ondan sonra ‘ceğre’ adını verdiğimiz ahşaba sarılı ham ipeği, kuzu kemiğine ve çarka bağlayarak koşmaya başlıyoruz. İpeği temizlenmiş parlatılmış kuzu kemiğine bağlıyoruz. Böylece koşma esnasında ipin kolay kaymasını sağlıyoruz. Sonra tezgahın arkasında, çarkı çevirerek yapılacak işe göre ipliğe kat sayısı veriliyor. Katlama işlemi bitince iplikler arşına sarılıyor ve boyamaya hazır hale geliyor.”
Şengünalp, bugüne kadar ipekten ip için on binlerce kilometre koştuğunu ve mesleğini aşkla yaptığını söyledi.
Ürettikleri çamaşır ipeği, ibrişim ve kordonetleri, İstanbul, Bursa ve İzmir’in Ödemiş ilçesine gönderdiklerini belirten Şengünalp, ipliklere en çok Ödemişlilerin ilgi gösterdiğini bildirdi.
Ürettikleri ipliklerin kilogramını 600 liraya sattıklarını anlatan Şengünalp, “Eskiden ayakkabılar bile ‘ibrişim’ dediğimiz ipliğimizden yapılırdı. Çoğunlukla kunduracılara çalışırdık. Dünyaca ünlü markalar, ürettiğimiz ipekleri, ceketlerin iliklerinde ve yaka dikişlerinde kullanırdı. Eskiden bu ipliklerin kullanım alanları çok fazlaydı ama artık kullanmıyorlar.” dedi.