Kaya, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Benzin, Motorin ve LPG’ye neredeyse her gün gelen zamları takip etmek zorlaştı.
Akaryakıt fiyatlarındaki artış artık astronomik düzeye ulaştı.
Son olarak dün gece yarısı benzinin litre fiyatına 53 kuruş, motorine 1 lira 33 kuruş daha zam yapıldı.
Benzinin litresi 18, motorin de 19 lirayı aştı.
Toplumdaki algı ise gerçeklerden farklı.
Zam yağmurunda istasyonların para bastığı sanılıyor.
Ancak bu düşünce gerçeği yansıtmıyor.
Bursa’nın mazisi onlarca yıla dayanan, kentin merkezindeki köklü akaryakıt istasyonlarından birinin yetkilisi ile sohbet ederken söyledikleri fazlasıyla kayda değerdi.
Önce araç sahiplerini daha da üzecek haberle başlayalım:
Kısa süre içinde önce motorinde ardından benzinde 20 lira bandının aşılması bekleniyor.
Akaryakıtın litre fiyatı 20 lirayı geçince yeni bir vergi düzenlemesi gelebilir.
Benzinde eşel mobil 1 Mart’ta sona ermişti.
Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca, benzinin maktu ÖTV tutarı 49 kuruş artırılarak 2 Nisan 2020 tarihindeki seviyeye getirilmişti.
19 liraya ulaşan motorinin içinde 2 lira 52 kuruş ÖTV ve 2 lira 89 kuruşa varan KDV ile birim maliyette 1 litrede devlet toplamda 5 lira 41 kuruş vergi alıyor.
Sektör yetkilisi, “Döviz fiyatlarındaki yukarı yönlü dalgalanma ilk etken oldu. Rusya-Ukrayna savaşı işi çığırından çıkardı. Tüm emtialarda yükseliş vardı. Bu savaş olmasa da bir bahane bulunarak Brent petrolün varil fiyatı 100 doları geçecekti” görüşünü dile getirdi.
Şöyle devam etti:
“Bayilerde perakende anlamında bizim karlarımız maktu şekildedir. Yüzde değildir. Benzinin litresi 100 lira da olsa entegre paylaşılan kar dağıtıcı ve bayi arasındadır. Şu anda bayi ile satıcıya kalan kar ortalama bir lira! Anlaşma şekline göre karın minimum yüzde 55’ini bayi alır. Bu EPDK şartıdır, yüzde 45 dağıtıcıya kalıyor. Bayi ve satıcı arasında yapılan anlaşmaya göre bu pay değişiyor.”
Litre başına 1 liralık kar 3 sene önce 70 kuruş seviyesindeymiş.
Akaryakıt istasyonu sahipleri enflasyon, enerji, işçi maliyetlerindeki artışı hatırlatarak karın minimum iki lira olması gerektiğini savunuyor.
Sektör temsilcisi, “Biz kendi yerimizde çalışıyoruz. Kira ödemiyoruz. Kira versek her günümüz eksi yazardı. Güzel bir lokasyondayız. Buna karşın kendimizi çevirmekte zorluk çekiyoruz. İstasyonumuzu otopark yapsak daha çok kazanırız” diyor.
“Zam günlerinde vatandaşla kavga ediyoruz. Pompacılara saldırılıyor. Bu zamları biz yapmıyoruz. Litre başına kazandığımız para da ortada. Her zam yeni gelecek müşterinin önünü kesiyor” ifadelerini kullanan yetkili işlerinde büyük düşüş olduğunu kaydetti.
Dolmuş, taksi, şirket araçları gibi ticari müşteriler ne kadar zam gelirse gelsin mecburen akaryakıt alımlarını aynı şekilde devam ettiriyor.
Özel otomobillerin yakıt alımlarında ise ciddi azalmalar söz konusu.
Sektör temsilcisi, “Daralmayı çok net görüyoruz. Hafta sonu gezmek için kullanılan araç sayısında büyük düşüş var. Önceden günde 20 bin litre satıyorduk. Şimdi 10 bin litrenin altına indik. 3 aydır taşıt tanımaya da yakıt veremiyoruz. Çünkü alış fiyatımızdan daha düşük fatura kesmeye başladık” dedi.
Son yıllarda çok fazla istasyon açılması sektörde yaşanan krizi derinleştiriyor.
5 milyonluk bağış yapanların gerekli izinleri alarak ticari arsalarında akaryakıt istasyonu açabildiği dillendiriliyor.
Sektörde kaçakçılıkla ilgili de çarpıcı iddialar mevcut.
Eskiden kötü harmanla yakıt verilerek yapılan usulsüzlükler evrilmiş.
Sektör yetkilisinin ifadesine göre artık yazar kasalar sıfırlanarak yolsuzluklara imza atılıyor. 10 bin litre yakıt satan bir istasyonun sisteme müdahale ederek kendisini 1.000 litre satmış gibi gösterebildiği söyleniyor.
Bilhassa entegre kardan fazla iskonto yapan istasyonların incelenmesi isteniyor.
Sektördeki kayıp, kaçağın toplanan vergiden çok olduğu öne sürülüyor.