Yılmaz, köşesinde şu ifadeleri kullandı:
Bursa’da… Hem Sebzeciler ve Meyveciler Odası, hem de kendi kurduğu Seyyar Pazarcılar Odası başkanlığı yaptı.
Ardından…
Türkiye Sebzeciler Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Federasyonu’nu kurdu ve Ankara’ya gitti, Başkan olarak 10 yıl Ankara nöbeti tuttu.
17 yıl sonra da…
Bu defa…
Pazarcı esnafı ve manavları ilgilendiren kritik çağrıda bulunurken, önce durum tespiti yaptı:
“Uzun süren sonbahar-kış mevsiminden sonra, yaz günlerini bekleyen esnaf ürün çeşitlerinin arttığı şu günlerde haksız rekabetle karşı karşıya.”
Soruna şöyle işaret etti:
“Her köşeden mantar gibi çıkan, vergi mükellefi olmayan, sabit işyeri de bulunmayan seyyar satıcılar sokakları işgal ediyor.”
Şunu vurguladı:
“Koca kış, vergisini ve kirasını ödemekte zorluk çeken manav esnafımızın ve pazarcılarımızın karşısına; cami önlerinde, işgal ettikleri kaldırımlarda ya da sokak aralarında ses sistemi kurulmuş araçlarla satış yapan korsan satıcılar çıkıyor.”
Ardından…
“Bunun adı haksız rekabet” dedi ve devam etti:
“Korsan satıcıların yanı sıra, vergi mükellefi bazı bakkallar, tekel bayileri, kuruyemiş satan dükkanlar da tarım ürünleri, meyve satıyorlar. Ne yazı ki, zabıta denetiminden de uzak tutuluyorlar.”
Bu durumu da “haksızlık” olarak yorumlayan Çakman, zincir marketlerin yaya kaldırımlarında sebze-meyve reyonu açmalarının önlenmesini istedi.
Sonra da şu çağrıyı yaptı:
“Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, tüm ilçe belediyelerimizden ricamız şu: Kayıt dışı çalışan, Hal dışından faturasız aldıkları, en önemlisi nereden getirdikleri belli olmayan ürünlerle korsan pazarcılık ve manavlık yapanlara izin vermeyin.”