Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Aynen… Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın geçtiğimiz günlerde muhtarlarla yaptığı toplantıda söylediği gibi:
“Bu kentin gerçeği deprem.”
Şu sözleri en ciddi uyarılardan biri:
“Açıkçası, ‘Yaşayıp göreceğiz’ demek istemiyorum, ama bu deprem gerçeğinin kesinlikle sonuçları olacak..”
“Kaçak yapılarla mücadele etmediğimiz sürece, bu deprem gerçeği hiç de istemediğimiz sonuçları doğuracak. Bugün belki masraftan kaçarak, kazanç sağladığını düşünerek kaçak yapı yapanlar olabiliyor. Korkarım ki yarın yıkılan binaların altında kalacaklar ve bedel ödeyecekler.”
Sorusu şu:
“Böyle bir durumla karşılaşmayı hangi vicdan sahibi ister?”
Sonra da…
Osmangazi’yi ortak akılla yönetmek için buluştuğu muhtarlara diyor ki:
“Ova köylerimizde pıtırak gibi kaçak depolar, evler, fabrikalar yapılıyor. Adam geliyor seçime 1 ay kala yapıp kaçak binayı bitiriyor.”
Bakışı Bursa için önemli:
“Bunları yapanların; emin olun önce o köylere, sonra yakınlarına, sonra da bütün Bursa’ya zararları var.”
Nedenini de söylüyor:
“Kaçak yapılarda mühendislik hizmeti almıyorlar. Yapı Denetim’den geçmiyorlar, denetleyen de olmuyor. Hiçbir şey yok, seçim zamanı oldu bittiyle bitiriyor.”
En açık şekilde de neler olabileceğini söylüyor:
“Allah korusun, bir deprem olduğunda hep beraber, kaçak yapılmış o binaların altından ceset çıkarmaya çalışırız.”
Gerçeğe bir kez daha işaret ediyor:
“Bursa’da deprem gerçeği var. Olabilirlik süresi, depremin ‘Ben geliyorum’ deme süresi çoktan doldu. Her dakika, her saniye olabilir.”
Muhtarlardan isteği şu:
“Kaçak yapılarla mücadelede muhtarlardan destek istiyorum. Sizler de kaçak yapı yapanlara göz yummayın, engel olun.”
Çağrısı şu:
“Geliyorlar, ‘Evim, depom yıkılmasın’ diyorlar. Bence de yıkılmasın. Ruhsatlı, imarlı yere yap, mühendislik hizmeti al yıkılmasın. O zaman kim yıkacak zaten?”