Fosil sergisinde yer alan 5 ila 350 milyon yıllık canlı fosilleri, hayatın 350 milyon yılda değişmeden günümüze kadar geldiğini gösteriyor.
Ördekli Kültür Merkezi’nde açtığı fosil sergisi hakkında bilgi veren Tuncay Erayvaz, “Fosiller milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların günümüze gelmiş kalıntıları. Paleontoloji bilimi olarak geçiyor. Bize canlıların tarihini vermiş oluyor. Bir canlının fosilleşmesi için öldükten sonra havasız ortamda kalması önemli. Öldükten sonra toprağın, yani çamurun arasında kalınca, milyonlarca yıl sonra o çamur toprak taşlaşıyor. Canlının da sert tabakası fosil oluyor. Mesela balığın kılçık kısmı fosil oluyor. Kaplumbağanın ise bütün vücudu fosilleşiyor. Birde amber kalıtları var. Amber kalıtlarında ise, çam ağacının reçinesi üzerine böcek konuyor. Bu böcek çam reçinesinin içinde kalınca bütün vücudu fosilleşiyor. Kehribar denilen bu reçineleri tespih yapımında kullanıyorlar” dedi.
“Bunlara baktığımızda, milyonlarca yıl geçmesine rağmen, hiçbir değişim olmadığını görüyoruz” diyen Erayvaz, “Canlıların milyonlarca yıl evvel neyseler günümüzde de aynı olması, evrim teorisi dediğimiz teoriyi tamamen çürütüyor. Hayat suda başlamıştır, canlılar evrimleşmiştir deniliyor. Aslında böyle bir şey olmadığını, bu fosiller bize ispat ediyor. Açmış olduğum sergide dünyanın her tarafından gelmiş örnekler var. 350 milyon yıllık mercan var. 65 milyon yıllık timsah var. Sergimizde 25 tane 5 milyon ila 350 milyon yıllık fosil mevcut, 5 milyon yıl öncesine ait kızıl kurt kafatası var. Bu fosiller canlıların tarihini bize bire bir göstermiş oluyor. Sergiye halkımızın çok büyük ilgisi var. Hiçbir canlıda hiçbir değişim olmadığını görmekteyiz” diye konuştu.