Röportaj: Murat Günay

Sayın Ersin Yılmaz, öğrenciler pandemi kısıtlamaları yüzünden okullarına gidemediler. Bu dönemde gençlerin psikolojisi nasıl değişti?

Bu dönem çok karmaşık bir dönem oldu. Son bir buçuk yıldır öğrencilerin yaşadığı bir kapanma dönemi oldu. Bu dönemde öğrenciler öğrenme kayıpları yaşadılar. Ayrıca öğrencilerimizde bir takım davranış bozuklukları, yeme ve postür bozuklukları gözlemledik. Dolayısıyla biz de bunların üzerinde durmak gerektiğini düşündük. Çünkü genç insanlar bizlerin ve ülkemizin geleceğidir. Bu dönemin getirdiği sorunların çözümü için birçok hazırlık yaptık. Okulların açılmasından önce öğrencilerimizin sağlığı için bir takım çalışmalar yapacağız.

Sizin psikolojik danışman olmanızdan kaynaklanan bakış açısı ve Prof. Dr. Üstün Dökmen’in Yönder Okulları’na verdiği destekten dolayı; öğrencilerinize bazı ek destekler sağladığınızı söyleyebilir miyiz?

Evet, rahatlıkla bunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde, İstanbul’da bulunan Üstün Dökmen Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi’nin çalışmalarından yararlanacağız. Değerli hocalarımız Prof. Dr. Üstün Dökmen ve Süleyman Hecebil öğretmen arkadaşlarımıza eğitimler verecekler. Öğretmen eğitimlerini tamamladıktan sonra Bursa’da bir hizmet içi eğitim sürecimiz olacak. Yani önce saygıdeğer öğretmenlerimizin güncel eğitimleri tamamlanacak. Sonrasında da öğrencilerimizi davet edeceğiz. Ama yıl boyunca Üstün Hoca bizleri denetlemeye devam edecek. Üstün Dökmen, eğitimi öylesine hayat felsefesi haline getirmiş bir insandır ki, halen 3. sınıfların müzfredatıyla ilgili bizzat çalışmaktadır.

Küçük Şeyler Anaokulu’nda çok ilginç bir eğitim anlayışıyla hareket ediyorsunuz. Bu okulu da anlatır mısınız?

Okul öncesi eğitim verdiğimiz Küçük Şeyler Anaokulu Bursa’da Orhaneli yolu üzerindedir. 3-4 yaşındaki çocuklarımız anne-babalarından ayrılarak yeni bir eşiği aşıyorlar. Gömleğin en alttaki düğmesine benzetiyorum bu dönemi. Eğer doğru iliklemeye başlarsak bütün düğmeler doğru bağlanacaktır. Yani yaşam boyunca doğru bir eğitim alacaktır. Küçük Şeyler’de felsefemiz bu yöndedir.

Küçük Şeyler Anaokulu’nda başlayan bir öğrenci liseyi bitirene kadar sizin eğitim kurumlarınızda devam edebiliyor mu?

Dört yaşından on yedi yaşına kadar öğrencilerimizi kendi evlerinde yetiştiriyoruz. Kendi yetiştirdiğimiz çocuklarımız Yönder iklimini, felsefesini kavramış çocuklardır. Bir dayanışma içindedirler. Uzun soluklu bir arkadaşlık ve aslında bir anlamda kardeşlik ortamı oluşmaktadır. Örneğin geçen sene ilk lise mezunlarımızı verdik. Hepsi harika sınav sonuçları elde ettiler. Ancak bunu birlikte çalışarak başardılar. Üniversite sınavlarında Türkiye 254.’sü olan Kelesli bir öğrencimiz var -ki kendisi benim hemşerimdir.

Yönder Okullarındaki eğitim felsefenizde önem verdiğiniz kriterler nelerdir?

Yönder eğitim kurumlarında kararlar verirken dört kriterimiz vardır. Birincisinde bu yaptığımız işin çocuğun faydasına olup olmadığını sorgularız. İkincisinde, aldığımız kararın Üstün Dökmen Akademi ve genel merkezimizin eğitime bakış açısına uygun olup olmadığına bakarız. Üçüncüsünde Atatürk İlkelerine uygunluğunu sorgularız. Son olarak da vicdanımız bu karar ile ilgili rahat mı değil mi? Buradaki en önemli dayanaklarımız Üstün Dökmen Hocamızın psikoloji profesörü vasıflarıyla engin deneyime sahip olmasıdır. Ayrıca benim de Psikolojik Danışman olarak uzun yıllardır eğitim dünyasının içinde bulunmam da öğrencilerimiz için önemli avantajlar sağlamaktadır. Örneğin Psikolojik güvenlik ve kişilik gelişimiyle ilgili çalışmalar yaparız.

Bursa Demirci’de bulunan kampüsünüzdeki çalışma alanları öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde tasarlandı mı?

Okulumuzdaki psikologların ve bütün eğitim kadromuzun katkısıyla kampüsümüzü tasarladık. Bursa Yönder Okulları Demirci Kampüsü’nde; Üstün Dökmen Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi yönlendirmeleriyle bir tesis inşa ettik. Öğrencimizin bir hobisi olmasını, spor yapabilmesini kendi başına hayatta kalabilmesini kısaca yaşam kalitesini artırmak istiyoruz. Bu saydığım özelliklerin kazanılmasını sağlayacak çok modern ve işlevsel bir kapüsümüz var. Yüzme havuzları, kapalı spor salonları, temiz hava alabilecekleri yeşil bahçeleri, halı sahası, okçuluk atölyeleri, savunma sanatları atölyeleri, maker atölyeleri, geniş fen laboratuvarları ve bir düş atölyesi (hayal hane) bulunan alanlarımız var. Rehberlik servisimiz bilimsel ölçeklerle öğrencilerimizin yeteneklerini ortaya çıkarıyor. Sonrasında kariyer günlerimizde meslek tanıtımları düzenliyoruz. 12. sınıfa gelene kadar öğrencilerimizin ilgi ve yetenekleri genel anlamda belirleniyor. İlk 254’te, ilk 1000’de, ilk 2000’de, ilk 10.000’de öğrencilerimiz var. Bizim velilerimiz ise Üstün Dökmen’i tanıyan ve çocuklarını tanıyan insanlardan oluşuyor. Okulumuza ve eğitim felsefemize inanıyor ve güveniyorum, aynı biçimde öğretmen-eğitimci kadromuza da güveniyorum.

“Akademik eğitim yetmez”

“Bursa Yönder Okullarında akademik anlamda başarılı, sosyal ve duygusal anlamda mutlu bireyler yetiştiriyoruz. Bu yetkinlikleri ders arasında farklı çalışmalarla vermek zorundayız. Çünkü sadece sınavda çıkan konuları bilen değil, aynı zamanda kendini ifade edebilen, yorum yapabilen, içinde bulunduğu toplumla ilgili düşüncelerini ortaya koyabilen, gerektiğinde bir grubu harekete geçirebilen, okuduğunu anlayabilen, İngilizce konuşup o dilde espri yapabilen insanlar yetiştiriyoruz.”

 “Değerlerimiz bizim için çok önemli”

“Eğitim kurumlarımızda değerlerimiz çok önemlidir. Ülkesini seven, ailesine bağlı, milli değerlerini anlamış bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Öte yandan da global bakabilen, evrensel düşünebilen, dünyayı okuyabilen ve bir icat yapabilecek kapasiteye sahip insanları değerlerimize sadık kalarak büyütüyoruz.”