İl Sağlık Müdürü Özcan Akan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehir olarak şu anda organ bağışında 21 pmp (milyon nüfus başına kadavradan donör sayısı) seviyesinde olduklarını anımsattı.
En son 2016 yılında 22 pmp’yle Türkiye rekoru kırdıklarını hatırlatan Akan, “Şu anda 21 pmp seviyesindeyiz. İnşallah yıl sonunda 23-24’leri hedefliyoruz. Bu rakam, oldukça önemli. Avrupa ortalamalarının 15-16 olduğunu düşünürsek Bursa’nın Türkiye ortalamasının 3 katına yaklaşan bir başarıyla 23-24’lere ulaşmasını olağanüstü bir başarı olarak görüyoruz.” diye konuştu.
Akan, bu başarının 10 yıllık süreçte ciddi bir çalışmanın ürünü olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Çünkü 10 yıl öncesinde Bursa, organ bağışında Türkiye ortalamasının çok altındaydı. Türkiye ortalaması 3,2 iken, biz 1,8’lerdeydik. Şimdi 1,8’lerden 23-24’lere ulaşıyoruz. Almanya, İngiltere, Hollanda’yı, Avrupa ülkelerinin birçoğunu geçmişiz. Önümüzde İspanya, Fransa, Kanada ve ABD var. Şu anda dünyada da hakikaten ciddi bir yer edinmiş durumdayız. İnşallah 24-25’ler seviyesine ulaştığımızda belki dünyanın ilk 10’u arasına girmiş olacağız. Bu da ülkemiz adına gerçekten gurur verici bir durum.”
“Bu başarıyı sürdürmek istiyoruz”
Akan, organ nakil merkezlerinin sayısının yetersizliğine rağmen bunu başarmış olmayı çok değerli bulduklarını vurgulayarak, “İki tane nakil merkezimiz var. İnşallah şehir hastanesi ve Ali Osman Sönmez Hastanesi de devreye girince bu sayıyı 4’e çıkarmayı hedefliyoruz. 4 nakil merkeziyle yakaladığımız bu başarıyı sürdürmek istiyoruz.” dedi.
Bursa’da insanların organ naklinin önemini kavradığını aktaran Akan, “Yani bu bilincin istediğimiz seviyeye gelmiş olması önemli. Yıllar önce biz bu programlara başladığımız zaman kimse organlarını bağışlamak istemiyordu ama bugün ilimizdeki her iki kişiden biri organlarını bağışlamak istiyor. Bizim için bu, çok anlamlı. Bununla toplumumuzda organ bağışı bilincinin yerleştiğini anlıyoruz.” ifadesini kullandı.
Organ bağışıyla ilgili çalışmalara ilk başladıklarında dini referans almadıklarını aktaran Akan, şunları kaydetti:
“O yüzden oranlarımız 5-6’lar seviyesinde seyrediyordu. Toplumumuzun dini hassasiyetlerini göz önünde bulundurduğumuzda, insanlar bağışladığı organların nereye gittiğine emin olamıyor. Mesela ‘Bağış yaptığım kişi günah işlerse ben bundan bir zarar görür müyüm, vebalini ben alır mıyım?’ gibi endişeleri vardı. Ya da organ bağışının İslami açıdan hükmü nedir bilinmiyordu. Haklı olarak bunu bizim izah etmemiz gerekiyordu. Diyanet İşleri Başkanlığının açıkladığı fetvalar, arkasından bizim Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden dini otoritelerin de görüşlerini almış olmamız, ilaveten kentteki din görevlilerinin tamamını bu konuda eğitmiş olmamız, bu konudaki başarımızı bir anda 2-3’e katladı.”
Akan, çalışmaların başladığı ilk yıllarda beyin ölümü gerçekleşen her 4 kişiden birinin yakınının organ bağışını kabul ettiğini anımsatarak, şunları aktardı:
“Bugün neredeyse beyin ölümü gerçekleşen her iki kişiden birinin yakınları organ bağışını kabul ediyor. Bu gelinen nokta, toplumsal bilinci göstermesi açısından çok önemli. Şu anda ulaştığımız donör sayıları 116-117’dir. İnşallah biz bunu 135’lere ulaştıracağız. Bu, Türkiye’de ciddi bir rekor, yıllardır olmamış bir şey. Türkiye ortalamasının 7,2 olduğunu düşünürseniz bizim 23-24’leri görmüş olmamız büyük bir başarı.”