Olay Gazetesi Bursa

Bursa için tehlike çanları! ‘Sanayici ihracat yapamaz hale gelebilir’

olay.com.tr’de yayınlanan, gazeteciler Mustafa Özdal ve Yaman Kaya’nın hazırlayıp, sunduğu “Gündem Özel” programına katılan Bilişim Sektörü İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, yeşil mutabakatla ilgili önemli mesajlar verdi. “Bursa’da sanayici ihracat yapamaz hale gelebilir” uyarısında bulunan Doğrul, “Özellikle çevreyi kirleten firmaların üzerine çok daha yoğun gidecekler” dedi.

BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, Yeşil mutabakat, 2021 yılı itibariyle dijital dönüşüm çağına girdiğimiz yeni bir dünya efekti yaşıyor. Bundan sonra her şey dijital. Dijitalleşen dünyanın da belli kuralları ve nizamları olmasıyla ilgili olmak üzere de yeşil mutabakat dünyanın belki mutabakata varacağı konulardan ve bütün işleyişimizi, sosyal yaşantımızı etkileyecek konulardan bir tanesi. 2021 yılına kadar üretilmiş bütün veriyi dünya üretti. Bundan sonra yeni veriyi üretmeye ihtiyacı var ve bunun disiplinler arası bir programa oturtulması gereken kurallar nizamnamesinde Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkeler tarafından biraz da dayatılan bir mutabakat da diyebiliriz aslında. Dinamiklere baktığımız zaman yeşil mutabakatın özellikle bilişim sektörünü pozitif etkileyeceğini şimdiden söyleyebiliriz ki etkilemeye de başladı. Pandemi süreciyle ilgili olarak girilen süreçte yükselen trendlerin içinde bilişim sektörünün yeri ayrıcalıklı hale geldi. Bunu biraz da ihtiyaçlar doğurdu. Endüstri 4.0 dediğimiz, endüstri 5.0 ve türevleriyle gidecek olan yeni anlayışın içinde bilişimin farkındalığını artık herkes hissediyor. Gerek kent yönetimlerinde gerek hukuksal alanlarda yapay zekayla ilgili konularda da bu gündemin içinde kendini yeni bir alana taşımak üzere. Dünyanın bakış açısına baktığımız zaman da özellikle küresel iklim değişikliği olarak söylenen yeşil mutabakatın içindeki konuların değerlendirilebilecek temel noktasında insani vurgular gözüküyor” dedi.

YEŞİL MUTABAKATLA BAŞLAYAN HİKAYE BİZİ NEREYE GÖTÜRECEK?

Doğrul, “Bilişimciler artık bütün sektörlerde. Şu an baktığınızda sağlıktaki HES kodu kullanımından tutun uçak rezervasyonunuza kadar, karayollarının takibi, lokasyon haritasındaki yerinizin belirtilmesine kadar her şey dijital. Özellikle endüstri tarafında endüstri 4.0’a gidebilecek konuda… KOBİ’leri ayırmak gerekiyor zira bu konuya yaklaşımları istenilen seviyede değil. Özellikle Bursa yerelinde. Yeşil mutabakatla, karbon salınımıyla başlayan hikaye bizi nereye götürecek? Daha da disipline olmuş ve üretim safhalarımızdaki bütün prosesleri değiştirebilecek bir yapıya dönüştürmüş durumda. Bu bizim için sağlıklı mı derseniz evet görünüşte sağlıklı. Ama bireysel hak ve özgürlükler konusunda ileride neler getireceğini bilmiyoruz. Bunun takvimi 2025, 2035 ve 2050…” açıklamasını yaptı.

BURSA, YEŞİL MUTABAKATA HAZIR DEĞİL!

“Yeşil mutabakatla ilgili konuşulan konulardan bir tanesi de dijital ürün pasaportu. Dijital ürün pasaportu dediğiniz zaman bu bizi farklı bir mecraya taşıyor demektir. Ürettiğimiz bütün ürünlerin, hizmetlerin, bir pasaport halinde dünyada kullanılabilir ve geçerliliğinin olabilmesi için yeni bir belgelendirmeye ihtiyaç duyulacak demektir. Daha önce de bunun örneklerini gördük. Dijital vatandaşlığı da bu bağlamda söyleyebiliriz açıkçası” şeklinde konuşan Doğrul, “Sanayici açısından baktığımız zaman Bursa yerelinde çok hazır olduklarını düşünmüyorum. Çünkü bunu bir iklim değişikliği olarak görüyorlar. Şu anda bekliyorlar. Bu beklemenin bize bir faydası yok. Çünkü şimdiden hazırlıkları yaparsak ancak süreyi kazanmış olacağız. 2025 yakın bir tarih. 2025’e kadar bunu halletmemiz lazım. Herhangi bir ürettiğiniz ürünün ham maddeyi aldığınız kişiden, kurumdan başlayarak üretim safhalarında kimin ürettiğini, hangi proseslerden geçtiğini, kimin paketlediğini, kimin taşıdığını, hangi lokasyona ne zaman gittiğini, hangi kullanıcıya kimin aracılığıyla satıldığını ve nihai kullanıcıya kadar gittikten sonra oluşabilecek bir sorunun geriye dönüşünü bütün zincirini oluşturan bir sistem bu aslında. Endüstri 4.0’ın da temel noktalarından bir tanesiydi. Buradaki sıkıntı şu sadece sizin bu şekilde ilerlemeniz değil bu ürünle ilgili olabilecek su kullanımınız, tüketiminiz, enerji verimliliğiniz, çevre kirliliğiniz, karbon ayak iziniz, bunların tamamı bir bütün içinde değerlendirilerek bir not alıyorsunuz. Eğer geçerli bir notunuz yoksa o zaman bu ürün sizin için üretilemez bir hale geliyor veya farklı bir disipline kaymanıza sebebiyet veriyor. Üretseniz de yeşil mutabakat imzalayan ülkelere ihracatın önü kesilecek ya da karbon vergisi ödeyeceksiniz” dedi.

BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR ORTADAN KALDIRILSIN YAKLAŞIMI VAR

“Karbon vergisi de sıkıntılı çünkü orada tanınan barem bizim için çok da rahatlatıcı bir barem değil” vurgusu yapan BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, “Burada bir bonus verilmiş durumda. Bu bonusu biz habire tüketiyoruz. Bu bonus bittikten sonra biz bunun bedelini ödemeye başlayacağız. Özellikle çevreyi kirleten firmaların üzerine çok daha yoğun gidecekler. Duyuyorsunuz örneğin çimento ile ilgili yasaklansın mesela. Tarımcılıkta büyükbaş hayvanlar ortadan kaldırılsın gibi… Tabii sadece bunların istekleri doğrultusunda değil bizim ne yapılabilirimiz konusunda da bir sıkıntı var. Bakanlığın yayınlamış olduğu mutabakatla ilgili baktığımız raporların içinde görüyoruz ki Türkiye’ye biçilen rol tarım ve enerji üretmesi üzerine yoğunlaşmış. Peki, bu tarafta bir teknoloji alanımız var. Yeşil mutabakatın dijital çağla beraber yarattığı farkındalık da şu; herkes dünyada üstün olmak istiyor. Biz de üstün olmak zorundayız. Milletimiz, devletimiz olarak bu üstünlüğü yakalamak zorundayız. O zaman buna uyum sağlamak zorundayız. Bunu biraz reklamın içinden çıkarıp daha mantıklı olarak odalarımız, STK başkanlarımızla daha fazla kamuoyunda dillendererek özellikle yerel yönetimlerde bu konuya ağırlık vererek salt çevre düzenlemesinden bu konuyu çıkarmak zorundayız. Örnek vermek gerekirse şu an Bursa’nın hava kirlilik tahmin raporu var mı? Bu karbon oranı ve kirliliğin ölçülebildiği bir ortam var mı? Yoğunluk haritasına göre hareket edebileceğimiz bir alternatifimiz var mı? Bu verileri işleyebileceğimiz bir merkezimiz de yok bizim. Bursa’da katkı koyabileceğimiz konulardan bir tanesi bunun bir merkeze dönüştürülmesi. Merkezden kontrol edilip bunun vatandaşa doğru gitmesi hedeflenmeli. Yeşil mutabakatta öncelik insan. Yaşam konforlarının artması, daha sağlıklı bir ortamda yaşayabilmeleri, daha sağlıklı ulaşım, gıda şeklinde pozisyonların oluşturulabilmesi için de kentin dataya ve bu datayı da bir merkezden işlemeye ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

BURSA’DA SANAYİCİ İHRACAT YAPAMAZ HALE GELEBİLİR”

Doğrul, “Sektörlerle ilgili yeşil mutabakatta alınacak karbon ayak izlerinin haritası belli. Yapımızın buna uygun olup olmadığına dair bir analiz yapmamız gerekiyor. Bütün firmaların bunu yapması lazım. Katı atık veya gaz atıkları gibi atıkları üreten buna dayalı üretim yapan firmaların tamamı bu analizi kendilerine yaptırmak zorunda. Ben atığımı nerede değerlendiriyorum, nereye götürüyorum, kiminle taşıyorum, yeşil mutakabattaki en önemli konulardan bir tanesi atığı dilediğiniz gibi atamazsınız. Nasıl imha edeceğinizin bile yöntemleri var. 2023’ün içinde bu iş daha ciddi bir perspektife gelmiş ve bütün nizamnameler çıkmış olarak önümüze gelir. Gerekli önlemler alınmazsa Bursa’da sanayici ihracat yapamaz hale gelebilir” dedi.

TÜRKİYE’NİN SALINIMI YÜZDE 1!

“Dünyanın yüzde 1 karbon salınımını Türkiye yapıyor” şeklinde konuşan Doğrul, “Diğer gelişmiş ülkelere, G7’ye baktığımız zaman aslında bunlar yüzde 50’nin üzerinde gaz salınımları yapıyorlar. Kendi hikayelerini biraz örtmek için baskın davrandıkları bir politika da yok değil açıkçası. Dikkat edin Avrupa’daki bütün atıksal problemleri Avrupa dışına doğru taşımaya çalışıp daha teknolojik ürünlerde kalıp kendi çevrelerini güzelleştirirken aslında bizi kötü hale getirmiş oluyorlar. Yeşil mutabakatla bunu daha disiplinli hale getirmek istiyorlar ve bu biraz da gölgeli bir oyun açıkçası. Bir mutabakat masası oluşturarak Bursa’yı bu konuda organize etmeliyiz” açıklamasında bulundu.

BURSA, BİLİŞİMDE NE DURUMDA? EN BÜYÜK SORUN İNSAN KAYNAĞI

BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, sözlerini şöyle tamamladı:

Bursa’da 686 tane aktif firmamız var. Bunlardan yaklaşık 340’ı yazılım, diğerleri donanım firması olmak üzere işlem gören bir ekosisteme sahibiz. Türkiye’nin hatırı sayılır bir bilişim ekosistemine sahibiz. Bunu sanayiyle, KOBİ’lerle daha iç içe çalışabilir konuma getirebilmek için Bursa bilişim ekosistemi diye bir slogan attık. Bunun daha içini dolduruyoruz. Özeleştiri yapmak gerekirse Bursa’nın bilişimde ciddi bir markası yok. Bizim ekosistem içinde gereken konulardan bir tanesi de birkaç tane markamızı ön plana çıkarma. Ön plana çıkmadıkları için Bursa’nın bu konuda biraz daha çalışması lazım. Ekosistem niye gerekli? Bursa bir sanayi bununla beraber bir tarım kenti. Tematik olabilecek teknoloji merkezlerini kurup, bir ekosistem oluşturarak bilişimdeki kazancını, ihracatını artırabilir. Firmaların kolektif çalışabilecekleri bir altyapıyı oluşturmak zorundayız. İş birliği adı altında bir ekosistemi canlandırarak ulusalda, daha sonra da uluslararası alana gidebilecek markaları parlatmak istiyoruz. İnsan kaynakları sıkıntımız çok büyük. İnsan kaynağımızı daha aktif ve kalıcı hale getirmek istiyoruz. Okullardan gelen kaynaklar bize çok verimli değil. Bunu itiraf edelim. Biz bu kaynakları nasıl verimli hale getirebiliriz noktasında STK olarak iş birliklerini geliştirerek çocuklarımızın potansiyelini artırmak istiyoruz. İkinci problemlerimizden bir tanesi de yetişmiş insan gücümüzü yurt dışına kaybediyoruz. Bir sektörün büyüyebilmesi için yerel kaynakların onlara daha fazla önem vermesi lazım. Bu konuda Bursa biraz zayıf. Yabancı yazılımcılara, yabancı firmaların ürettiklerine daha yüksek ücret öderlerken yerli firmalara çok sıcak bakmıyorlar.”

BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul’un açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.