Aydın, yazısında şu bilgileri paylaştı:
Türkiye’de bu yıl 2,9 milyon kişi Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na girdi. Bunların 850 bini, açık öğretim hariç lisans programlarına yerleşti. Geride daha 2 milyon kişi açıkta.
Fakat hem devlet hem de vakıf üniversitelerinde doluluk oranları belki de tarihinin en üst seviyesinde.
Dün vurguladık.
Bursa’nın tek vakıf üniversitesinin kontenjanı yüzde 100 doldu. Nitekim, Uludağ Üniversitesi’nin doluluk oranı da bundan aşağı değil. Rektör Hoca, Prof. Dr. Saim Kılavuz bu yıl BUÜ’ye 13 bin yeni öğrencinin kayıt hakkı kazandığı açıklandı.
Yani, akademik bölümler bu denli yoğun bir rağbetle karşı karşıya.
Fakat bir gerçek var ki buna da İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi eski Başkanı Mehmet Albayrak dikkat çekmiş.
Marmara Depremi’nin 23. yıldönümüne ilişkin elektronik postamıza bir ileti gönderen Albayrak, 1999’daki deprem bölgelerinde şahit oldukları trajediyi hatırlatmış.
Ardından da;
maruz kalma ihtimalimiz çok yüksek olan deprem afetine karşı hazırlıklar kesinlikle toplumsal duyarlılık gerektiriyor. Birlikte hareket etmeyi zorunlu kılıyor. Yıllara yaygın, sorumlu ve sabırlı bir süreç gerektiriyor. Bir doğa olayı olan depreme hazırlıklı olmak gerekiyor ki, afet haline dönüşmesin” ifadelerine yer vermiş.
Depreme hazırlık konusunda çok eksiğimiz bulunduğunun altını çizen Albayrak, “Bu alandaki mücadelede en temel meslek grubu olan inşaat mühendisliği meslek disiplinine dahi bir çeki düzen verebilmiş değiliz. 2022 yılında dahi inşaat mühendisliği bölümlerinde kontenjanlar boş kalıyor ise, hala ciddi bir problem var demektir. Umuyorum ki, sorunlarımıza çözümleri vaktinde bulabiliriz” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Tabloya bakıldığında ise;
Türkiye’deki vakıf ve devlet üniversitelerinindeki inşaat mühendisliği bölümlerinin yüzde 35’i boş durumda. Belki ikinci tercih döneminde dolacaktır. Albayrak’ın deprem gerçeğine rağmen üniversitelerimizin inşaat mühendisliği bölümlerindeki 2 bin 218 kontenjanın boş kalmasına dikkat çekmesini bu açıdan önemsiyoruz.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…