Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Geçtiğimiz hafta Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin Ankara Ofisi’nin açılışı için Başkent’e gittiğimizde, Altındağ Belediyesi tarafından müze olarak işletilen eski Ulucanlar Cezaevi’ni de ziyaret etme fırsatı bulmuştuk.
Başkentin göbeğindeki bu tarihi mekân Adalet Bakanlığı tarafından müze olarak kullanılmak üzere Altındağ Belediyesi’ne tahsis edilmiş.
Ziyaretçiler arasında, burada cezasını çeken veya tutuklu olarak kalanlar da var.
Türkiye’nin çalkantılı siyasi geçmişini ve düşüncenin suç sayıldığı dönemlerin kirli izlerini taşıyan o yapıda kimler kimler kalmamış ki?
Sağdan, soldan, muhafazakar kesimden ve gazetecilerden bilinen onlarca insan Türkiye’nin ayıplı yıllarında sırf düşüncelerinden dolayı burada yıllarca hapis yatmışlar.
Ulucanlar Cezaevi’nde kalan ünlülere baktığımızda, Türkiye demokrasisi kolay gelişmemiş.
Ne bedeller ödenmiş.
Bülent Ecevit, Necip Fazıl, Cüneyt Arcayürek, Orhan Doğan, Mahmut Alnıak Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Yılmaz Güney, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Metin Toker, Sırrı Sakık, Selim Sadak, Leyla Zana, Muhsin Yazıcıoğlu gibi isimler burada cezalarını çekmişler.
İdamların gerçekleştiği o meşhur kavak ağacının hemen arkasına sembolik bir darağacı teller arkasına konarak hapsedilmiş.
Müzenin duvarlarında o dönemlerden fotoğraflar, gazete kupürleri, mahkum ve tutuklu ailelerinden temin edilebilen gerçek objeler konmuş.
Doğrusu ibretlik bir müze olmuş.
Gidip görmek gerek. Fakat sadece ziyaretçi olarak.
Bu arada, Altındağ Belediyesi’ni de kutlamak istiyoruz. Gerçekten Türkiye’nin geçmişindeki ayıplı dönemi net biçimde yansıtan bu yapı, restore edilerek halkın ziyaretine açılmış. Şimdi o eski cezaevi gerçek bir müze kimliğiyle ziyaretçilerini ağırlıyor.
Türkiye hangi siyasi, taşlı ve sıkıntılı yıllardan geçerek bugünlere ulaşmış, görülebiliyor.
‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ filminin de burada çekildiğini öğrendik.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…