Olay Gazetesi Bursa

‘Bu çete yaptıklarının hesabını verecek’

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, darbecilerden hesap sorulacağını belirterek, "Bu çete yaptıklarının hesabını verecek. Amerikalılara, dostlarınıza, komşularınıza bunların amaçlarını iyi anlatın." dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ABD temasları kapsamında Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu’nda Türk-Amerikan Toplumu’nun temsilcileri ile bir araya geldi. 

 

ABD ziyareti kapsamında, Chicago kentinde düzenlenen 53. Kuzey Amerika İslam Toplumu Kongresi’ne katıldığını, sivil toplum kuruluşları ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılar yaptıklarını ve ayrıca medya kuruluşlarına mülakatlar verdiğini belirten Kurtulmuş, ABD İç Güvenlik Bakanı ile de görüştüğünü ifade etti.

 

ABD’deki Türk ve Müslüman toplumunun varlığının hem dünya barışı için hem de Türkiye-ABD ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde yürümesi için fırsat olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Türk toplumunun ABD’de giderek kuvvetlenmesinin Türk-Amerikan ilişkilerine önemli ve olumlu katkılar sunacağını düşündüklerini söyledi.

 

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Biz asırlar boyunca gittiğimiz bütün coğrafyalarda birlikte barış içinde yaşamanın altın örneklerini vermiş olan bir milletin çocuklarıyız. Bugün kanla, barutla, gözyaşıyla, cinayetlerle, işgallerle, yeni yerleşimlerle insanları evlerinden etmekle dünyanın en mağdur ve mahrum yerlerinden birisi olan Filistin topraklarında 400 seneden fazla Müslümanları, Hristiyanları, Yahudileri bir arada yaşatmayı başarmış ve bu 400 sene boyunca ne etnik ne de dini çatışmanın olmadığı yönetimi ortaya koyabilmiş olan bir milletin çocuklarıyız.”

 

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, ABD’deki Türk toplumunun kendi arasındaki farklılıkların doğal olduğunu ancak milli menfaatler söz konusu olduğunda farklılıkları bırakarak birlik olmanın zaruri olduğunu ifade etti.

 

Kurtulmuş, Türk toplumunun ABD’deki toplumsal hayatın, partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının içinde güçlü bireyler olarak yer alması gerektiğinin de altını çizdi.

 

Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini ancak Türk milletinin çok önemli bir sınavdan yüz akıyla çıktığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

 

“Türkiye Cumhuriyeti, Türk Devleti, milletimiz 15 Temmuz akşamında yaşadığımız ihaneti tarihin hiçbir döneminde yaşamadı. Bu olağanüstü tarifsiz bir acıdır, tarifsiz bir ihanettir. Halkın vergileriyle alınmış olan uçaklar, helikopterler, tanklar o gece halkın üzerine sürüldü, 241 kardeşimiz şehit edildi, 2 binin üzerinde insan yaralandı. Niçin? Mesiyanik bir paranoyanın peşine takılıp giden ve o mesiyanik paranoya üzerinden totaliter bir askeri rejim çıkarmak hevesinde olan bir grup eşkıya iktidara gelecek diye. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Darbeciler her şeyi planladılar, hem de en ince detayına kadar. Bu ihanet gecesi Sayın Cumhurbaşkanımızın otelinde yakalanıp şehit edilmesiyle başlayacak bir süreçti, muhtemelen arkasından da bizleri infaz edeceklerdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde parlamento hiçbir zaman bombalanmamıştır. Hatta Kurtuluş Savaşı’nda dahi ne İstanbul’da Osmanlı’dan kalma binalar ne de Ankara’daki birinci meclis hiçbir şekilde bir düşman saldırısına uğramadı. 150 milletvekili görev başındayken bombalandı meclisimiz. Orayı ibret vesikası olarak, ihanetin sonraki nesillere anlatılması için koruyacağız.”

 

Darbecilerin her şeyi planladığını ancak Allah’ın kadir-i mutlak olduğu gerçeğini ve Türk halkının cesaretini unuttuklarını vurgulayan Kurtulmuş, halkın kaçmadığını ve darbecilerin karşısına dikildiğine işaret etti.

 

“Darbecilerden hesap sorulacak”

 

Türk milletinin temel özelliğinin korkmamak olduğunu ve 15 Temmuz gecesi 79 milyonun bir araya geldiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:

 

“Bu çete yaptıklarının hesabını verecek. Beş gündür burada ne olduğunu anlatıyoruz. Amerikalılara, dostlarınıza, komşularınıza ve arkadaşlarınıza bunların kim olduğunu ve amaçlarını iyi anlatın. Biz de karar verici mercilere bunları anlatmaya çalıştık. Birincisi bu bir ‘religious cult’ yani sonradan uydurulmuş sapkın bir inanç şeklidir; aynen David Koresh tarikatı gibi… 1992 itibarıyla Koresh ABD’de kendisini Mesih olarak görüyordu. Bu zavallı adam da kendisini Mesih olarak, kainat imamı olarak görüyor. Şu kibre bakar mısınız? Çevresindekiler de bunu öyle görüyor ve masumiyet, ismet sıfatlarını bu kişiye atfediyorlar. İşte ben bunu mesiyanik paranoya olarak tanımlıyorum.”

 

Kendisini kainat imamı olarak gören Gülen’in halkın parasıyla alınmış silahlarla, halkın seçmiş olduğu iktidarı ve Cumhurbaşkanını alaşağı etmek istediğini belirten Kurtulmuş, “Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Sorulması gereken bir hesaptır ve hiç şüpheniz olmasın bu hesap bunlardan sorulacak. Bu canilerin yaptıkları burunlarından fitil fitil getirilecek” dedi.

 

Kurtulmuş, Amerikalı yetkililere de Gülen’in iadesi konusunda empati yapması çağrısında bulunarak “Amerikan devletini yıkmak isteyen bir adam gelse Türkiye’de 15 sene bir villada otursa ne hissederlerse biz de bu adamın burada oturmasından aynı şeyi hissediyoruz. Darbeden sonra Amerikalı otoritelere 80 koli belge sunulmuştur. Müşterek komisyonlar şeklinde birlikte çalışılacak. Ümit ederiz ki bu adamın iadesiyle ilgili süreç hızlandırılacaktır.” ifadelerini kullandı.

 

“Türkiye ekonomisi kötüye gitmiyor”

 

Türkiye’nin ekonomisinin kötüye gittiği ve Türkiye’de insan hakları ihlalleri olduğu yönünde iddialarla darbecilerin algı operasyonları çabası içinde olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

 

“Ellerinde en ufak bir şey yok ve olmayacak da. Türkiye ekonomisi kötüye falan gitmiyor. Darbe sonrasındaki hafta şöyle biraz sallandı, kolay değil ama 22 Temmuz sabahından itibaren yeniden bütün ekonomik göstergeler iyileşmeye başladı. Türk halkı sadece o akşam sokaklarda direnmedi ondan sonra yaklaşık 10 milyar dolar bozdurarak Türk parasını da destekledi. Böylesi kriz ortamlarında çoğunlukla insanlar daha kuvvetli gördüğü bir para birimini alır ama Türk halkı kendi cebindeki ABD Doları’nı Türk Lirası’na çevirdi. Bu da milli onura bağımsızlığa olan hassasiyetin çok açık bir göstergesidir. Bununla beraber, son bir ay içerisinde Borsa İstanbul’a yaklaşık bir milyar dolar yabancı sermaye girişi söz konusu oldu.”

 

“Olağanüstü hal devletin içindeki şer odaklarını temizlemek için ilan edildi”

 

Fransa’daki terör saldırılarının ardından ilan edilen olağanüstü hal kararına hiç kimsenin sesini çıkarmadığını ancak Türkiye’de darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü halin eleştirilmesinin doğru olmadığını ifade eden Kurtulmuş, “Bu olağanüstü hal millete karşı ilan edilmiş bir olağanüstü hal değildir. Devletin içindeki şer odaklarını temizlemek için ilan edilmiştir.” dedi.

 

ByLock adında özel bir haberleşme sistemi üzerinden yaklaşık 60 bin FETÖ mensubunun sisteme dahil olduğunu anlatan Kurtulmuş, “Bir kısmı darbeden önce darbe olma olasılığını bildiği için tedbiren önceden yurt dışına çıkmış.” diye konuştu.

“Türkiye demokrasiden asla taviz vermeyecek”

 

Darbe girişimin ardından toplumun farklı kesimlerinin, siyasi partilerin bir araya geldiğini anımsatan Kurtulmuş,” Türkiye, demokrasiden asla taviz vermeyecek, standartlarını yükseltmek, ekonomik istikrarını korumak bakımından da asla taviz vermeyecek, yoluna devam edecek.” dedi.

 

Kurtulmuş, bundan sonra kurulacak sistemle hiç kimsenin aklının ucundan bile darbe yapmayı geçiremeyeceğini belirterek sivilleşme çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden organizasyonuna dair çok önemli adımlar atıldığını ve darbelerin artık tarihe karışacağını söyledi. Darbe girişimi gecesinin çok zor geçtiğine işaret eden Kurtulmuş, “Ama gecenin en karanlık anında dahi şundan emindik; Bu gece çok zor geçecek ama yarın sabah Türkiye çok aydınlık bir Türkiye’ye uyanacak.” ifadesini kullandı.

 

FETÖ, DAEŞ ve PKK’nın arkasındaki kuklacıların terör örgütlerini oynatmaya başlattığına dikkati çeken Kurtulmuş, söz konusu örgütlerin ortak hedefinin Türkiye’nin güçlü olmasını engellemek olduğunu belirtti. Kurtulmuş, “Suruç’ta patlayan bombayla FETÖ’nün falanca yerdeki operasyonunu yapan aklın aynı akıl olduğundan hiç şüpheniz olmasın.” diye konuştu.

 

Fırat Kalkanı Harekatı

 

Fırat Kalkanı Harekatı’na ilişkin de değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, “Türkiye, Suriye’de işgalci bir kuvvet olarak bulunmuyor. Suriye’de en ılımlı muhalif kanat olan Özgür Suriye Ordusu’na destek veriyor ve operasyonu bu şekilde yürütüyor. Operasyondan ABD dahil olmak üzere bütün müttefiklerin haberi var.” dedi.

 

Operasyonun bütünüyle uluslararası hukuktan kaynaklanan şartlar çerçevesinde yürütüldüğünü belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Türkiye’nin hakkıdır. Üç kırmızı çizgimiz var; birincisi Türkiye’nin güney sınırlarını terörist faaliyetlerinden ve saldırılardan korumak. İkincisi o bölgede boydan boya bir PYD koridoru oluşmasını ve böylece Suriye’nin bölünme sürecinin başlatılmasının önüne geçmek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak. Biz o bölgede Kürt kardeşlerimizin varlığından asla rahatsız değiliz. Bizim karşı olduğumuz durum, örgütlerin kalkıp da kendi örgütünden başka kimseye hayat hakkı tanımaz duruma gelmesidir. O bölge yalnızca bir örgütün elinde olmasın. Üçüncüsü Amerikalılarla çok önceden anlaştığımız bir konu; Sayın Cumhurbaşkanımızın da Sayın Obama ile telefonda son kez teyit ettiği konudur. Buna göre Menbiç’in DAEŞ’ten temizlenmesinin ardından PYD/YPG güçlerinin Fırat’ın doğusuna geçme mecburiyeti var. Amerikalılardan biz bunu bekliyoruz.”

 

Türkiye’nin New York Başkonsolosluğundaki etkinliğe Kurtulmuş’un eşi Sevgi Kurtulmuş, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik, Türkiye’nin New York Başkonsolosu Ertan Yalçın ve çok sayıda konuk katıldı.