Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bartın Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi programında yaptığı konuşmada, siyasetin bitmek bilmeyen bir okul hayatı olduğunu, başarılı siyasetçilerin tamamının, öğrenciliklerini aklından çıkarmayanlar olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminden ve o dönem yaşananlardan bahsederek, “Hamd olsun yüzde 69’la Türk halkı büyük bir reform gerçekleştirdi. Arkasından 10 Ağustos 2014’te, ilk defa bugüne kadar Türk tarihi içerisinde halk kendi cumhurbaşkanını doğrudan kendi seçti. Bu; bizim sadece bugünümüzün değil, bütün tarihimizin, en büyük reformu, en büyük başarısı olarak tarihe geçti. Halkın doğrudan seçtiği ilk devlet başkanı da AK Parti’mizin genel başkanı, Türkiye’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan oldu.” diye konuştu.
“Parlamenter sistemde çok çok bedel ödedik”
İkinci büyük reformun da 16 Nisan 2017’de gerçekleştirildiğine ve hükümet sisteminin, parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne dönüştürülerek, tarihi bir adım atıldığına işaret eden Bozdağ, “Parlamenter sistemde çok çok bedel ödedik. Artık ülkemiz yeni bedeller ödemesin diye ve 15 Temmuz darbe girişiminin de hemen arkasından adım attık. Milletin çoğunluğunun devlete ve millete sigorta olduğu bir sisteme Türkiye’nin geçmesi lazımdı. Bir yandan içimizdeki FETÖ terörü, PKK terörü, DHKP-C ve diğer terör örgütleriyle mücadele ederken, öte yandan sınırımızın hemen ötesinde pek çok güçle görünür görünmez mücadele yaparken, Türkiye’nin, içerisinde bölünmelere yol açan iktidar kavgalarıyla vakit geçirmesi bize en büyük zararı verdi.
Bugün istikrar var, güçlü iktidar var ama Tayyip Erdoğan gibi milletinden dua ve destek almış bir lider olduğu için var. Ama biz öyle bir sistem kurmalıyız ki siyasi istikrar, güçlü iktidar, güçlü lidere bağlı olarak değil, sistemin doğal sonucu olarak ortaya çıksın ve daima Türkiye kazansın, daima Türk milleti kazansın diye bu adımı attık. Artık Türkiye’nin bundan sonraki dönemde geleceği de istikrarsızlık, Allah’ın izniyle olmayacak. Yeni dönemde milletin yüzde 50 artı 1’inin sigortası, Türkiye’nin karşılaşacağı pek çok sorunun çözümü için anahtar rolü oynayacaktır. Bundan böyle Türkiye’de, bölücülerin, terör örgütlerinin desteklediği kişilerin, marjinal düşüncelerin, milletin inançlarıyla, değerleriyle kavga edenlerin iktidar olma dönemi tamamen kapanmıştır. Millete rağmen iktidar dönemi de tamamen kapanmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türk milletinin yeni dönemde yeni ve sivil bir anayasa yapmaya ihtiyacı vardır”
“Türkiye, inşallah 2019’da 1919’u baz aldığınızda yeni bir yüzyılın eşiğindedir.” diyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaklaşık 100 yıldır Türkiye’de uygulanan sistem değişiyor, yerine yeni bir hükümet sistemi geliyor. Umuyor ve diliyoruz ki Türkiye 2019 seçimlerinden sonra yeni bir anayasa yapmayı da başlatan büyük bir tarihi adımı atacaktır. Ben buna inanıyorum. Zira Türkiye’nin yeni anayasa arayışları bugüne kadar başarılı sonuçlanmadı. Atatürk döneminde yapılan 1921 ve 1924 anayasalarını hariç tutarsanız, diğerlerinin tamamı milletin anayasası değil, darbecilerin anayasasıdır. Millet sözleşmesi değil, her biri birer darbe sözleşmesidir.
“Yüreğin varsa Halep orada, arşın burada”
Milletin ve devletin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki güçlü yürüyüşünün bundan sonra da milletin duası ve desteğiyle aynı hızda devam edeceğini belirten Bozdağ, “Seçime dönük hep beraber hazırlık yapıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı da yapıyor, diğer partilerin genel başkanları da yapıyor. Kılıçdaroğlu’nun bir tekerlemesi var, hemen hemen neredeyse konuşmalarını pek çoğunda cumhurbaşkanına çağrı yapıyor. ‘Hadi’ diyor, ‘Gel, bir televizyon programına çıkalım, beraber tartışalım, millet karar versin. Kaçma.’ diyor. Onu kim diyor? Genel başkan olduğu günden bu yana 2 halk oylaması, 1 cumhurbaşkanlığı, 3 milletvekilliği, 1 de belediye seçimi olmak üzere toplam 7 seçimi cumhurbaşkanına karşı kaybetmiş olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideri söylüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’nin bugüne kadar adayını açıklamadığını, Kılıçdaroğlu’nun, ‘Ben aday olacağım.’ diye net konuşamadığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Niye konuşmuyorlar biliyor musunuz? Emin olun Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı bizzat kendisini, yetkilileri ve partilileri de genel başkanlarını Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına layık, ehil görmüyorlar da onun için bugüne kadar ‘Kılıçdarıoğlu adayımızdır.’ demiyor, diyemiyorlar. Daha ehil birini arıyorlar. ‘Kılıçdaroğlu’ndan daha ehil birini bulalım, cumhurbaşkanlığına bizim genel başkanımız ehil değil, layık değil.’ diyorlar. ‘Tayyip Erdoğan gibi bir pehlivanın karşısına böyle çapsız birini çıkarırsak perişan oluruz.’ diyorlar. Bir parti düşününün, genel başkanını Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına ehil görmüyor. Bir partinin genel başkanını düşünün, kendini Türkiye’yi yönetmeye ehil görmüyor ve milletinden kendini tercih ettiği birine oy vermesini bekliyor. Millet size niye inansın. Madem siz kendi genel başkanınızı Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına ehil görmüyorsunuz da CHP’nin genel başkanlığında niye tutuyorsunuz? O zaman değiştirin onu başka birini getirin, ehil olan birini Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına getirin ama onu da yapamadılar, yapamıyorlar.”
“28 Şubat darbesinin destekçisi CHP’ydi”
AK Parti’nin kurduğu ittifakın karşısında, “Biz ilkeler üzerinde düşünüyoruz.” diyenlerin de milleti aldattığını söyleyen Bozdağ, “AK Parti ve MHP, ilkeler üzerinde düşünmedi mi? Biz ilkeleri yasaya yazıyoruz, bir de açık açık yazıyoruz. Bunlar ne diyorlar, bir araya gelip de ittifakı açık açık konuşmaktan çekiniyorlar. Neden birbirine benzemez yapılar. Bir tarafta Saadet Partisi ile flört yapıyorlar, öte yandan PKK’nın Meclis’teki uzantısı partiyle flört yapıyorlar, öte yandan Bartın’ın vatansever Cumhuriyet Halk Partililerine diyorlar ki ‘Bizi görün ha.’ Nasıl görecek sizi. Evlatlarını şehit gönderen terör örgütünün uzantılarıyla aynı masada mı görecek sizi? Meclis’te, ‘Afrin’de sivilleri öldürüyorlar.’ diyorlar. Kim diyor bunu, terör örgütleri diyor. Başka kim diyor, Meclis’teki uzantıları diyor. Bugüne kadar tek bir sivilin burnu kanamadığı halde terör örgütünün propagandasını orada yapıyorlar. Korkuları, bu benzemezleri bir araya getirmenin CHP’nin ve tabanına anlatmanın verdiği zorluktandır.” diye konuştu.
Bozdağ, son dönemlerde AK Parti ve Cumhurbaşkanı’na düşmanlık yapan çevrelerin en çok iltifat ettiği partinin, Saadet Partisi olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
“Çok iltifat ediyorlar. Televizyonlara bakın çağırıyorlar. Başka zaman kapılarına koymazlar, gazetelerinde bir satır yer vermezler ama 16 Nisan öncesinde olduğu gibi yeniden iltifat ediyorlar. Niye iltifat ediyorlar biliyor musunuz? Samimi Saadet Partili kardeşlerim de bunu çok iyi biliyorlar. Onları sevdiklerinden iltifat etmiyorlar. Saadet Partisi’nin lideri, bu düşüncenin mimarı muhterem Necmettin Erbakan’ı sevdiklerinden, onun temsil ettiği adil düzen anlayışını sevdiklerinden, Saadet Partilileri sevdiklerinden değil. Bu köhnemiş zihniyetin sahipleri AK Parti’ye zarar verme ihtimali olduğu için size değer veriyorlar. Emin olun. 28 Şubat 1997 darbesini hep birlikte yaşadık. Necmettin Erbakan merhuma ve onun yol arkadaşlarına dünyayı ve Türkiye’yi dar eden kimdi, CHP’ydi. 28 Şubat darbesinin sokaktaki, Meclis’teki en büyük alkışçısı, destekçisi CHP’ydi. ‘İmam hatiplerin kökünü kazıyacağız.’ diyen yine bunlardı. 28 Şubat’ta Refah Yol iktidarının düşmesini sivil kanat olarak destekleyen bunlardı. Peki, AK Parti ne yaptı? 28 Şubat’ın bütün zararlarını ortadan kaldıran adımları attı. Şimdi 28 Şubatçılar, millet adına Türk yargısına hesap veriyor. Yargı millet adına onlardan hesap soruyor. Onun için çok net söylüyorum, böyle bir yaklaşım, rahmetli Erbakan Hoca’nın kemiklerini sızlatır.”