Genel seçimlerde Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili adayı olan Diyarbakırlı iş adamı Abdullah Arzakçı, kamuoyuna açıkladığı 21 maddelik seçim bildirgesinin detaylarını paylaşmaya devam ediyor. Daha önce yaptığı basın açıklamalarıyla seçim bildirgesinin ilk 15 maddesinde yer alan, inanç turizmi, Dicle Vadisi yeşil kuşak, engelliler, kadınlara yönelik çalışmalar, halk projeleri, sağlık, bölgede refah ve güven, gençlik, kültür-sanat çalışmaları ve sanatçılar, bölgede eğitim, suça karışmış ve küçük yaşta çalışmaya zorlanan çocuklar, bölgede işsizlik, esnaf ve sanatkarların sıkıntıları, kamu kuruluşlarının vatandaşlara karşı görevlerinin takibi ve iş dünyası ile STK’ların üretim ve istihdama yönelik çalışmaları konularıyla ilgili detaylara yer veren Arzakçı, bu kez de endüstri ve sanayi bölgesi, insan hakları ihlalleri ve yoksullukla mücadele çalışmaları konularıyla ilgili yapacaklarına açıklık getirdi. “BÖLGENİN ENDÜSTRİ VE SANAYİ BÖLGESİ OLMASI İÇİN GEREKLİ OLAN TÜM ÇALIŞMALAR YAPILACAK VE TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ” Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Abdullah Arzakçı, seçim bildirgesinde yer alan ve çok önemli gördüğü maddelerden birinin de bölgenin tarım bölgesi dışında, endüstri ve sanayi bölgesi olması için yapılması gerekenleri içerdiğini söyledi. Arzakçı, “Bildiğimiz üzere bölgemizin ekonomisi önemli ölçüde tarıma dayanmaktadır. Ekili dikili topraklarımızın oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir. Tarım bölgesi olmamızın dışında endüstri ve sanayi yatırımları yönünden çok gerideyiz. Bölgemizde işsizlik, nitelikli iş gücünün yetersiz oluşu, eğitim altyapısının yetersizliği, bölge içinde sermaye birikiminin sağlanamaması, bölgemizin en önemli sorunları olmaya devam etmiştir. Bu sorunların giderilmesi, ekonominin gelişmesi, hızlı istihdam artışının sağlanması için özel sektör yatırımlarının bölgeye çekilmesi gerekmektedir. Bölgemizin adeta bir endüstri ve sanayi revizyonuna ihtiyacı vardır. Seçildiğim takdirde, tarımın yanında, sanayi, ulaştırma, eğitim, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarını da içine alan bir bölgesel kalkınma projesine ön ayak olup, bu yönde atılacak her adımı destekleyeceğim. Çok sektörlü, sürdürülebilir insani gelişmeye dayalı, bölgenin rekabet gücünü diğer bölgelerle artırmayı amaçlayan, ekonomik ve sosyal bütünleşmeyi güçlendirmeyi hedefleyen, entegre bir bölgesel kalkınma projesiyle bölgemizin hak ettiği yere geleceğine inanıyorum. Yatırım ortamının cazip hale getirilebilmesi için ulaştırma, enerji, sanayi ve kentsel altyapı hizmetlerinin yeterli düzeye ulaşması, firmaların finans kaynaklarına erişiminin kolaylaştırılması, bölgenin üretim yapısına uygun teşvik mekanizmasının oluşturulması, bölgedeki diğer kurumsal hizmetlerin etkinleştirilmesi ve sosyal yaşam ortamının iyileştirilmesi önemlidir. Seçilirsem, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin, yerel yöneticilerimizin, meslek kuruluşlarının ve STK temsilcilerimizin ortak katılımlarıyla periyodik il ve bölge toplantıları düzenleyip, ilimizin ve bölgemizin ekonomik ve sosyal gelişmesine ivme kazandıracağını düşündüğümüz, proje ve faaliyet önerilerini derleyerek ilgili bakanlıklara sunmayı ve özel sektör kuruluşlarıyla temasa geçerek kendilerini bölgemize çekmeyi, teşvik edip yatırım yapmalarını özendireceğim. Ayrıca bölgemizdeki tüm sektörlerin kalkınmaya katkısını azami düzeye çıkarabilmek üzere sınai altyapılarının geliştirilmesine yönelik proje çalışmalarını yapıp, işletmeleri destekleyip, istihdamın niteliğini iyileştirmek amacıyla teşvik ve eğitim programları uygulanması yönünde girişimlerde bulunacağım” dedi. “İNSAN HAKLARI İHLALLERİN ÖNÜNE GEÇECEK BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜP, MAĞDUR VATANDAŞLARIN DESTEKÇİSİ OLACAĞIM” Abdullah Arzakçı, seçilmesi durumunda insan hakları ihlallerinin önüne geçip, bu konuda mağdur olan tüm vatandaşların destekçisi olacağını söyledi. ARzakçı, “Özellikle son yıllarda dünya politikasında gündemin önemli bir maddesi olmayı maalesef başaran, bütün insanların, insan olması hasebiyle sahip olduğu temel hak ve özgürlükler olarak tanımlanan insan hakları üzerinde özellikle durduğum konulardan biridir. Ülkemizde özellikle bölgemiz yıllardır, uzun süre insan hakları ihlalleri ile gündeme gelmiştir. İnsan hakları ihlalleri genelde kötü muamele, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri hakkına yönelik müdahaleler, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar gibi pek çok değişik ve kategorik konularda açığa çıkmıştır. İnsan hakları bugün kültürel ve özellikle siyasi hayatta önemli bir rol oynamaktadır. İnsanlık onurunu korumayı amaçlayan insan hakları, özgürlükçü siyaset bilimi teorilerine göre, devletin var oluş nedeni olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, devletin temel görevi insan hak ve özgürlüklerini korumaktır. İnsan hakları ihlali, başta insanlık onuru olmak üzere, insanlığın ve ahlaki değerlerin reddi demektir. Seçildiğim takdirde insan hakları ihlalleri alanında izleme, denetleme ve değerlendirme işlevlerini üstlenecek, eğitim faaliyetlerini koordine edecek bir insan hakları birimini kendi oluşturacağım ekiple faaliyete geçireceğim. Kuracağım bu birimle bireylerin insan haklarına yönelik şikayetlerini değerlendirip, çözümü yolunda din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet, etnik köken, dil ve benzeri özelliklerine bakılmaksızın, aralarında herhangi bir ayırım gözetmeksizin temel insan hak ve özgürlüklerinden yararlanmasını sağlayacağım. Ayrıca, genelde ülkemiz, özelde bölgemizde insan hakları ihlallerinin son bulduğu, toplumsal barış ve özgürlüklerle dolu onurlu bir yaşamın temelini atmanın mücadelesini mecliste parti ayrımı yapmaksızın tüm çalışmalarda bulunup yürüteceğim’’ şeklinde konuştu. “YOKSULLARA YAPILAN YARDIMLARLA İLGİLİ BÖLGEYE ÖZEL BİR KAYNAK AYRILACAKTIR” Bağımsız milletvekili adayı Abdullah Arzakçı, bölgesel az gelişmisliği en derinden yasayan Diyarbakır ve civarında özellikle çatışmalı süreçle birlikte köyden kentte göçün yaşanması dolayısıyla yoksulluğun arttığını söyledi. Arzakçı, “Kentlere yoğun göç yaşanması ile sonuçlanan bu durumun yanı sıra endüstri ve sanayi yatırımlarının yetersizliği de işsizliği ortaya çıkarmış ve işsizlikle birlikte yoksulluk artmıştır. Bölgemizde yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği sorunların büyüyen önemini kabul etmek ve bütüncül, kapsamlı bir yaklaşımla yoksullukla mücadele konusunda etkin, verimli politikalar üretmek, bu alanda hizmet sunan kuruluşların kurumsal kapasitesini artırmak durumundayız. Ülkemizde yoksullukla mücadele konusunda kapsamlı, bütüncül ve sistemli bir yaklaşımın olduğu söylenemez. Yoksulluk her şeyden önce yapısal ve çok boyutlu bir sorundur ve çözüm üretiminde ekonomik, toplumsal, kültürel yapı ve ilişkilerin dikkate alınması gerekir. Yoksulluk bölüşüm ve dağıtım mekanizmaları ile doğrudan ilgilidir ve tek başına ekonomik gelişme sorunu çözemez. Son derece karmaşık ve çok boyutlu olan yoksulluk, ancak bu çok boyutluluğu dikkate alan politika ve yaklaşımlarla çözülür. Bu nedenle seçildiğim takdirde özellikle bölgemizde yoksullukla ilgili geniş çaplı araştırmalar yapıp, çözüm üretme yoluna gideceğim. Yoksullara yapılan yardımlarla ilgili bölgeye özel bir kaynak oluşturulması için meclis çatısı altında partilerle ortak çalışmalar içerisinde yoksullukla mücadele edilmesi yönünde somut uygulamaları hayata geçireceğim’’ ifadelerine yer verdi.