Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın(ATSO) Temmuz Ayı Olağan Meclisi, odanın Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. ATSO Başkanı Davut Çetin, Antalya’da bitmek bilmeyen yol tamiratlarının olduğunu belirterek, “Baştan acele ediliyor, sonra tekrar yapılıyor, böylece maliyet de katlanıyor. Acele işe şeytan karışır denir. Bizde şeytan en çok yol yapımlarına karışıyor. Sonra da mevcudu tamir etmekten, yeni bir yatırıma da sıra gelmiyor” dedi. ŞEHİT OLAN ASKER VE POLİSLERİN AİLELERİNE BAŞSAĞLIĞI Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, konuşmasının başında geçtiğimiz günlerde yaşanan terör olaylarında şehit düşen asker ve polislere başsağlığı diledi. Çetin, “Asker ve polis şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, görev arkadaşlarına ve bütün Türkiye’ye sabır ve başsağlığı diliyorum. Türkiye’nin başında PKK katilleri belası vardı, şimdi bir de İŞİD tehdidiyle karşı karşıyayız. Türkiye tam 40 yıldır aralıksız terörle yaşıyor. Bugüne kadar bu millet teröre boyun eğmedi, bundan sonra da eğmeyecek. Hiç kimse Türk milletini terörle, tehditle teslim alamayacaktır. Asker ve polisimizi haince, barbarca şehit eden katilleri nefretle kınıyoruz. Suruç’ta sivil insanları katledenleri de lanetliyoruz. Bölgede ve Suriye sınırında uzun zamandır bir güvenlik boşluğu yaşanmakta ve olup bitenler hepimizde endişe oluşturmaktaydı. Bu bakımdan Türkiye’nin bölgede güvenlik önlemleri alması yerinde olmuştur. Hatta geç bile kalınmıştır. Keşke, bu noktaya gelinmesine de izin verilmeseydi. Ancak, bu noktada terör riskinin çok artmış olduğu da açıktır ve her tür terör eylemine, provokasyon veya kışkırtmalara karşı dikkatli ve temkinli olunmalıdır. Bu yangının Türkiye’yi sarmaması için devletin bütün kurumları siyaset üstü ilke ve değerler çerçevesinde toparlanmalıdır. Eğer ulusal birliğimizi güçlendirmez, siyasi uzlaşmayı gerçekleştiremezsek, bu terörü ve getireceği siyasi riskleri önleyemeyiz. Gün, kişisel hesap, grup, parti hesabı yapma günü değildir” dedi. SOKAKLARDA DİLENİN SURİYELİLER Bölgedeki gençlerin düne kadar PKK’ya katıldığını şimdi de İŞİD’e katılmaların başladığını ifade eden ATSO Başkanı Davut Çetin, “Türkiye’ye sığınmış olan Suriyeli göçmenler arasında, özellikle sınırdaki kamplarda IŞİD’e katılımın da yüksek olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bölgede PKK ve İŞİD etkisi tam olarak kırılmalı ve aynı zamanda özellikle işsiz gençleri hedef alacak bir ekonomik ve sosyal program da devreye girmelidir. Bunun yan ısıra Suriyeli mültecilere dönük önlemlerin de geliştirilmesi gereklidir. Türkiye’nin bir çok kentinde sokaklarda Suriyeli insanların dilendiğini görüyoruz. Bu insanlara asgari yaşama koşulları sağlanmalı ve böyle Türkiye’ye dağılıp, dilencilik yapmaları önlenmelidir. Bu kontrolsüzlüğün her tür sorunu beraberinde getirdiği açıktır” şeklinde konuştu. BELİRSİZLİK ARTMAKTADIR Dünya üzerinde uluslar arası piyasaların belirsizlik yaşadığını ifade eden Çetin, Çin’in büyüme oranının düşmesi dünya ekonomisi için risk yaratabileceğini dile getirerek şunları söyledi: “Şu anda dışarıda ve içeride belirsizlik artmaktadır. Uluslararası piyasalar Yunanistan’ın iflası, Çin’de borsa düşüşü ve büyümenin yavaşlaması, Amerika’da faiz artışı beklentisi baskıları altında dalgalanmaya devam ediyor. Temel girdi fiyatları dünyada 2009 düzeyine gerilemiş durumdadır. Bu düşüşte dünya ekonomisinde ve özellikle Çin’deki yavaşlama, belirleyici olmuştur. Şu anda ABD ekonomisi büyüyor, Avrupa durgunluktan çıkma emareleri veriyor, ama Çin, önce yüzde 10’luk büyümelerden yüzde 7’ye düştü, şimdi de yüzde 5-6’lara düşmesi bekleniyor. Çin’in yavaşlaması ve Çin borsasındaki dalgalanma dünya ekonomisi için bir risk yaratabilir. Ayrıca emtia fiyatlarının düşmesi Brezilya gibi ülkelerde sorunları ağırlaştırabilir. Dolayısıyla bu gelişmelerin dikkate izlenmesi ve tedbirli olunması gereklidir.” İHRACATTA DÜŞÜŞ Ramazan Bayramı’nda Yunan adalarına, Bodrum, Çeşme’ye gidildiğini, Antalya’ya da gidenlerin biraz daha az olduğunu söyleyen Çetin, “Yollar, uçaklar doluyor. Dışarıdan bakan Türkiye refah içinde, herkes geziyor, harcıyor diye bakıyor. Ama unutmayalım ki, bu ülkenin nüfusu 78 milyon ve evi dışında bir hafta tatil yapabilen oranı yüzde 21. Otellerde tatil yapabilen de bunun yarısı. Türkiye’nin yüzde 10’u zaten bütün otelleri de restoranları da doldurur, ama buna bakıp ekonomiyi değerlendirme hatasına düşmemek gerekir. Piyasadaki sıkıntıyı biz yaşıyoruz, ama medyada bizim sıkıntılarımız değil, otomobil ve inşaat reklamları var. Zenginin parası fakirin çenesini yorar denirdi. Türkiye’de artık fakir kendi derdine düşmüş, zenginin parası sadece medyayı yoruyor. Antalya verilerinde de maalesef olumlu bir tablo ortaya koyamıyoruz. Şirket kayıtlarında yüzde 4’e yakın, yatırım teşviklerinde yüzde 50, ihracatta yüzde 9 düşüş yaşıyoruz” diye konuştu. TURİST SAYISI Turizmde son haftalarda toparlanma olduğunu da belirten ATSO Başkanı Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son günlerde turist sayısı ay bazında geçen yıl rakamlarına yaklaştı, ancak yıllık olarak yüzde 7’lik kayıp devam ediyor. Son terör olayları olumlu beklentileri iyice bozdu. Turist sayısı dışında, fiyat indirimleri ve geceleme düşüşleri, toplam gelire ve Antalya ekonomisine yansıdı. Doluluk oranı ve fiyatlarda da yüzde 10-15 civarında düşüş görüyoruz. Bunun sonucunda Antalya’nın Mayıs ayı net Katma Değer Vergisi (KDV) tahsilatı geçen yıla göre sıfır oldu, yani artmadı, Haziran ayı tahsilatı yalnızca yüzde 5.6 artmış durumda. Otomobil ve konut satışına rağmen KDV’deki bu yavaşlama piyasanın gerçek durumunu göstermektedir. Piyasadaki durum bu, ancak şu anda bunları konuşmak da faydasız, çünkü sadece ekonomide değil, siyasette de belirsizlik var. Bu belirsizlikte yatırım zaten olmaz. Sonbaharda bir de dış piyasadan döviz ve faiz baskısı bu duruma eklenecek. Bu duruma rağmen ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan uzun zamandır ortada yok. Koalisyon görüşmelerine kimse inanmıyor. Kasım’da seçim olsa istikrar getireceği garanti değil. Dolayısıyla şu anda bizi dinleyecek kimse yok, ama biz yine de uyarılarımızı yapalım. Belki riskler görülür, herkes fedakarlık yapar ve bir uzlaşma ortamı doğar.” 500 ŞİRKET İÇİNDE ANTALYA’DAN 3 ŞİRKET VAR Geçen ay yayınlanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesine Antalya’dan üç şirketin olduğunu söyleyen Çetin, “Geçtiğimiz günlerde ikinci 500 sanayi kuruluşu listesi yayınlandı, ona da Antalya’nın 3 şirketi girebildi. 2014 yılı verileriyle 92 milyon net satışla ikinci 500’e, 210 milyon liranın üstü net satışla birinci 500’e giriliyor. Antalya her iki listede de 3’er firmayla yer alıyor ve yıllardır bu sayıda artış olmadı. Bundan 7-8 yıl önce bir ara ikinci 500’e 6 şirketimiz girmişti. Ama sonra o şirketlerden bazıları iflas etti ve 3 şirkete düştük. Denilebilir ki, Antalya bir sanayi kenti değil ve bu sonuç normaldir. Ama yine geçtiğimiz günlerde bir dergimizin en büyük 500 listesi yayınlandı. Bu listede bütün sektörler yer alıyor. Bu listede de yani 500 büyük şirket listesinde de Antalya’dan yine 6 şirket var. Bunların birincisi Sun Express, onun dışında 3 turizm şirketi. Bu turizm şirketlerinden birisi de iflas etti. Antalya bir sanayi kenti olmasa bile 12 milyon turistin geldiği bir ilde biz büyük şirket listelerine 5-6 şirket ile giriyorsak, bu Antalya için bir zayıflık demektir. Bir ekonomi şirketleriyle büyür, Antalya’nın gelişmesi ancak Antalyalı şirketlerin büyümesi ile olur. Ama Antalya’da mum dibine ışık vermiyor. Burada herkese, kamuya da bizlere de iş adamlarımıza da görev düşmektedir. Antalya şirketleri sadece yerel ölçekte kalmamalı, mutlaka ulusal ve hatta uluslararası piyasaya çıkmalıdır. Aksi halde turizme rağmen büyümemiz sınırlı kalmaktadır” ifadelerini kullandı. AVM KONUSU Antalya’nın gündemine bakıldığı zaman hedeflerin değil, sorunları konuştuklarını ifade eden ATSO Başkanı Davut Çetin, “Gündemde bir AVM tartışması var. Biz AVM konusunda bir ezbere takılmış durumdayız. Asıl sorun ticaret planının olmamasıdır. Avrupa kentlerinde artık hangi faaliyetin kentin neresinde olduğu konusunda tecrübeler sonucunda belirli standartlara, kurallara ulaşılmıştır. Bunları tartışmamız gerekir, ticaret planımızı, ilkelerimizi, kurallarımızı tartışmamız gerekir. Bunları yapmadan, ticaret planı olmadan bu tartışmaların anlamı yoktur. Ancak, şunu vurgulamak isterim ki plan tadilatı ile AVM yapımı olmamalıdır. AVM yapılacaksa baştan kentin ihtiyacı, kent merkezinin canlılığı, trafik durumu dikkate alınarak önceden uygun yerler belirlenmeli ve neyin nereye yapılacağı baştan belli olmalıdır” diye konuştu. YOL TAMİRATLARI Antalya’da bitmek bilmeyen yol tamiratlarının olduğunu belirten ATSO Başkanı Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Korkuteli yolu 12 yıldır bitmek bilmiyor. Bu yol aynı zamanda Denizli, İzmir bağlantısı, hatta Muğla bağlantımızdır ve yoğun bir yoldur. Bunca yıldır bir türlü bitmemesi akıl alacak iş değildir. Aynı şekilde Kemer yolu bitmek bilmiyor. Karayolları Aşık Veysel’in dediği gibi uzun, ince bir yolda gece gündüz gitmektedir. Baştan acele ediliyor, sonra tekrar yapılıyor, böylece maliyet de katlanıyor. Acele işe şeytan karışır denir, bizde şeytan en çok yol yapımlarına karışıyor. Sonra da mevcudu tamir etmekten, yeni bir yatırıma da sıra gelmiyor. İşte Kuzey Çevre Yolu halen başlayamadı. Batı Çevre Yolu halen tamamlanamadı. Antalya karayolları konusunda hep arkadan geliyor. Seçim öncesinde ulaşım konusunu çok konuşuldu. Otoyol projelerinden söz edildi. Ama biz halen Kokuteli’nde 100 metreyi konuşuyoruz. Antalya’nın artık küçük sorunları geride bırakması, denizi geçip, çayda boğulmaması gerekiyor. Antalya’nın gündemi de olumlu yönde değişmelidir.” “KÜLTÜR MERKEZİ PERŞEMBE GÜNÜ AÇILACAK” Antalya’nın olumlu gündemine bir örnek Kültür Merkezlerinin açılışı olduğunu belirten Çetin, “Biz son haftalarda tatil yapmadan çalıştık ve Eğitim ve Kültür Vakfımızın oluşumunu, Kültür Merkezimizin donanımını tamamladık. Perşembe günü hep beraber bir açılış töreni yapacağız. İki küçük sergiyle açılış yapıyoruz. Eylül ayında ise Picasso sergisi gelecek. Gerçekten çok uğraştık, her detayıyla ilgilendik ama ortaya Antalya için bir eser çıkardık. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 1990’larda Antalya’ya Güzel sanatlar Lisesi’ni kazandırmıştır. Şimdi de bir kültür merkezi ve yine kültür turizmine hizmet edecek bir tarihi ev kazandırmıştır. Bunlar ATSO üyelerinin Antalya tarihine geçecek armağanlarıdır” dedi. İstanbul’un tek merkez olarak geliştiğinden söz ettiğini ifade eden Çetin, şöyle devam etti: “Türkiye’de tatil yeri olarak Bodrum ve Çeşme öne çıktı. Bir Side, bir Kemer ve ya Tekirova’yı, daha çok sayabiliriz, Alaçatı gibi bir moda yaratamadı. Yüksek gelir grubunu, ister yerli, ister yabancı olsun, mutlaka farklı ürünlerle çekmek gerekiyor. Doğa ve tarih her yerde var, asıl önemli olan kültür, eğlence ve gastronomidir. İstanbul son yıllarda turizmde hamle yaptıysa bunun katkısı vardır. Biz ise her yeri kitle turizmine teslim ettik ve bunun en büyük nedeni kültür-sanat zayıflığıdır. Kültür merkezi demek bir bina yapmak demek değildir. Bizim asıl hedefimiz kültür yaratmaktır. Antalya kent merkezine farklı bir kimlik vermek, sosyal hayatı da değiştirmektir. Avrupa’da, İtalya’da, İspanya’da zengin aileler mimariye önem vererek, heykeller yaptırarak o kentleri oluşturmuşlar. Türkiye’de bunu, İstanbul’da Pera gibi, İstanbul Modern, Sabancı gibi müzelerle bazı aileler yaptılar. Yine İstanbul’da bazı bankalar sanat merkezleri kurdular, sergiler yapıyorlar. İstanbul dışında diğer illerde ve Antalya’da henüz böyle bir değişim başlamadı. Bu boşluğu devletin veya bizim gibi kurumların doldurması gerekiyor. Antalya’da bu hizmeti Kaleiçi’nde İnan Kıraç’lar başlattı. Bizim merkezimiz de Pera Müzesi’nin desteğiyle çalışacak. Aksi halde bizim kendi başımıza uluslararası nitelikte etkinlik yapmamız kolay değil. İnanıyorum ki, merkezimiz faaliyetleriyle de kent merkezine farklı bir hava getirecek. Caddeyi yaparsak daha da çekici olacak. Belediyelerimizin de bu yönde güzel projeleri var ve bunlar biterse Antalya’da artık bazı şeylerin daha güzel yönde değiştiğini göreceğiz. Artık Antalya turizm broşürlerinde kent merkezinde gezilecek yerler arasına iki yer daha girmiş olacak. Gerek Antalyalıların gerekse yerli ve yabancı turistin kent merkezine gelmeleri için bir cazibe merkezi oluşturmuş olduk.” BANKALARIN ANTALYA’YA SPONSOR OLMASI Büyük şirketlere ve bankalara çağrı yaptığını dile getiren ATSO Başkanı Çetin, Antalya’ya kültür ve sanat konusunda katkı sağlanması gerektiğini de sözlerine ekleyerek, “Antalya kredi ve mevduatta 4’üncü sırada olan bir il. Ayrıca buraya yabancı ve yerli 15 milyona yakın insan geliyor. Gelin Antalya’ya kültür ve sanat alanında bir katkı yapın, bu merkezde bize ortak olun, destek verin, birlikte çok daha büyük organizasyonlar yapalım. Çünkü Antalya böyle bir hizmete değer bir kenttir. Bir bankanın reklam bütçesi yanında bizim merkezimiz devede kulak kalır. O nedenle bir bankamız burada bazı faaliyetlere sponsor olursa bu hem Antalya’ya hem Türkiye turizmine katkı olur” dedi. KADIN GİRİŞİMCİLER Türkiye’de her girişimcinin önemli olduğunu ancak, kadın girişimcilerin çok daha büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Davut Çetin, “Türkiye’de 1 milyon 100 bin civarında işveren bulunmaktadır. Şirket sayımız çok, ama girişimci sayımız az. Nisan ayı itibariyle erkek işveren sayısı 1 milyon 24 bin. Kadın işveren sayısı ise sadece 95 bin. Kadın işveren sayısı 60-70 binlerden artarak 95 bine geldi, yani bir gelişme var, ama yeterli değil. 10 erkek girişimci karşılığında 1 kadın girişimci gibi büyük bir dengesizlik söz konusu. Çünkü Türkiye’de en önemli kadın mesleği halen ev hanımlığı. İş hayatına katılma oranı erkeklerde yüzde 76, kadınlarda yüzde 34. Bu nedenle kadın girişimci kurulumuzun çalışmaları son derece önemli çalışmalardır” ifadelerini kullandı. Meclis toplantısının sonunda Antalya’nın kadın girişimcileri ödüllü yarışmasında dereceye giren kadın girişimcilere Davut Çetin tarafından plaket ve çiçek takdim edildi. Evde Üretim Yapan Kadın Girişimciler kategorisinde ebru desenli telefon kılıfı ile Sinem Tosunoğulları, miyuki sanatı kolye ile Sebnem Gür ve keçe yastık gelincik tarlası ile Tülin Öztürk dereceye girdi. Mansiyon kategorisinde ise, plaj terliği ve plaj halhalı ile Sabiha Ertaş dereceye girdi. İş yeri açarak ekonomiye katkıda bulunan kadın girişimciler kategorisinde, solucan gübreli topraksız tarım ile Halise Şenerol, sebze tohumu ile Büşra Yapıcı dereceye girdi. Mansiyon dalında ise, organik ürünler ile Ayşe Kozuk dereceye girdi.