İş amacıyla kente gelen yabancıların tercih ettiği Yeşilbahçe Mahallesi’ndeki Hanım-Ömer Çağıran İlkokulu’nda, Türk öğrencilerin yanı sıra Rus, Azerbaycanlı, Kazak, Türkmenistanlı, ABD’li, İranlı, Afgan, İrlandalı ve Güney Afrikalı öğrenciler de bulunuyor.
Türkçe eğitim alan yabancı öğrenciler, İstiklal Marşı’nı ezbere okuyor, teneffüslerde okul bahçesinde mendil kapmaca gibi geleneksel oyunları oynuyor. Bazı yabancı öğrenciler, Nasrettin Hoca’nın fıkralarını anlatarak arkadaşlarını güldürüyor, Türk edebiyatından şiirler okuyor.
Yabancı öğrenciler, okulda öğrendikleri Türkçeyi evde ailelerine de öğretiyor.
Türk arkadaşlarıyla uyumlu şekilde eğitimlerine devam eden öğrenciler, karne heyecanı yaşıyor. Öğrencilerin en büyük mutluluğu ise Türkçe derslerinden aldıkları başarılı notlar oluyor.
Uyum sürecini çabuk atlattılar
Okul Müdürü Mehmet Karsavurdan, amaçlarının kendine güvenen, mutlu öğrenciler yetiştirmek olduğunu söyledi.
Yabancı öğrencilerin uyum sürecini çok çabuk atlattığını vurgulayan Karsavurdan, şunları kaydetti:
“Türkçeyi çok kısa sürede öğretiyoruz. Tüm çocukların dünya çocukları olduğunu benimseyip, özverili şekilde eğitimi zevkli hale getirmek için çaba sarf ediyoruz. Bizim okula ‘Birleşmiş Milletler gibi okul’ diyorlar. Farklı milletlerden öğrencilere eğitim veriyoruz. Mezun ettiğimiz çok sayıda yabancı öğrenci de var. Bu öğrencilerin aileleri genelde maddi durumu oldukça iyi aileler. Koleji gitme imkanları var ama eğitim kalitemiz güzel olduğu için bir devlet okulunu, yani bizi tercih ediyorlar.”
“Evde Türkçe öğretmeni oldum”
İkinci sınıf öğrencisi Amerikalı Grace Ann Ledet, Türkiye’yi ve okulunu çok sevdiğini dile getirdi.
Antalya’da en fazla denizi sevdiğini vurgulayan Ledet, “Ailem de Türkiye’yi çok seviyor. Bana Türkçe bir isim de verdiler. Evde Grace, okulda ise Kayra ismini kullanıyorum. Hep burada kalmak istiyorum. Türkçede zor da olsa kendimi geliştirdim. Ailede Türkçeyi en iyi konuşan benim. Anne ve babama da yardımcı oluyorum. Evde Türkçe öğretmeni oldum.” diye konuştu.
Babası Güney Afrikalı annesi ise Kenyalı olan Zoe Ezgi Telford ise okuluna çok alıştığını, kendisini hiç yabancı gibi hissetmediğini bildirdi.
İranlı öğrenci Zehra Nik Ravan, Türkçeyi öğrendiğini, evde başka bir dil konuşmadıklarını söyledi.
Türkiye’de yaşamak istiyorlar
Ailesine de Türkçeyi öğrettiğini anlatan Ravan, “Türkiye’yi çok seviyorum. Büyüyünce iyi bir aşçı olmak istiyorum. Belki Antalya’daki büyük bir otelde aşçı olabilirim.” dedi.
Amerikalı Zoe Sophia Brinley ise Kaliforniya’dan iş için ailesinin Antalya’ya geldiğini, Türkçeyi de konuşmakta zorlanmadığını belirterek, “Burada çok başarılı öğretmenlerim oldu. İlk öğrendiğim kelime ‘merhaba’ oldu. Büyüyünce de hayvanları çok sevdiğim için veteriner olmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkmenistanlı Ahmet Nurga ise Türkiye’de hayatını sürdürmek ve doktor olarak burada hizmet vermek istediğini vurguladı.
Rus Eldar Bahri ise okuldaki arkadaşlarının kendisine çok yardımcı olduğunu söyledi.
Afganistanlı Hadis İshchi de aynı okulda kardeşi Onur ile eğitim gördüklerini, ömür boyunca Türkiye’de yaşamak istediklerini dile getirdi.
AA