Habertürk kanalında canlı yayınlanan “Türkiye’nin Seçimi 2015” programında soruları yanıtlayan Arınç, 27 Mayıs darbesinin yıl dönümü olduğunun hatırlatılması üzerine, “Hüzünle anıyoruz. Büyük bir tepkimiz var. Çünkü, sadece hükümetler devrilmekle kalmadı, parlamento feshedilmekle kalmadı, aynı zamanda o dönemin sorumlusu olarak gösterilen, idama mahkum edilenler içerisinden, diğerlerini bağışlamak suretiyle 3 siyasetçiyi de idam ettiler. Rahmetli Menderes’i, Zorlu’yu ve Polatkan’ı buradan rahmetle anıyorum” dedi.
Dönemin iktidarına yönelik, “Şüphesiz bir iktidar olarak hataları, kusurları da vardır, mutlaka olacaktır ama bunun karşılığı darbeyle devrilmek ve sonra uyduruk suçlamalarla insanları mahkum etmek olmamalıydı” ifadesini kullanan Arınç, daha sonraki başbakanların, Menderes’in idam edilmiş fotoğrafının travmasını yaşadıklarını ifade etti.
Arınç, “Senin de akıbetin böyle olur’ veya ‘Benim de başıma bunlar gelebilir’ endişesi, Türkiye’de maalesef bir korku olarak yaşamıştır” diye konuştu.
Hükümet ile TSK ilişkilerinin AB normları ve demokratikleşme içerisinde iyi bir yere oturtulduğunu, bu konuda, olması gerekene çok yakın bir noktada bulunulduğunu belirten Arınç, “Türkiye’de askeri vesayet gerçekten bitti mi?” sorusunu ise “Özellikle son 5-6 yıldır TSK’nın komuta kademesiyle hükümetler arasında, Cumhurbaşkanlığı arasında görevlerini yapma konusunda veya görevlerini ifa ederken Anayasa’da ve kanunlarda uyacakları prensipler noktasında herhangi bir sorun yok” diye yanıtladı.
Bu dönemde muvazzaf ve emekli birçok asker hakkında davalar açıldığını hatırlatan Arınç, bu davalar sırasında Genelkurmay Başkanlığının hukuka bağlı kaldığını söyledi.
Arınç, “Eskiden böyle bir şey yaşanması bir muha olduğu gibi, böyle bir olay karşısında ‘Geliyoruz, ha’ diyebilirlerdi veya başka türlü davranışta bulunabilirlerdi. Fakat bugünkü komuta kademesi, Anayasa’yı da kendilerine tanınan yetkileri de çağdaş bir ülkedeki asker-sivil ilişkilerini de en iyi şekilde götüren insanlar. Ben onları şahsen çok takdir ediyorum” diye konuştu.
Arınç, başkanlık sistemine ilişkin soruyu yanıtlarken, “Birinci sözümüz, yeni anayasayı yapacak güce sahip olmak. Buna sahip olduğumuz zaman ki inşallah olacağız en az 330’la, o zaman yeni anayasayı yaptığımızda ‘Bu ülke nasıl daha iyi yönetilebilir’ sorusunun cevabını da başkanlık sistemini de konuşacağız” ifadesini kullandı.
Başkanlık sistemini, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 2023 seçim beyannamesine yazdığını hatırlatan Arınç, ancak bunu realize edebilmenin seçimden sonra mümkün olacağını belirtti.
Partisinin oy olarak yüzde 45 bandında olduğunu söyleyen Arınç, bunun üzerine çıkmak için çalıştıklarını kaydetti.
Çözüm sürecinin seçim atmosferinden etkilenip etkilenmediği sorulması üzerine Arınç, “Çözüm süreci, şüphesiz seçim çalışmaları sebebiyle eskisi kadar gündemde değil. Bu HDP açısından da bizim açımızdan da böyle. Biz hiçbir zaman çözüm sürecinden vazgeçtiğimizi söylemiyoruz. CHP’nin MHP’nin bütün tahriklerine rağmen, HDP’nin bütün yalanlarına rağmen bu çözüm sürecini başarıya ulaştırmak için söz verdik. Siyasi olarak ne getirirse getirsin, bu bir memleket meselesidir. Terörün sona erdirilmesi, silahların bırakılması, gözyaşlarının dinmesi bizim temel amacımızdır” ifadelerini kullandı.
Arınç, HDP’nin seçim barajının altında kalmasının çözüm sürecini “hiç etkilemeyeceğini, etkilememesi gerektiğini” belirterek, “Bu süreci biz başlattık, onu götürecek olan da biziz” diye konuştu.
Seçim barajına değinen Arınç, “Temsilde adalet olursa siyasetin çok parçalı olduğunu, yönetimde istikrar olması durumundaysa temsilde adaletin yeterince sağlanamadığını” ifade etti.
Koalisyonların ömrünün kısa sürdüğünü, bakanlık sayılarının arttırıldığı, ekonomik krizlerin yaşandığını belirten Arınç, Meclis Başkanlığı döneminde parti temsilcilerine mektup yazarak baraj konusunda neler yapılabileceğini anlattığını ama partilerden olumsuz yanıt aldığını söyledi.
Arınç, şunları söyledi:
“Barajdan şikayet edenler barajın altında kaldık diye hiçbir zaman tehdide, aba altından sopa göstermeye kalkmasınlar. Barajın altında kaldığımızda hiç isyan etmedik. Hiç tehdit etmedik. Bu, bugünkü seçim sisteminin getirdiği bir şeydir. Fakat doğru mu böyle devam etmesi? Doğru olmayabilir. Seçimden sonra oturalım, daha akılcı bir şekilde temsilde adaleti daha gerçekleştirebilecek bir noktada ele alalım. Bunu, bu seçimlerde hem tehdit yoluyla kullanıyorlar hem de özellikle Kürt kardeşlerimize karşı ‘Bizi barajın altında bırakmayın, barajın altında kalırsak mahvoluruz, siz de mahvolursunuz’ diye onları da etkilemeye çalışıyorlar.”
Arınç, bundan sonra da AK Parti’nin başarısı için çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.