Olay Gazetesi Bursa

Bir lokanta tuvaletinde hayata gözlerini yumdu! Usta oyuncunun hazin öyküsü…

Yeşilçam filmlerinde Kemal Sunal'dan çekmediği kalmayan usta Yeşilçam oyuncusu Yadigar Ejder, sinema tutkusu uğruna yıllarca evsiz kaldı, parklarda uyudu. İşte Ejder'in hazin öyküsü...

Gerçek adı Adnan Ayberk olan Yadigar Ejder, 1951 yılında Sivas’ta doğdu. 4 çocuklu bir ailenin en büyüğü olan Ejder, henüz yeni başlamış olduğu eğitim hayatını, ilkokul 3. sınıfta bıraktı.

İstanbul’a geleli bir yıl bile olmamışken, 1968 yılında ilk filminde oynadı. Birçok Kemal Sunal filminde görmeye alışık olduğumuz başarılı oyuncu, 200’den fazla filmde oynamış olsa da, ne yazık ki emeklerinin karşılığını hiçbir zaman alamadı… Oynadığı birçok filmin afişinde adı bile yer almıyordu.

Türk halkı onu en çok Şark Bülbülü filmindeki Mazlum karakteriyle tanıdı.

Heybetli ve güçlü görüntüsü nedeniyle Kemal Sunal filmlerinin aranan yüzü olan Yadigar Ejder’in hiç sıcak bir yuvası olmadı…

Birçok Yeşilçam filminde ışık şefliği yapmış Kaya Sandık, Yadigar Ejder’in evsizliğine dair bir anısını anlattı.

”Bir gün set bitmiş, gece 1–2 gibi eve dönüyordum, sokakta karşılaştım Yadigâr’la. ‘Otelden çıkardılar’ dedi. Borcunu ödeyemediği için atmışlar garibimi… Avanos Sokak’ta Uğur Film’in deposu vardı. Işıkları, ekipmanları oradan alır, oraya bırakırdık her gün. Oraya götürdüm, yatacak bir yer ayarladım. Sonra 1 aya yakın ışık deposunda yattı. Birçok kimse onun durumuna düşmedi, çünkü kimse sinemayı onun kadar sevmedi. Yine de arada söylenirdi. İsyan ederdi. Sokağın dengesinin bozulduğu malum yıllarda, işler de bozuldu.”

Yeşilçam’ın kötü adamı olarak bilinen Süheyl Eğriboz da, Ejder’e dair bildiklerini paylaştı: Bu adam içki içmez. Bir yere gidiyor, açılışa gidiyor, limonatasının içine votka koyuyorlar. Bir daha, bir daha, bir daha… Gırgır geçecekler ya! Biraz da Allah rahmet eylesin çocuk zekâlıydı. Limonata yerine içiyor. Galatasaray kulübünün karşısında bir otel vardı. Ufacık bir otel. Tuvaleti alaturka. Otele gidiyor, 100 numaraya gidiyor, içkili de zaten. Oturuyor, kalkarken ayağı kayıyor, kafasını karşıdaki duvara vuruyor. Bu işte ölüm sebebi; beyin kanaması…

Yadigar Ejder’in Taksim Gezi Parkı’nda donarak öldüğü haberlerinin uydurma olduğuna değinen Yazar Erhan Tuncer, ”Yadigâr Ejder’in Taksim Parkı’nda donarak öldüğü haberi gerçeği yansıtmıyor. Yadigâr, aslında 4 Mart 1991’de yemek yemek için girdiği bir lokantanın tuvaletinde beyin kanaması geçiriyor ve orada vefat ediyor. Cenazesini lokantanın önüne çıkarıyorlar. Onu orada gören insanlar da sokakta öldüğünü sanıyor. Bu kulaktan kulağa ‘Parkta donarak öldü’ oluyor. Çünkü işsiz kaldığı dönemlerde gününü o parkta geçiriyor. Aslında öldüğü dönem ambargoyu kırıp iş bulmaya başladığı bir dönem. Öldüğünde 40 yaşında. Çok genç ama ileri düzeyde şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu var.” şeklindeki açıklamalarıyla konuya açıklık getirdi.

Yadigar Ejder, Türk sinemasının heybetiyle görenlere korku salan yüzlerce karakterini oynamış olsa da, yumuşacık ve herkesi kucaklayan bir kalbe sahipti.

Cemal Süreya’nın ”Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu namussuz bir çağ bu biliyorsun.” sözleri ise mezar komşusu Yadigar Ejder için söylenmiş gibiydi…