Olay Gazetesi Bursa

Bir arayış hikayesi: Şehrazat

Ömer Ayhan yeni romanı Şehrazat'ta, Yeşilçam'ın kayıp filmlerinin peşine düşen ilginç roman kişileri üzerinden yakın tarihimize ve günümüzün toplumsal çalkantılarına bakmamızı sağlıyor.

DİLEK ATLI

 

Son romanını Şehrazat ile okurlarıyla buluşan Ömer Ayhan, tatlı bir zaman yolculuğuna çıkıyor edebiyat severleri. Okuyucuyu saran, yer yer gerilim yüklü, hareketli anlatıma sahip bir roman Şehrazat. Yeşilçam’ın kayıp filmlerinin peşine düşen ilginç roman kişileri üzerinden yakın tarihimize bir bakış fırlatıyor. Farklı anlatıcıların ağzından ilerleyen romanın sıra dışı karakterlerini ve hikayesini yazar Ömer Ayhan’a sorduk.

 

Sizi bu hikayeyi yazmaya çağıran neydi?

 

Bunu tek bir yere bağlamak zor. Kayıp bir filmin, nereden bakarsak bakalım sıra dışı konusu, elde kalmış çarpıcı fotoğrafları, hakkında ağızdan ağıza dolaşan kimi söylentiler, bunların hepsi beni kışkırttı. Diğer tarafta yaşadığımız çağ ve ülkede olup bitenler var.

 

ZOR BİR SÜREÇTİ…

 

Yazım süreciniz nasıl geçti? Kitaplarınızı kaleme alırken nasıl bir yazım dönemi geçirirsiniz?

 

Zor bir süreçti. Öykü yazarken bu kadar zorlanmıyorum. Daha kolay olduğundan değil, hatta birbirine benzemeyen bir sürü öyküyü bir araya getirip bir kitap oluşturmak, çatısı belli bir roman yazmaktan daha karmaşık bir süreç. Ama romanda kullanabileceğiniz o kadar çok yöntem var ki, bunların arasında zaman zaman her şey sise bulanıyor. Baştan aşağı olmasa da üç defa yazdım.

 

Farklı anlatıcılar var romanınızda. Bu, okuyucuyu dinamik tutuyor. Hikaye bu kurguyu mu gerektiriyordu?

 

Sürprizleri seviyorum. 3. tekil anlatıcıyla başlatıp ben anlatıcıya geçtim. Orada romana iki anlatıcı daha ekledim. Ana karakter diye tanıttığım Orhan’ın yerini bir süre sonra ikinci adam Nedim aldı. Elbette başka türlü de yazılabilirdi.

 

Hikayenin baş kahramanlarından Orhan Durmaz ve Nedim’den söz eder misiniz? Elbette kadın karakterlerden Lale Moran ve Nihan’dan da. Bu hikayeye nasıl girdiler?

 

Yeşilçam’ın kayıp filmleri romanın temalarından biri olduğu için bu filmleri para karşılığı yasadışı yollardan bulup getirecek biri gerekiyordu, dolayısıyla Orhan bulduğum ilk karakterdi. Onun ortadan kaybolmasıyla Nedim devreye girdi. Romanda da söylediğim gibi yanlış zamanda doğru şehirde yaşamanın dramı Nedim’in yazgısıydı. Türk sinemasında, özellikle Yeşilçamda vamp kadınlar, yuva yıkanlar ayrı bir kulvardır. Lale Moran ve Nihan’ın, hatta onlara karşılık iylik ve saflığın timsali İlknur’un varlığı kaçınılmazdı.

 

Son olarak Şehrazat filmini izlemek mümkün olacak mı?

 

İzleyebilir miyiz, bilemiyorum. Şu an itibarıyla kayıp. Romandaki Asaf Onur gibi bencil bir koleksiyoncuda bir kopyası var mı, Anadolu’ya giden kopyalar nerede, belki bir depoda bulunmayı bekliyorlar yahut çoktan çürüdüler. Zaman zaman bulunuyor kayıp filmler, dilerim Şehrazat da bulunur.

 

‘Kaybedilen o kadar çok şey var ki’

 

Romanın Asaf Onur karakterinin kaybolmuş Yeşilcam filmlerinin peşine düşmesiyle başlıyor. Bu, Yeşilçam filmleri arayışı, aslında bize neleri hatırlamamız, arayıp bulmamız gerektiğine işaret ediyor?

 

Arayış, sadece Şehrazat’ın değil, modern romanın ne zamandır ana teması. Kaybedilen o kadar çok şey var ki, bunun nostaljik olması hatta bir değer taşıması bile gerekmiyor. Her şeyin çabucak yaşanmasıyla ilgili bir durum. Mesela geçtiğimiz günlerde sinema oyuncusu Pervin Par’ı yitirdik. İnanamadım, bir paragraflık haberler çıktı. Bir zamanlar başrol oynamadığı yıldız oyuncu kalmamıştı. Neden, çünkü bir kenara çekildi ve derhal unutuldu. 30 yıl önce vefat etse manşet olurdu.