Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinden (BŞEÜ) bir grup akademisyen ve öğrenci, bölgenin geçmişine ışık tutabilmek amacıyla keşif yaparken buldukları 150 metre uzunluğundaki binlerce yıllık mağarada araştırma yapıyor.
BŞEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Deniz Sarı ve öğrencileri, Bilecik’te köy köy gezerek yürüttükleri arkeolojik yüzey araştırmaları sırasında iki yıl önce İnhisar ilçesinde bir mağara buldu. Ekip, gerekli izinlerin alınmasının ardından mağarada kazı çalışmalarına başladı.
Dr. Öğr. Üyesi Deniz Sarı, AA muhabirine, 2013 yılında kentte yüzey araştırması yapmaya karar verdiklerini söyledi.
Ekibinin 15 kişiden oluştuğunu belirten Sarı, “2017’de bu mağaraya rastladık ve kurtarma kazısı yapmaya karar verdik. Bilecik’in de yer aldığı Orta Sakarya Vadisi, tarih öncesi dönemlerde çok önemli bir yere sahip ve bu bölgede Anadolu tarih öncesi ile ilgili bazı eksik noktalar vardı. Bu noktaları tamamlayabilmek için burada bir kazıya başlandı. Bilecik Müzesinin başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle çalışıyoruz. BŞEÜ Rektörlüğü ve İnhisar Belediyesi de bize destek veriyor.” dedi.
Sarı, mağaranın “Üst Jura-Alt Kretase” dönemi kireç taşları içinde oluştuğunu aktardı.
“Buradaki izler, milattan önce 5000’li yıllara dayanıyor”
Sakarya Nehri kıyısında olduğundan bölgeye belli zamanlarda bazı toplulukların yerleştiğini dile getiren Sarı, şöyle devam etti:
“Burası Eskişehir Ovası’nı İznik üzerinden İstanbul’a, oradan da Balkanlar’a bağlayan ve en başından beri, insanın kültür tarihinin oluşum sürecinde çok önemli bir doğal güzergah üzerinde bir yer. Dolayısıyla belli zamanlarda insanlar gelip buraya yerleşmişler. Araştırmalar sürüyor. Buradaki en erken izler milattan önce 5000’li yıllara dayanıyor. Şimdilik kesin konuşmak istemiyorum ama daha erkene gittiğine dair bulgulara da rastladık. Kazılar devam ettikçe sonuca tam ulaşacağız. Deniz seviyesinden yüksekliği 350 metre. Aslında konum olarak yerleşime çok uygun bir yer. İnhisar yumuşak bir iklime sahip. Mağaranın uzunluğu 150 metre. İnsanlar daha çok ön kesiminde oturmuş, arka taraflarına büyük kalker blokları tavandan koparak düşmüş. Yarasalar açısından çok zengin bir mağara.”
Bilecik’i ilçe ilçe gezdiklerini anlatan Sarı, ellerindeki verilere göre bölgenin geçmişinin tarih öncesinde çok erken dönemlere gittiğini belirtti.
Mağarada ve Yenipazar ilçesi civarında Paleolitik döneme ait izlere rastladıklarını söyleyen Sarı, “Bilecik için şunu söyleyebiliriz, milattan önce 8000’lerden günümüze kadar kesintisiz bir yaşam var fakat daha öncesi de var. Bununla ilgili bulgulara ulaşmak için çalışmalarımız sürecek.” ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin kazı heyecanı
Arkeoloji öğrencilerinden Mert Nadir Yazmacı, lise yıllarında tarih kitaplarındaki resimlere ilgi duyduğu için seçtiği bölümünün yeniden dünyayı gözlemlemeye ve bir şeylere anlam kazandırmasına yardımcı olduğunu anlatarak, “Şimdi de bir mağarada çalışıyoruz. Bıraktıkları kültürü gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yunus Emre Aras, Arkeolojiyi içine girince daha iyi anladık ve sevdik. Bizim için hayat gibi bir şey oldu. Yeni çıkan bir şey bulunca çok mutlu oluyoruz. Amacımız tarihe bir şeyler kazandırmak.” diye konuştu.
Türkiye’de az sayıda mağara kazısı yapıldığına değinen Hatice Kütük de binlerce yıl öncesine giden tarihi gün ışığına çıkarmanın heyecanını yaşadıklarını vurguladı.