Olay Gazetesi Bursa

Beratcan davasında flaş gelişme

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun talimatıyla, Bakanlık Hukuk Müşavirliği tarafından yapılan başvuru sonucunda, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliğince, 10 yaşındaki Beratcan Karakütük'ün öldürülmesine ilişkin, yürütülen soruşturmaya dair

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu’nun talimatıyla, Bakanlık Hukuk Müşavirliğince dün İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesine, Beratcan Karakütük cinayetiyle ilgili soruşturmaya dair yayın yasağı getirilmesi başvurusunda bulunuldu. 

Bakanlık, başvuru dilekçesinde, olayla ilgili ulusal basın ve yayın organlarında ayrıntılı bilgilerin yer aldığını, bu bilgilerin, şüpheli ve öldürülen çocuğun annesinin ifadeleri olduğuna ilişkin iddiaların bulunduğunu belirtti.

Yayımlanan haberler nedeniyle öldürülen Beratcan’ın anne ve babasının yaşadığı eve gece yarısı 10 kişilik grubun saldırdığının hatırlatıldığı dilekçede, haberler nedeniyle ileride telafisi imkansız zararların doğabileceğine dikkat çekildi.

Bakanlık, mağdurun ve ailesinin özel hayatlarının gizliliğinin ve soruşturmanın henüz tamamlanmamış olması nedeniyle şüpheli olayla ilgili kişiler açısından, anayasa ve yasalarla teminat altına alınmış olan masumiyet ilkesinin ihlal edilmiş olacağının da göz önünde bulundurularak, yayın yasağı konulmasını talep etti.

Bakanlığın talebini değerlendiren mahkeme, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmayla ilgili yayın yasağı getirilmesine hükmetti.

Yayın yasağının soruşturma evresi tamamlanıncaya kadar devam ettirilmesine de karar veren mahkeme, kararın Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na gönderilmesini kararlaştırdı.

KARARDAN

Kararda, özgür bir siyasal sistemde devletin eylem ve işlemlerinin, adli ve idari yetkililerinin olduğu kadar basının ve aynı zamanda kamuoyunun da denetimi altında bulunması gerektiğine dikkat çekilerek, “Yazılı, işitsel veya görsel basın kamu gücünü kullanan organların siyasi kararlarını, eylemlerini ve ihtimallerini sıkı bir denetime tabi tutarak ve vatandaşların karar alma süreçlerine katılımını kolaylaştırarak demokrasinin sağlıklı bir şekilde işletmesini ve bireylerin kendilerini geliştirmelerini güvence altına almaktadır.” ifadelerine yer verildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) birçok kez demokratik bir toplumda basının oynadığı temel role vurgu yapılan kararda, sosyal görevini yerine getirebilmesi için basının özgür olması kadar sorumluluk bilinci ile hareket etmesinin de şart olduğuna işaret edildi.

Kararda, basın özgürlüğünde belli ölçüde abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurmak mümkün olsa da bu özgürlüğün aynı zamanda ilgililerin, meslek ahlakına saygı göstererek doğru ve güvenilir bilgi verecek şekilde iyi niyetli olarak hareket etmelerini de zorunlu kılacağı belirtildi.

Olayın henüz yeni gerçekleştiği ve soruşturmanın devam ettiğinin vurgulandığı kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. Maddesi gereğince soruşturma evresindeki usul ve işlemlerin gizli olduğu, maktul çocukla ilgili medyada çıkan haberlerin, soruşturmanın gizliliğini ihlal edebileceği kaydedildi.

Maktul çocuğun yakınlarının ve özellikle aynı okulda okuduğu arkadaşlarının, diğer çocukların bu olayı tekrar tekrar medyadan takip etmelerinin, çocuklar bakımından da çok ciddi etkilenmelere sebebiyet verebileceğinin anımsatıldığı kararda, yapılacak yayınların, “başkalarının şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının korunması” için konmuş bulunan sınırlamalara tabi olduğu ifade edildi.