Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, baz istasyonunun yakında değil, uzakta olmasının insan sağlığı için tehlikeli olduğunu belirterek, bir şehrin her tarafında uygun şiddette baz istasyonu olması gerektiğini dile getirdi.
Kalkan, şöyle konuştu:
“Cep telefonunun yaydığı ışımayla, baz istasyonlarının yaydığı ışıma aynı. Nasıl biz aynı dili konuşuyorsak, cep telefonunun yaydığı ışıma ve baz istasyonlarının yaydığı ışıma aynı dili konuşuyor. Siz cep telefonunu konuşmak için açtığınız zaman sinyaliniz baz istasyonuna gidecek, baz istasyonu da sinyali ana sisteme göndererek, aradığınız telefona ulaşacak ve diğer baz istasyonu da aradığınız telefona haber verecek ve arada bir bağ kurulacak. Eğer siz konuşurken baz istasyonu yakın ve uygun şiddetteyse rahat iletişim kurarsınız. Baz istasyonlarının yakın ve uygun şiddette olması gerekir. Eğer baz istasyonu uzaktaysa, sinyal şiddeti zayıfsa, o zaman cep telefonu çekmeyecek, cep telefonunun şiddeti yükselecek. İşte insan sağlığı için asıl kritik tehlike noktası burası.”
Baz istasyonlarını şehir dışına çıkartmanın imkansız olduğunu vurgulayan Kalkan, şu an kullanılan teknolojiyle baz istasyonlarının uygun şiddette, şehrin her tarafında olması gerektiğini belirterek, baz istasyonlarının yakın ancak yüksek şiddetli olmasının da savunulamayacağını kaydetti.
Türkiye’de bu durumun sıkı denetim altında olduğunun altını çizen Kalkan, elektromanyetik alan denildiğinde önceden radyo, televizyon, telsiz yayınlarının tartışıldığını şu anda ise cep telefonu, baz istasyonu, mikrodalga fırın gibi cihazların gündemde olduğunu söyledi.
Cep telefonu ve baz istasyonlarının gereğinden fazla sansasyonel hale geldiğini dile getiren Kalkan, Non-İyonizan Radyasyondan Korunma Ajansı (ICNIRP) standartlarına göre, baz istasyonları için en uygun ışıma oranının 40 volt/metrelik sınır değer belirlendiğini, Türkiye’de ise bu standardın 10 volt/metre oldugunu ifade etti.
Tunaya Kalkan, Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı bir haritaya göre, Türkiye’nin elektromanyetik alan olarak yeşil bölgede yer aldığını belirterek, Türkiye’nin dünya standartlarına göre daha düşük bir elektromanyetik alan içerisinde olduğunu vurguladı.