Olay Gazetesi Bursa

‘Başkanlık Türkiye’ye göre revize edilmeli’

AK Parti Bursa Milletvekili Aday Adayı Münir Gültepe, başkanlık sisteminin Türkiye'ye göre revize edilerek hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Gültepe, adaylık sürecine dair açıklamalarda bulundu. 1973’te Van’da doğduğunu belirten Gültepe, Gaziantep’te üniversite ikincisi olarak bitirdiği muhasebe bölümünün ardından 1993 yılında geldiği Bursa’da da kamu yönetimi bölümünden dereceyle mezun olduğunu aktardı. Muhasebe ve finansman alanında yüksek lisansa sahip olan Gültepe, 2013 yılında da Kamu Gözetim Kurumu Bağımsız Denetçi Yetki Belgesi’ni aldı. 1995 – 1998 yılları arasında özel bir firmada görev yapan Gültepe, 1998’den beri serbest muhasebesi ve mali müşavir olarak çalıştığını anlattı.

Engelli aday adayı olarak Ak Parti’ye başvuru yapan Münir Gültepe, ‘Ak Parti’ye engelli adayların başvurusunun artması, toplumumuzun engelli vatandaşların yaşadığı zorlukları daha iyi görebilmelerini sağladı. Bu bağlamda tüm engelli vatandaşlarımızın sorunlarının dile getirilmesi ve çözülmesi, benim kendime görev biçtiğim konuların başında gelmektedir’ diye konuştu.

ANAYASA SÜRECİNE KATKI KOYMAK İSTEDİM

Münir Gültepe, aday olmasının nedenlerini şöyle açıkladı:

‘Ben engelli bir vatandaşım. Bir makine firmasında muhasebe müdürü olarak iş hayatına başladım. Sonra kendi makine fabrikamı kurdum. 70 kişiye istihdam sağladım. Artık  fabrikam da kurumsallaştı ve fabrikam bana siyaset yapabilme fırsatı sundu. Siyaseti bir ‘hayatı geçindirme’ olarak görmedim. hizmet etme makamı olarak gördüm. Ayrıca Türkiye çok kritik bir dönemeçten geçiyordu. Bir yanda çözüm süreci, bir yanda paralelle mücadele süreci ve Türkiye’nin yeni anayasa yapma çabası, bu alanlarda katkı koyma, hizmet etme arzusu ve isteği itici güç oldu. Ayrıca engelli vatandaşlarımızın sorunlarını yakından hissetmem ve bu sorunları meclis kürsüsünde dile getirip çözüm bulma idealim her zaman vardı. Üçüncü olarak AK Parti’nin bu dönemde milletvekili adaylığı için engelli kontenjanı tahsis etmesi de bizi cesaretlendirdi ve umutlandırdı. AK parti içerisindeki büyüklerimizin teşviki ve bu konuda icazet vermesi bizim kararımızı vermemizi sağladı ve biz de aday adayı oldum.’

Paralelle mücadele sürecine ‘Devlet içinde devlet olmaz’ diyerek yaklaşan Gültepe, ‘Eğer devlet içinde paralel bir yapılanma yaparsanız bu bir suçtur; ki böyle bir yapılanma olduğu görülüyor. Ancak bunun kimler tarafından nasıl yapıldığı tespit edilmeli; kanunlar ve hukuk çerçevesinde gereken yapılmalıdır. Bu mücadelede saf, masum insanlar ile ihanet içerisinde olup bu saf, masum insanları kullananlar karıştırılmamalı; kurunun yanında yaşta yanmamalıdır’ dedi.

Başkanlık sistemine dair düşüncelerini de açıklayan Gültepe, şunları söyledi:

‘Devletin günlük siyasetlerle uğraşıp yıpranmaması lazım. Devlet dış politika, güvenlik, adalet gibi konulara yoğunlaşmalı. Yani devletin hükümetin işine, hükümetin de devletin işine karışmaması lazım. Bu güne kadar her 10 yılda bir siyasi hayatımıza müdahale edilmiş, darbe benzeri bir olay yaşanmış; halkın temsili hiçe sayılmıştır. Dolayısıyla başkanlık sistemine geçiş son derece önemli. Başkanlık sistemi denince ilk sorulan soru ülke bölünür mü? Eğer siz adaleti, yargıyı, orduyu, mali denetimi, tevhidi tedrisatı eyaletlere bırakırsanız ve resmi dili Türkçe olarak muhafaza etmezseniz ülke bölünür. Ancak bunları anayasal güvence altına alırsanız hiçbir sıkıntı olmaz. Bu yapıya yarı başkanlık sisteminin daha uygun olduğu da bir gerçek. Ayrıca başkanlık sistemi uygulanacağı zaman, ABD’deki sistemin aynısını uygulamak zorunda değiliz. Türkiye’nin hassasiyetlerine uygun bir şekilde sistem revize edilerek uygulanmalıdır. İşte burada da yeni bir anayasa son derece hayatidir. Başkanlık sisteminde de ülkenin bölünmeye karşı korunması yeni anayasa ile sağlanmalıdır.’

Son olarak 7 Haziran seçimlerinin AK Parti ve tüm Türkiye için son derece kritik bir önem taşıdığını belirten Münir Gültepe, ‘Çözüm sürecine evet, yeni anayasaya evet, başkanlık sistemine evet diyorsanız, biz de ‘Ver 400 vekili, al yeni anayasayı’ diyoruz. Ayrıca anayasayı meclis hazırlayıp 400 vekille oylamadan geçirse dahi yine de referanduma gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Meclise gidecek olduğum takdirde aslolanın halk olduğunu, bizim vekil olduğumuzu asla unutmayacağımın da altını çizmek istiyorum’ diye konuştu.