Demirtaş, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesi parti genel merkezine gelişinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını hatırlatarak “HDP olası bir seçim hükümetinde yer alır mı?” sorusu üzerine Demirtaş, seçimin ardından Türkiye’nin yeni bir sayfa açmasının mümkün olduğunu söyledi. Koalisyonun toplumun rahatlaması açısından iyi bir seçenek olduğunu ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:
“Fakat maalesef sandık sonuçlarına saygı duymayan, halkın iradesine saygı duymayan bir yaklaşımla Türkiye karşı karşıya. Görünen o ki bir seçim daha yapılmadan Türkiye’de, siyasette taşlar yerine oturmayacak. Bu saray darbesine karşı da eminim ki halk sandıkta gerekli iradeyi ortaya koyarak Türkiye’nin önünü açacak bir sonuç çıkaracaktır.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir an önce görevi iade etmesi gerektiğini savunan Demirtaş, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir koalisyon seçeneğinin kalmadığını kendisi ifade etti. Dolayısıyla derhal görevi iade etmesi lazım. Sayın Cumhurbaşkanının da süre dolmadan önce seçimden ikinci çıkmış partiyi teamülen görevlendirmesi beklenir. Tabii ki CHP, bu görevi kabul eder mi, etmez mi, kendilerinin bileceği iş. Eğer 45 gün içerisinde bir koalisyon kurulmayacağı netleşirse bir seçim hükümeti ile Türkiye’nin en kısa zamanda seçime gitmesi, tekrar seçimle bu defa kalıcı bir sonucun Türkiye’nin önünü açacak bir sonucun ortaya çıkması için hepimizin gayret göstermesi lazım. Elbette ki siyasetteki bu darbe günleri de atlatılacak. Herkes, demokratik bir Türkiye için sandık sonuçlarına saygı duymanın ne kadar kıymetli olduğunu eminim ki anlayacak. Olası bir seçim hükümetinde partimizin görev alıp almayacağını birazdan MYK’da da değerlendireceğiz. Elbetteki biz, ülkenin yönetilmesi konusunda hiçbir sorumluluktan kaçmadık, kaçmayız da. Fakat tavrımızın ne olacağını partimizin yetkili organlarında birazdan değerlendirip, netleştireceğiz.”
“Birbirine doğrultulmuş namluların indirilmesi lazım”
Demirtaş, “Silvan, Şemdinli, Varto’da son dönemlerde yaşanan olaylar var. Bu konuda sizin bir girişiminiz olacak mı” sorusuna, HDP’li milletvekillerinin de içinde olduğu heyetlerin bölgede çalışmalar yürüttüğüne işaret etti.
Gelinen durumun çok kaygı verici olduğunu dile getiren Demirtaş, şöyle konuştu:
“Türkiye’de hiçbir sorunun silahla çözümü mümkün değildir. Bunu net olarak partim adına ifade etmek istiyorum. Biz, bütün sorunların diyalogla müzakere ile konuşarak, barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusundaki tavrımızı, tutumuzu sürdürüyoruz. Bu yönlü yaptığımız çağrıları sürekli tekrarlıyoruz. Türkiye açısından özellikle Ortadoğu’nun bu kadar büyük kargaşayla karşı karşıya olduğu bir durumda Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetin yapması gereken şey, diyalog kanallarını açmak, bir an önce müzakereye dönmektir. Biz, müzakere ile çözülmeyecek hiçbir sorunumuzun olmadığı inancındayız. Bu kadar büyük bir siyasi körlükle ülkeyi her gün, her saat yeni felaketlerle, tehlikelerle karşı karşıya bırakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.”
“Türkiye’nin en acil işi barıştır”
>Derhal silahların susması gerektiğini belirten Demirtaş, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dağlarda, şehirlerde mutlaka silahların susması, silahların geri çekilmesi lazım. Birbirine doğrultulmuş namluların indirilmesi lazım. Sonrasındaki adımlar da müzakereye dönüş, müzakere ile birlikte kalıcı barış, kalıcı çözüm olmalıdır. Hükümet kurulur ya da kurulmaz, Türkiye’nin en acil işi barıştır. Biz, bir erken seçimde elbette ki halkın ortaya koyacağı iradeye saygı duyacağız ama barış erken seçimi beklemeyecek kadar acildir. Bu sadece Şemdinli için değil, bu aynı zamanda Kadıköy için de geçerlidir. Bu, Konak için de Taksim için de Kızılay için de Çankaya için de geçerlidir. Türkiye’nin bütün ilçeleri, illeri, köyleri, barışın bozulmasının rahatsızlığını yaşıyor. Bugün cenazelerdeki ağır travmalara, acılı hale rağmen aileler, şehit aileleri, anneler, babalar, diyalog istiyor, barış istiyorlar. Bu sesin duyulması lazım. Siyasetçilere düşen, bizlere düşen de bu sesin gereğini yapmaktır. Türkiye toplumunda hiç kimse geleceğe dair korku, kaygı duymamalıdır. HDP, Türkiye’de bir arada yaşamanın ve bir an önce kalıcı barışı sağlamanın teminatıdır. Elbette bu fırtınalı günler geçecektir, şu anda yaşadığımız acılı sancılı süreç geçecektir. Bu fırtına bittikten sonra geride eğer darmaduman bir ülke kalmasın istiyorsak birbirimize daha sıkı sarılmamız lazım. Bu fırtınaya karşı bu badireleri atlatmanın tek yolu da birbirimize daha sıkı sıkıya sarılmaktır.”
Konuyu MYK toplantısında değerlendireceklerini aktaran Demirtaş, ilçelerle iletişim sağlanamadığını, internet, elektrik ve suyun kesik olduğunu ileri sürdü. Demirtaş, “Bu güvenlikçi politikalarla barışı sağlamak, diyaloğu sağlamak mümkün değil. ‘Sonuna kadar, son terörist kalana kadar gereğini yapacağız’ söylemleri geçmişte de çok denendi. Bunu söyleyenin kendisi de buna hiçbir zaman inanmadı biliyoruz ama ne kadar oya dönüşür bunun hesabı yapıldı. Her bir can partilerimizden kıymetlidir, oylarımızdan kıymetlidir. Ne olursa olsun bizim ülkenin insanlarına sahip çıkmamız lazım. Güvenlik gücü, PKK’lı, sivil, fark etmez. Ölümleri derhal durdurmamız gerekir” diye konuştu.
“Kapıları biz kapatmadık, AKP’ye bile kapıları kapatmadık”
“Erdoğan, hükümet kurma görevini verirse CHP’nin kuracağı olası bir azınlık hükümetine destek verir misiniz” sorusu üzerine Demirtaş, CHP’nin görev alması durumunda partileri ziyaret edeceğini söyledi. Demirtaş, şu görüşleri dile getirdi:
“O çerçevede bizler de görüşlerimizi ifade ederiz. Biz, hiçbir zaman ‘İlkelerimiz çerçevesinde oluşacak bir hükümeti desteklemeyiz’ demedik. Biz, bunu Sayın Davutoğlu’na da partimizi ziyaretinde açıkça ifade ettik. ‘Koalisyon kuramazsanız ve erken seçime de gitmek istemiyorsanız ilkelerimiz ortada, partimizin kapısı açıktır. Tekrar HDP ile görüşmeye gelebilirsiniz’ dedim. Kapıları biz kapatmadık, AKP’ye bile kapıları kapatmadık. Dolayısı ile CHP görev alırsa memnuniyetle görüşürüz, değerlendiririz tabii ki.”
“Herkes tuzaklara karşı dikkatli olmalıdır”
Demirtaş, “Bazı ilçelerde özerklik ilanları yapılıyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz” sorusunu yanıtlarken, Türkiye’de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yerinden yönetim modellerinin Anayasal güvenceye alınması, yerelde halk inisiyatiflerinin yer aldığı yönetimleri desteklenmesinin parti programlarında olduğuna işaret etti. Demirtaş, şöyle devam etti:
“Ama biz, hiçbir zaman bunun bir çatışmalı ortamla silahla şiddetle olabileceğini düşünmedik. Dolayısıyla herkes bu konuda dikkatli olmalı. Tuzağa çekilmek istenenlere karşı da ben özellikle rica ediyorum, istirham ediyorum, lütfen tuzaklara düşmesinler. Demokratik özerklik elbette Türkiye’de tartışılması gereken demokratik bir sistemdir. Bir yönetim modelidir. Nasıl birileri başkanlık sistemini tartıştırmak istiyorsa partimizin de önerdiği model Türkiye’nin her yeri için güçlendirilmiş, yerinden yönetim modelleridir. Bunun dışındaki hiçbir yol ve yönteme partimizin sıcak bakması mümkün değil. Biz, elbetteki halk inisiyatiflerini, halkın kendini yönetme hakkını sonuna kadar savunuyoruz ama dediğim gibi herkes tuzaklara karşı dikkatli olmalıdır.”
Seçim yardımı
Seçim yardımının partilere ocak ayından önce verilmeyeceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Demirtaş, şunları söyledi:
“Biz, siyasi tarihimiz boyunca hiç devlet yardımı almadık seçimlere girerken. Bu dönem biz almayalım diye diğer partilere de vermiyorlar. Tutum budur. Biz, buna alışkınız ama diğerleri ne yapacaklar, bakalım. Herhalde gizli kasalarını açacaklar seçim kampanyası yürütmek için.”
İki dönem kuralı
Demirtaş, parti tüzüğünde iki dönem kuralı bulunduğununu hatırlatılarak “Haberler çıktı seçime sizin girmeyeceğiniz yönünde. Bu konu tekrar parti kurullarınızda değerlendirilecek mi” sorusuna “Erken seçim veya tekrar seçim kararı alınırsa partimiz bütün bunları değerlendirir. Parti bizimle var olmadı, bizimle de bitmez. Bizim tüzüğümüzdeki bütün ilkeler hepimiz için geçerlidir. Dolayısıyla biz, ihtiyaçlara göre, halkın beklentisine göre, partimizin tutumuna göre, tüzüğümüzün ortaya koyduğu değerlere göre hareket ederiz, bu konuda bir sıkıntımız yok” cevabını verdi.
“Genel seçimle referandumu birlikte yapalım”
Selahattin Demirtaş, “Cumhurbaşkanı sistem değişmiştir. Bundan sonra ister kabul edin ister etmeyin’ dedi. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir” sorusunu yanıtlarken, olası bir genel seçimde seçmenin önüne referandum pusulası konulması yönünde Meclis’e bir kanun teklifi sunabileceklerini söyledi. Demirtaş, şunları kaydetti:
“Parlamento bu konuda karar alabilirse ‘Başkanlık sistemini istiyor musunuz’ diye, tek soruluk bir referandum… Bu tartışma da böylece netleşmiş olur. Türkiye toplumu başkanlığı istiyorsa saygı duyarız, istemiyorsa saygı duymaları lazım. Böyle oldu bittilerle sistem değiştirilmez, rejim değiştirilmez. Demokratik bir süreç işletilsin, halka soralım. Bu işin anayasasını değiştirelim halk istiyorsa. Mevzu, bizim kişisel bir tutumumuz değil. Kendilerine güveniyorlarsa buyurun genel seçimde halka soralım, referandum yapalım, bu mesele de kapanmış olsun. Halk evet diyorsa herkes saygı duyacak, hayır diyorsa da herkes bunun sonucuna saygı duyacak. Güveniyorlarsa biz parlamentoya bu teklifi vermeye hazırız. Genel seçimle referandumu birlikte yapalım.”