Başbakan Binali Yıldırım, Almanya seyahatinde uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmesinin nasıl geçtiğine yönelik bir soru üzerine Yıldırım, görüşmede ikili, bölgesel ve uluslararası konuların ele alındığını belirtti.
Başbakan Yıldırım, Almanya’daki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) camilerinde görev yapan imamlarla ilgili yaşananların konuşulup, konuşulmadığı sorusuna karşılık, “Konuştuk. Bu meselenin tırmandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir yanlış anlama var ve ortaya çıktı. Bizim açımızdan konu kapandı. Sürdürülmemesi gerekiyor bu meselenin. DİTİB aşırı akımları önleyen, İslam dinini dünyaya doğru anlatan, Türkiye Cumhuriyeti resmi imamlarının görev yaptığı çok prestijli bir kuruluş. ‘Casusluk’ gibi bir suçla itham edilmesi doğru bir yaklaşım değil. Münferit hatalar olduysa da zaten düzeltilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Başbakanı Merkel’in, buna karşılık ne söylediğinin sorulması üzerine de Başbakan Yıldırım, “Merkel, Türkiye’nin iç meselelerinin, referandum süreci dahil, genel olarak Almanya’ya taşınmaması hususunda hassas. Bizim de zaten öyle bir amacımız yok. Hiç olmadı, gerek de yok zaten. Ben de bu durumun iki taraf için de Türkiye için de Almanya için de geçerli olduğunu söyledim. Birtakım bölücü örgüt taraftarları rahatlıkla burada propaganda yapıyor. Türkiye aleyhine referandum hakkında acımasız paylaşımlarda bulunuyor. Bunu hoş göremeyeceğimizi Merkel’e söyledim.” yanıtını verdi.
Başbakan Binali Yıldırım, referandum sürecinde yapılacak mitingler hakkında bir sıkıntı yaşanıp yaşanmadığına ilişkin soruyu da “Yok. Önceden yetkili birimlere bilgi vereceğiz. Sandık mahalleriyle ilgili de iki ülke yakın çalışma yapacak.” diye yanıtladı.
“Bu, dostluğa sığmaz”
“Merkel ile Suriye konusunda ne konuştunuz? ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile bir araya geleceksiniz, Rakka konusu gündemde. Bu bağlamda hangi konuları ele aldınız?” sorusu üzerine Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Merkel’e, Fırat Kalkanı faaliyetlerimizin hangi noktaya geldiğini anlattık. El Bab’dan sonra Rakka’nın DEAŞ’tan kurtarılması konusunda bir teklifimiz oldu, biliyorsunuz. PKK’nın uzantısı PYD-YPG ile hareket etmelerinin doğru olmadığını, bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı kullanılamayacağını söyledik. Bu, dostluğa sığmaz. ABD’nin yeni yönetimi bu değerlendirmeleri zannediyorum dikkate alacak. Pence’e yeniden bunu söyleyeceğim. Merkel’e de Almanya’yı da bu operasyona dahil edebileceğimizi söyledim.”
“Bu planın nasıl uygulanacağını konuşuyoruz”
Yıldırım, “Türkiye’nin Rakka’daki rolü ne olacak? El Bab modeli mi işletilecek? TSK, sahada olacak mı?” sorusu üzerine, “Amerika-Türkiye ile birlikte yerel güçlerle, sivil direnişçilerle, ÖSO ile ve diğer milislerle bir olarak, onlar önde, biz de arkada… Askeri varlığı olacak ABD’nin de Türkiye’nin de. Doğrudan operasyona girmeyeceğiz, taktik destek vereceğiz, prensipte anlaşılırsa tabii. İmkan ve kabiliyetler gözden geçiriliyor.” diye konuştu.
Amerika’nın, Rakka’da operasyona girmemesi durumunda ne olacağına ilişkin soruya ise Başbakan Yıldırım, “Amerika’nın her halükarda bir operasyon planı var. Bu planın nasıl uygulanacağını konuşuyoruz.” karşılığını verdi.
Yıldırım, ABD’nin, YPG ile Rakka’ya girmesi halinde Türkiye’nin tutumunun ne olacağı sorusu üzerine de “Ümit ediyoruz öyle bir karar vermezler. Olursa ABD ile ilişkilerde ciddi sorun olur.” ifadesini kullandı.
“En büyük bedeli Türkiye ödedi”
Almanya’daki firari FETÖ mensupları konusunu Merkel ile konuşup konuşmadığına ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Biz, zaten talebimizi yapmıştık, tavrımızı ortaya koyduk. Bölücülerin buradaki faaliyetleriyle ilgili gerekli hassasiyetleri ve dosyaları zaten iletmiştik.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İlk kez Suriye’de tünelin ucunda ışık göründü” sözleri anımsatılarak, kendisinin de Suriye’deki iç savaşın sona ermesiyle ilgili bir öngörüsünün bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, “Türkiye, Rusya ve İran’ın girişimiyle ateşkes başlatıldı. Olayı Cenevre’ye taşıyıp, makul tarafları bir araya getirerek kalıcı siyasi durumu sağlamak gerekiyor. Ancak bu, bugünden yarına bitecek bir iş değil. Barış için istek var, bu iyi bir şey. Bu konuda Almanya da daha fazla sorumluluk alabilir. En büyük bedeli, ölen insanlardan sonra Türkiye ödedi. 911 kilometre sınırı var, mültecilere ev sahipliği yapıyor.” değerlendirmesini yaptı.