AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, cuma günleri öğle tatilinin ibadet hürriyetini engellemeyecek şekilde kullanılabilmesi için Başbakanlık Genelgesi Taslağı hazırladıklarını söyledi.
Anayasa çalışmaları
Başbakan Davutoğlu, “Herhangi bir şekilde gücün tekelleşmediği, güçler ayrılığı prensibinin en iyi şekilde gerçekleştirildiği bir anayasaya ihtiyacımız var. Gücün tek meşruiyet kaynağının halk olduğu, halkın onayını almamış hiçbir mekanizmanın, hiçbir vesayet odağının meşruiyet kazanamayacağı bir yapı öneriyoruz” dedi.
“Terörün, hendeğin savunucusu olmaya devam ederlerse muhatap almayız”
“Artık bir karar vermeleri şart. Bir yol ayrımındalar” ifadelerini kullanan Başbakan Davutoğlu, “HDP, Kandil’in kanlı diline mi kendini teslim edecek, yoksa siyasetin meşru zeminine mi? Kandil’in kanlı diline kendilerini teslim ederler, terörün, hendeğin, şiddetin savunucusu olmaya devam ederlerse, kendilerini muhatap almayız. Siyaseti merkeze alarak, çatısı altında bulundukları Meclis’te meşru siyaset yapmaya kalkarlarsa işte o zaman kendileri muhatap alınacak konuma gelirler” şeklinde konuştu.
“HDP savunduğu hendek siyasetinin bedelini kendi ödeyecek”
Davutoğlu, “Hiç şüpheniz olmasın, HDP, savunduğu bu hendek siyasetinin bedelini kendi ödeyecek, kazdığı hendeğe mutlaka kendi düşecektir. Onca insanın canına kastetmenin, onca insanı evinden etmenin, mahalleleri işgal etmenin teröristlere bir bedeli olduğu gibi onu savunan HDP’ye de siyasi bir maliyeti olacaktır” dedi.
“Bütün engelleri aşacağız”
Başbakan Davutoğlu, “2016’da hangi zorluklarla karşılaşırsak karşılaşalım arkamızda milletimizin desteği, önümüzde 2023 Türkiye hedefleriyle, bütün bu engelleri aşacak, 2016’yı refah, mutluluk, barış yılı yapmaya muktedir olacak bir performans sergileyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Yeni anayasaya olan ihtiyacının tartışılması anlamsız”
Başbakan Davutoğlu, yeni anayasa çalışmaları ile ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Şimdi biz öyle bir anayasa yapmalıyız ki insanı esas alsın ve sadece insanı esas alsın. Türkiye’ye yakışan anayasa, temel hak ve hürriyetler konusunda hiçbir kısıtlamanın yer almadığı az, öz, net bir anayasadır.”
Türkiye’nin yeni anayasaya olan ihtiyacının artık tartışılması anlamsız bir konu olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, “Konuşulması, tartışılması gereken husus, bu anayasanın hangi ilkeler ve değerler üzerinde inşa edileceğidir” dedi.
Davutoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“Yeni anayasa sürecini başlatmak üzere liderlerle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin ardından inşallah yarın Meclis Başkanımız ile görüşerek bilgi ve izlenimlerimi paylaşacak ve bundan sonraki sürece Meclis zemininde öncülük etmesini rica edeceğim.”
“Artık mesele, TBMM sathı mahallindedir”
Başbakan Davutoğlu, “Oluşan mutabakat sonrasında artık mesele, TBMM sathı mahallindedir ve Sayın Meclis Başkanımızın dirayetli yönetimiyle en kısa sürede komisyonun oluşması ve çalışmalara derhal başlanması konusunda da uygun ortam oluşmuş bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“En doğru siyasal sistemin başkanlık sistemi olduğunu düşünüyoruz”
Davutoğlu, “Biz cari parlamenter sistemin, yani parlamenter sistemden de sapmış olan bugünkü sistemin ürettiği sorunları göz önünde bulundurarak, Türkiye için en doğru siyasal sistemin başkanlık sistemi olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile görüşmesine dair, “Gelin, konjonktürel şartların dışına çıkalım, bugünkü konjonktürün zihnimizde bıraktığı izler, korkular üzerinden anayasa tartışması yapmayalım” dediğini aktaran Davutoğlu, “Türkiye’de ve dünyada ortalama insan ömrü belli. 30-40 yıl sonra, bugünkü siyasi liderlerin hiç birisi muhtemelen hayatını sürdürmüyor olacak” şeklinde konuştu.
“Anayasayı hep beraber yazalım”
Başbakan Davutoğlu, “Torunlarımızın, onların torunlarının, onların da torunlarının asırlarca gurur duyacağı anayasayı hep beraber yazalım. İsimlere, makamlara takılmadan bu sistemleri artılarıyla eksileriyle, avantajları ve dezavantajlarıyla enine boyuna konuşalım” ifadelerkini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“(140 yıldır Türkiye’da parlamenter sistem var. Dolayısıyla bu sistemi devam ettirelim) diyenler, parlamenter sistemin doğasını ve dokusunu bilmiyorlar demektir. Tek parti döneminde, milli şef kavramının olduğu dönemde, parlamenter sistemden bahsetmek mümkün müydü?”