MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki gayrimeşru referandumu değerlendirdi.
“Türkiye zorlu bir dönemdedir, bunu görüyor ve biliyoruz. bugünkü sıkıntılı ortamda görevimizin farkına varamazsak önümüz karanlıktır. Bu yüzden çok çabalamalı, çok çalışmalıyız. Bahanelere sıkışıp kalmaktansa, meseleleri önce kavramalı, sonra anlamalı ve çözüm üretmeliyiz.Etrafımızdaki çember daralıyor, farkında olmalıyız. Karşımızdaki tehditleri isabetle okumalı ve zamanlama hatasına düşmemeliyiz. Gecikirsek, gelişemez, güçlenemeyiz. İmkansızlık iradesizliğin eseridir.
“TBMM’YE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR”
Ülkemizin çetin şartlarını, komşu coğrafyaların karmaşık yapısını titizlikle takip etmeliyiz. Bu süreçte TBMM’nin yapacağı çok şey vardır. Hukukun üstünlüğünden taviz düşünülmemelidir.Bu kutlu mekan ilelebet var olacaktır. Çok şükür onca saldırıya rağmen Meclis açık ve çalışır durumdadır. Meşru hükümet iş başındadır. Türkiye içine girdiği karanlık tünelden mutlaka çıkmalıdır.Türk milleti ihanet ezecek karar ve yeterliliktedir. Türk milleti birdir, beraberdir, diridir. Bilmiyorlar ki Anadolu’yu vatan yapan kahramanlar ölmedi. MHP Türk milletinin yüz akı ve Türkiye’nin potansiyel gücüdür.
“TÜRKİYE ÇOK CİDDİ BİR BEKA MÜCADELESİ VERMEKTEDİR”
Bugün karşısına çıkan tehlikeleri sadece günümüz şartları ile yorumlamaktan kaçmalıyız. Neyi yaşıyorsak bunun başlangıcı Anadolu’nun fethine kadar uzamaktadır. Türk milletine karşı bin yıldır sinmiş düşmanlık her fırsatta deliğinden çıkmaktadır. tükenmemiş öfkelerin, unutulmamış yenilgilerin hesabı önümüze getirilmelidir.Türkiye çok ciddi bir beka mücadelesi vermektedir. Ülkemiz çok cepheli bir bunalım kıskacındadır. Bilhassa sınırlarımızın hemen dibinde vandal bir tuzak kurulmaktadır. Irak’ın Kuzeyinde, Suriye’nin kuzeyinde, Ortadoğu’nun tamamında bir komplo sahnededir. Arap baharı ile başlayan yangın kapımıza kadar gelmiştir.Etnik ve mezhep kutuplaşması etrafımızdaki kaosun fitilini tutuşturmuştur.
“BARZANİ İNADINDAN VAZGEÇMEZSE BELASINI BULACAK”
Türkiye’nin güvenliği de bıçak sırtındadır. Bir aşiret lideri çıkıp haddini aşarak bağımsızlıktan bahsedebilmektedir. Ham hayal peşinde koşan Peşmerge başı ısrarı sürerse belasını muhakkak bulacaktır. Barzani tüm itiraz, tepki, karşı çıkışlara rağmen 25 Eylül korsan referandumunu gerçekleştirmiştir. Barzani 25 Eylül referandumu ile bağımsızlığa giden karanlık yolda önemli bir merhaleyi aşmıştır. Bilinmelidir ki 25 Eylül referandumu 4 parçalı büyük Kürdistan’ın ön hazırlığıdır. Buna sabır göstermek mümkün değildir.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR
Sayın Cumhurbaşkanının “sınırımızda fitne kuyusu kazdırmayız” beyanı çok nettir. Soydaşlarımızın hayati haklarına karşı yapılan her girişim karşısında Türk halkını bulacaktır. Kerkük, Tuzhurmatu, Altınköprü, Tel Afer’de yarım asırdır demografik yapının değiştirilmesi amaçlanmıştır. Dökülen Türkmen kanı üzerinde gelecek planlaması yapanlar, canına, malına kastedenler iki dünyada da yatacak yerleri olmayan alçaklardır. Bunlarla hesabımız mahşere kalmadan görülecektir. Kerkük Türkmen şehridir diyen sayın Cumhurbaşkanına da teşekkürlerimi sunuyorum. Kerkük’ün statüsü üzerinde karalama yapanlar, Türkmenlerin boyun eğmesini bekleyenler ya çok ahmaktırlar, ya da yedikleri yürek başlarını döndürmüştür. Irak Türkmenlerinin varlığı yok sayılamayacaktır. Paslı kulaklar duysun, Kerkük tarihinde Türk’tü, bugün de Türk’tür. Musul derseniz, onun da farkı yoktur.
“O PARMAKLARI KIRARIZ”
Devlet kurdum demekle devlet kurulmaz. Barzani Irak’ın kuzeyindeki puslu havadan istifadenin peşine düşmüştür. Bunu ecdadımızın kabullenmesi, tarihin kabullenmesi imkansızdır. Türkiye, sınırların ötesinde varlığını, birliğini ve güvenliğini tehlikeye atacak her tezgaha anında müdahale edecek seviyededir. 23 Eylül’de kabul edilen Türk askerinin sınır ötesine gönderilmesi ile ilgili tezkereye ‘evet’ dedik. Türk milletine parmak sallayanlar varsa, ki vardır, o parmağını gövdesine kadar kırar, hatta koparırız. Kafa tutanlar varsa, ki vardır, o kafaya balyoz gibi inecek iradeyi ispata hazırız.
BARZANİ’YE DEDESİNİN AKIBETİNİ HATIRLATIYORUM
Dedik ki hiçbir kişi, kurum ve kuruluş, Irak Türkmenlerinin mücadelesini samimiyetle desteklemese de MHPyanlarında olacaktır. Bu kapsamda 5 bin ülkücü gönüllü Türkmenlerin yaşadığı Türk kentlerindeki varlık mücadelesine katılmak üzere hazır beklemektedir. Blöf yapmıyoruz, palavradan konuşmuyoruz. Hala anlamayan varsa, bu konuda şakamızın olmadığını belirmekte yarar buluyorum. Barzani’ye dedesinin akıbetini çok açık şekilde hatırlatıyor, ayağını denk almasını tavsiye ediyoruz.
ERDOĞAN’A ÖVGÜ: DEVLETİN TEPESİNDEKİ SAĞLAM İRADE…
Devletin en tepesinde sağlam bir iradenin tezahürü bizi rahatlatmaktadır. Bu konularda Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözleri olumludur. Beklendtimiz MGK kararlarının ruhuna uygun devlet politikalarıdır. Barzani derhal aklını başına almalı, referandumu tümden iptal etmelidir.
AVRUPA’YA İSPANYA ELEŞTİRİSİ
Fransa’nın İbadi ile Barzani’yi Paris’e davet etmesi dikkat çekici bir gelişmedir. Bölgesel bir soruna Paris’te çözüm arayışı bizim için tartışmalı bir durumdur. Avrupa zaten Katalonya Özerk Bölgesi’ndeki tartışmalı refaranduma kilitlenmiştir. Avrupa sınıfta kalmıştır. Avrupa zihniyeti bir bakıma suç üstü yakalanmıştır. Bizimle alay edenler şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuşlardır. İspanya’daki referandumun yok hükmünde görünmesi bir anlamının olmadığının ilanıdır. Bu kapsamda Türkiye olarak çok dikkatli, tutarlı ve dengeli politika izlememiz lazımdır. Muhatap İspanya devletidir.
82 KERKÜK, 83 MUSUL…
O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli uyanacak; ’81 Düzce’den’ hemen sonra ’82 Kerkük, 83 Musul’ deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır.
“İNFAZ FERMANIMIZIN YAZILMASINA SESSİZ KALMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Bilinmelidir ki 25 Eylül referandumu dört parçalı büyük Kürdistanın ön hazırlığı, ön kapısıdır. Buna sabır göstermek, gözümüzün önünde infaz fermanımızın yazılmasına sessiz kalmak mümkün değildir. 1 Ekim günü TBMM’nin açılış konuşmasını yapan sayın Cumhurbaşkanının ‘Sınırımızda fitne kuyusu kazdırmayız’ beyanı çok nettir, Türkiye Cumhuriyeti’nin duruşunu özetlemektedir.”