MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Türklerin Avrupa’ya girmesiyle Şark meselesinin vasat ve varlık bulduğunu, Çimpe Kalesi’nin 1356’da alınmasıyla tarihin akışının değiştiğini belirtti.
Türklerin asırlarca sürekli ve sistemli saldırılarla, önce Avrupa’dan, ardından da Anadolu’dan çıkarılmasının planlandığını bildiren Bahçeli, Türklerin mevcudiyetinin her zaman rahatsızlık uyandırdığını, tarihi hesapların her fırsatta tedavüle sokulduğunu ve amansız düşmanlıkların sahnelendiğini vurguladı.
Bahçeli, Türklük varsa İslam’ın güvence altında olduğunu vurgulayarak, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Mazlumların hak ve hukuku güven içindeydi. Hilal parlayınca haçlıların uykusu kaçmıştı. Vatanımızı paylaşmak, tarihsel çıkarlarımızı paylamak, varlığımızı dağıtmak için durmadan oyunlar oynandı, aslan kediye boğdurulmak istendi. Barzani’nin 25 Eylül referandum komplosu, bir yönüyle dalga dalga büyüyüp süregelen Türk düşmanlığının bu zamandaki yankı ve yansımasıdır. Kerkük oldu bittiye getirilip peşmergenin hakimiyetine girerse, dahası güney sınırlarımız boyunca Kürdistan kurulursa Türkiye felç olacaktır. Kerkük’ün güvenliği Ankara’nın güvenliği demektir. Tarih, coğrafya ve milli müktesebata göre Ankara ile Kerkük’ün kaderi bir ve aynıdır. Kerkük Lord planlarına kurban verilirse, Musul, Telafer, Tuzhurmatu, ezcümle Türkmeneli tasfiye ve telef olursa Anadolu’ya ateş yağacaktır.”
“Kerkük Türk’tür diyoruz. Hamaset yapmıyoruz”
Orta Asya’dan, yedi koldan ve 24 boydan geldiklerine işaret eden Bahçeli, “Tıpkı yayından fırlayan ok, çakan yıldırım, huduttan hududa atılan mızrak gibi. Kerkük Türk’tür diyoruz.” ifadesini kullandı.
Hamaset yapmadıklarını vurgulayan Bahçeli, “Şaka hiç yapmıyoruz. Bedel ödemekten bahseden Barzani’ye bedeli ödettirecek de güçteyiz. 25 Eylül referandum komplosunun ertelenmesi değil, tamamen ilga edilmesi hayat memat meselesidir. Aksini düşünmek felakete hizmettir. Gerekirse güneşe ateş taşırız, gerekirse buzdan ateş yakarız, gerekirse cepheden cepheye kan naklederiz, yine de bekamıza el sürdürmeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Referandumdan vazgeçilmesi şartıyla Barzani’ye Kerkük’ü bağışlamayı düşünenlere Türk’ün yenilmez iradesini, geçilmez imanını hatırlatırım.” açıklamasında bulunan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bugün Kerkük’ü peşkeş çekmeyi amaçlayanlar, yarın Diyarbakır’a, Hakkari’ye, Şırnak’a gözlerini dikeceklerdir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. ABD ve İngiltere öncelikle kendi işine bakmalı, haksız, hukuksuz ve hadsiz politik tasavvur ve tavırlarından acilen ve derhal geri dönmelidir. Bölgemizde fitneye mihmandarlık yapan ABD, gelecekte kendi eyaletlerinde baş gösterebilecek bağımsızlık arayışına ne diyecektir? Mesela Kaliforniya’nın içten içe büyüyen, devamlı zemin tutan ayrılma talepleri iyice somutlaşır, gün yüzüne çıkarsa ABD ne yapacaktır? Veya İngiltere’nin atadığı valilerce yönetilen Kanada, Avusturalya, Yeni Zelanda gibi ülkeler yeter derse neler olacağını düşünen var mıdır?”
“Referandumun ön şartsız tarihin çöplüğüne fırlatılmalıdır”
25 Eylül referandumunun ön şartsız tarihin çöplüğüne fırlatılması gerektiğinin altını çizen Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
“Yoksa Türk milleti ileri fırlamak için tetikte ve teyakkuzda beklemektedir. Irak Temsilciler Meclisi’nin 12 Eylül’de almış olduğu referandumun yasa dışı olduğuna dair kararı ise hayırlı ve olumludur. Kerkük menem, men Türk’üm. Gök Bayrak şerefimiz, şerefin muhafazası ölüm kalım sebebidir. Diri diri gömemeyecekler, sıra sıra yok olacaklar.
Musul’da Zengiler, Kerkük’te Kıpçaklar, Erbil’de Beg Teginliler, yiğit yatağı Atabegler, dokuz başlı tuğlar Türk’ün adını alemlere duyurdu. Biz Türk’e, Türkmen’e bakınca mezhep görmeyiz, göremeyiz, görmemeliyiz. Ne Şii ne Sünni, Türk’ün birdir ahlakı, vicdanı, töresi. Yılanlar tıslasa da çakallar hırlasa da fedakarlık dehlizinde son ferdimize kadar ıslanıp kutlu vatanı ve soydaşlarımızı bırakmayacağız. Irak’ın toprak bütünlüğü bozulamayacaktır. Türk devletinin kırmızı çizgileri örtbas edilemeyecektir. Irak Türkmenleri yok sayılamayacaktır. Niyet sahiplerini uyarıyorum, gayrimeşru referandum yapılırsa bölgesel ve küresel fay hatları kırılacak, azdan az, çoktan ise çok gidecektir. Ama unutulmasın ki, Kerkük’ün Türklük ruhu gasp edilemeyecek, Türklükle özdeşleşen adını hiçbir alçak emel silemeyecektir. Tarihi Türkmen yurtlarının statüsünü değiştirmek maksadıyla açık veya örtülü hiçbir pazarlık, arayış, çaba, proje kabul edilemeyecektir. ‘Gavim gardaş neredesin.’ diyor Kerkük? Biz de; ‘buradayız, yeri ve zamanı gelirse koşa koşa yanınızda oluruz gardaş.’ diyoruz.”