İçinde bulunduğumuz enflasyonist ekonomi atmosferinde ikinci ev almanın tam zamanı olduğunu belirten Ertuğrul Gündüz banka kredilerinin yanına yaklaşılamadığını söyledi. Bu durumda konut ya da arazi almayı ertelemenin daha doğru olabileceğini vurgulayan deneyimli yatırımcı sektördeki oyuncuların da beklemeyi tercih ettiğinin altını çizdi.
∆ Sayın Ertuğrul Gündüz, Baraka Gayrimenkul sektörün önemli markalarından biri… 2023 yılını nasıl geçirdiniz?
◊ Gayrimenkul ve yapı sektörleri önemli sıkıntılar yaşıyor. Son dönemlerin en yorucu zamanlarından geçiyoruz. Konut alım-satımları durma noktasında. Arazi alım-satımları ise, yurtdışına çalışan bazı fabrikalar sayesinde kısıtlı da olsa devam ediyor. Kiralık daire, satılık dükkan, satılık konut maalesef yok denecek kadar az.
∆ Sektör, bu durumda nasıl ilerleyecek? Arazi üretilemediğini de göz önünde bulundurursak gelişmeler ne yönde olacak sizce?
◊ Tüketiciler şu anda ev almakta zorlanıyorlar. Beyaz yakalı bir insanın aileden geliri ya da gayrimenkulu yoksa yeni daire alabilmesi çok zor. Ancak hayatı idame ettirebilecek kadar sınırlı bir ekonomik durumdan söz ediyoruz.
∆ İnsanlar eskiden kredi alabiliyorlardı ama şimdi bu oldukça zor gibi görünüyor. Şu andaki durumu yorumlayabilir misiniz?
◊ Bir ailede eşlerin ikisinin de çalıştığını varsayarak konuşalım. Eskiden, çalışan eşlerden birinin maaşını ev kredisine ayırdığını, diğer eşin maaşıyla genel giderlerini karşılayabildiğini hatırlıyoruz. Ancak artık bu pek mümkün görünmüyor. Sebepleri çeşitlidir ama ana neden enflasyondur. Ortalama bir dairenin üretim maliyeti 2 milyon lira civarındadır. Arsa maliyetinin de 2 milyon lira olduğunu biliyoruz. Böylece günümüzde ortalama bir dairenin fiyatı 4 milyon liraya gelmektedir. Şimdi düşünelim; siz bir yap-satçı müteahhit olsanız ve o 4 milyon liradan faiz geliri elde etseniz, yıllık enflasyonu ve faizleri düşünerek yıllık bazda paranızı 6 milyon liraya çıkarabilirsiniz. Müteahhit, bu daireyi 6 milyon liraya satamayacaksa o inşaatı yapmamayı tercih ediyor. Şu anda 2 milyon liralık kredi çekseniz geri ödemesi inanılmaz rakamlara geliyor.
∆ Bursa batıya doğru büyüme eğiliminde. Bu durumda kentin inşaat sektöründeki gelişmeleri de özetleyebilir misiniz?
◊ Bursa’daki inşaat çalışmaları sürüyor ama birkaç farklı yönde devam ediyor. Bir grup müteahhit paralarını değerlendirmek için değil de ticaretlerinin devam edebilmesi için çalışmaya devam ediyorlar. Maddi anlamda dayanıklı şirketler yanlarında çalışan personelin boş kalmaması için çalışmalarına devam ediyorlar. İnşaatların devam ettiği yerler popüler semtlerdir. Bursa’da Akçalar’daki inşaat maliyeti ile Balat’taki inşaat maliyeti arasında olağanüstü farklar yok ama siz Akçalar’da 4 milyona daire satamazsınız ama Balat’taki daireyi 10 milyon liraya satın alabilirsiniz. Popülerliği artan yerlerin fiyatları da yüksek oluyor. Şu anda Bursa’daki resmi böyle okuyabiliriz.
∆ Yapı yaşam sektörü içinde birçok kalem bulunuyor. Birbiriyle bağlantılı bu sektörler açısından ne gibi gelişmeler olacak?
◊ Güneş enerjisi sistemlerinden mobilyaya, çimentodan hırdavat sektörlerine kadar birçok kalem yapı yaşam atmosferinin içindedir. Ancak bu şirketlerin hepsinde insanlar çalışmaktadır. Gelirler sabit kalırken enflasyon temelli girdilerin her kaleminin günden güne artması sektörü zora sokuyor. Alım gücü düştükçe ayakta kalanlar yurt dışına iş yapanlar olacak. Ancak dünyada da kıyasıya bir rekabet var. Siz fiyatınızı biraz artırırsanız hemen başka ülkelere yönelebiliyorlar. Kısa vadede çabuk çözümleneceğini düşünmediğim bu ekonomik tabloda herkes konumunu doğru belirlemeli.
∆ Yapı yaşam sektöründe çalışan insanların iş kalitesi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
◊ Kalite yüksek ama çalışacak personel yok. Herkes mühendis olmak istiyor ama kimse inşaat ustalığı mesleğini kendisine uygun göremiyor. Bu nedenle deneyimli bir inşaat ustasının elde ettiği gelir bir süre sonra mühendislerin elde ettiği gelirin üstüne çıkıyor. Ben meslek lisesi mezunuyum ama finans sektöründe çalışmayı tercih ettim. Uzunca süre bankacılık yaptım. Ancak benimle aynı dönemde mezun olup fabrikalarda teknik işlerde çalışan birçok arkadaşım var. Bu arkadaşlarım fabrikalardaki işlerine devam ediyorlar ve gelirleri oldukça iyi. İşte bu noktada inşaat sektöründeki işgücü konusunu tekrar düşünmemiz gerektiğine geliyoruz. Hem eğitim politikalarının doğru kurgulanması hem de ailelerin çocuklarını doğru yönlendirmeleri bence hayati önem arz ediyor. Üniversite mezunu olmak isteğiyle kaybedilecek zaman ve para ülkemizin geleceğini etkiliyor. Bu yüzden karar verirken bugünü değil 40-50 yıl sonrasını düşünmek gerektiğine inanıyorum.
∆ Sayın Gündüz, son olarak yöneticisi olduğunuz Orhangazi Gençler Birliği Spor Kulübü hakkında konuşmak isterim. Neden böyle bir yönelim içine girdiniz?
◊ Sporun canlandırıcı ve disiplinli bir yaşam şekli olduğuna inanıyorum. Kolektif yaşam ve takım olarak hareket edebilme yeteneği hayatta çok önemlidir. Zaten herkes iyi bir takım oyuncusu olmak ister. Biz de Orhangazi ilçemizdeki 6 spor kulübünden biri olan Orhangazi Gençler Birliği Spor Kulübü’nü canlı tutuyoruz. Yöneticiliğini yaptığım kulübümüz 1930 yılında kurulmuş, ülkemizin en eski dört spor kulübünden biridir. Altyapı ile birlikte 450 futbolcumuz var. Atatürk gençliği olarak gördüğüm çocuklarımızı eğitmek ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak amacıyla böyle bir yönelim içine girdim. Çok mutluyum çünkü kız futbol takımımızda spor yapan çocuklarımızla birlikte ülkemizin geleceği için ahlaklı ve disiplinli, topluluk içinde birey olmayı başarabilen insanlar yetiştiriyoruz. Özellikle kız çocuklarının kazandığı öz güven onların geleceğine de olumlu etki yapacaktır.