Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, balıkçıların teknelerinin bakım ve onarımını yaptığını, ağlarını tamir ettiğini vurgulayan Bayraktar, yasağın kalkmasıyla tezgahların dolup taşacağını aktardı.
Kültür balıklarının yanı sıra tezgahlarda bol miktarda avlanan balık türlerinin de olacağına dikkati çeken Bayraktar, “Balıkçılarımız, başta hamsi ve istavrit olmak üzere çinekop ve lüferin de bu av sezonunda bol olmasını beklemektedir. Geçen av sezonunda da en çok avlanan balık türleri de sırasıyla, hamsi, çaça, palamut, sardalya ve istavrit olmuştur. Bu yıl da balıkçılarımızın temennisi, bu türlerin de denizlerimizden bol miktarda çıkmasıdır” ifadesini kullandı.
Bayraktar, yarından itibaren yeniden başlayacak avcılığın 7,5 ay süreceğini, arz-talep dengesi korunarak avlanmanın önem taşıdığını belirtti.
Av döneminin başlamasıyla talebin üzerindeki avlanmanın balıkçıların gelirini düşüreceğini ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları ve avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartlar sektör için faydalıdır. Sürdürülebilir avcılığın sağlanması, su ürünleri sektörünün geleceği için fevkalade önemlidir. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının arttırılmasına öncelik verilmelidir.”
“Su ürünleri üretimi yüzde 11,6 azaldı”
Bayraktar, Türkiye’deki su ürünleri potansiyelinin yeterince değerlendirilemediğini savunarak, 2013’te 607 bin 515 ton olan toplam üretimin geçen yıl yüzde 11,6’lık azalmayla 537 bin 344 tona düştüğüne işaret etti.
Geçmiş yıllardaki aşırı ve kaçak avcılığın balık stoklarında azalmaya yol açtığını vurgulayan Bayraktar, stokların korunması için ihtiyaç duyulan araştırmaların yapılması ve koruyucu politikaların oluşturulması gerektiğini bildirdi.
Üretimi artırmak için alınması gereken tedbirler
Bayraktar, Türkiye’yi dünyada ve bölgesinde su ürünleri yetiştiriciliği konusunda söz sahibi, güçlü ve lider ülke haline getirmenin mümkün olduğunu belirtti.
Sürdürülebilir su ürünleri üretiminin ana politika haline getirilmesi, gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmesi gerektiğine işaret eden Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu:
“Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç var. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. Bakanlık taşra teşkilatında kıyı illeri ile sektörün yoğun faaliyet gösterdiği illerde su ürünleri şube müdürlükleri kurulmalıdır. Piyasa düzenlemede sorumluluk alacak bir kuruma ihtiyaç duyuluyor. Et ve Süt Kurumu, bu konuda devreye girmelidir. Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.
Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması, ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi, dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için tedbirlerin alınması gerekmektedir.”