Kurtulmuş, yaptığı açıklamada “Hendek siyasetinin ağır faturasını herkes görüyor. Sadece ekonomik değil, bölge halkının da yaşam koşulları da etkileniyor” dedi.
İşte Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un açıklamalarından satır başları;
Yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim üyelerinin, özellikle taşra üniversitelerinde görev yapan öğretim üyelerinin 72 yaşına kadar öğretim üyesi olmaları istisnai bir şart olarak devam ediyordu ve yıl sonu itibarıyla o da bitiyordu. Bundan sonra süresiz olarak bu 72 yaşına kadar üniversitelerde öğretim üyesi olarak devam edilmesi kararı alınmıştır.
Bakanlar Kurulu’nda imzası atılan bir başka önemli karar ise biliyorsunuz, 60 güne kadar prim borcu olanlar Genel Sağlık Sigortası kapsamında olsalar dahi sağlık hizmetlerinden yararlandırılmıyorlardı. Bunların yararlandırılması için 31.12. 2015 tarihine kadar süre verilmişti. Bu sürenin 30.06. 2016 tarihine kadar, yani önümüzdeki yıl haziran sonuna kadar uzatılması kararlaştırılmıştır.
Epey uzun bir süredir devam eden hendek siyasetinin Türkiye’ye ne kadar ağır bir faturası olduğunu artık herkes görüyor. Sadece bunu söylerken bir ekonomik faturadan bahsetmiyorum. Bunu söylerken özellikle bölge halkının bu terör örgütünün hendek siyaseti dolayısıyla ne kadar zor şartlar altında yaşamak mecburiyetinde kaldıklarını ifade etmek istiyorum. Bölge halkı illalah diyor.Hiçbir hükümet hendek siyasetine teslim olmaz. Umut ederim ki tarihi yanılgıdan dönerler.
“Bu süreç artık sona erdirilmelidir. Hendek kazmaktan, hendekler üzerinden siyaset oluşturmaya kalkmaktan vazgeçmelilerdir. Eğer böyle olmazsa Türkiye, her demokratik ülkenin yapacağı gibi kendi halkının, kendi insanlarının güvenliğini sağlamakla yükümlü bir hükümetle idare ediliyor, demokratik olarak seçilmiş bir hükümetle idare ediliyor. Demokratik bir hükümet, hiçbir demokrasi içinde hendek siyasetine teslim olmaz.”
“Birçok ilçede bu mücadele devam ediyor. Bu mücadele devam ederken de tabii ki başta orada yaşayan sivil vatandaşlarımız, kamu görevlilerimiz olmak üzere, orada yaşayan, terör örgütünün dışındaki bütün unsurların güvenliğini sağlamak da devletin vazifesidir, güvenlik kuvvetlerinin vazifesidir. Ümit ederim ki bu büyük yanlıştan, bu tarihi yanılgıdan dönerler, hendek siyasetinden bir an evvel vazgeçerler ve Türkiye’de yeniden demokratik bir ortam, özellikle bölgedeki sorunların çözülmesi için oluşur.”