Olay Gazetesi Bursa

Bakanlardan Bursa’daki sel mağdurlarına destek açıklaması

Bursa'daki sel bölgelerinde incelemede bulunan İçişleri Bakanı Soylu ve Bekir Pakdemirli'den yeni açıklamalar geldi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Bursa’da selden etkilenen bölgelerle ilgili Yenişehir Havalimanında basın toplantısı düzenledi.

Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada, selin, Kestel, Orhangazi ve İznik ilçelerinde daha etkili olduğunu söyledi.

Kestel ilçesine bağlı Narlıdere ve Dudaklı mahallelerinde hemen arama kurtarma faaliyetlerinin başlatıldığını belirten Soylu, bu çalışmalarının Bursa’nın önce yerel imkanlarıyla, ardından Kocaeli ile İstanbul’dan gelen ekipler ve sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı.

Soylu, hasarların tespiti için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, psiko sosyal destek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ekipleri, AFAD, Kızılay ve tüm sivil toplum örgütlerinin sahada olduğunu dile getirdi.

Kendisi Bursa’ya gelmeden, olayı başından itibaren koordine eden Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyelerinin hemen kriz yönetimini oluşturduklarını bildiren Soylu, “Hangi adımlar atılacak, hangi tedbirler alınacak ve neler yapılacağı bizim Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevemizde oluşturmuşlardı. Buraya gelirken de 6 vatandaşımızın sel sularına kapıldığı ve kaybolduğu bilgisi oluşmuştu. İlk önce 2 vatandaşımız buradan arama kurtarma ekiplerimiz sayesinde alındı. Ardından bu sayı 5 oldu. 5 vatandaşımızı maalesef bu selde kaybetmiş olduk.” dedi.

“Sahada çok yüksek bir koordinasyon var”

Soylu, tüm arama kurtarma ekiplerinin Derya Bilen’i bulabilmek için çaba sarf ettiğine dikkati çekti.

Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnşallah duamız, temennimiz, arzumuz, isteğimiz Allah’a yakarışımız onun sağ salim bulunabilmesidir. Arkadaşlarımız bütün çabayı bunun için gösteriyorlar. Havadan karadan, derede ve ırmakta onu arıyorlar. İnşallah sağ salim bulmak nasip olur. Bunun yanı sıra Sayın Bakanımız ve buradaki heyetimizle tüm hasara uğrayan yerleri ziyaret ettik. Hem vatandaşlarımızla bir araya geldik hem de biz de kendi gözümüzle bu tespitleri yapabilme kabiliyetine sahip olabildik. Orada gerek maddi hasarlar vardı gerekse evlerde çok ciddi eşya hasarları vardı. Gerek tarımsal hasarlar vardı gerekse altyapı hasarları vardı. Bunlarla ilgili ekiplerimiz çalışıyorlar. Bu konuda da inanıyorum ki çok da iyi bir netice alınacak. Çünkü sahada çok yüksek bir koordinasyon var.”

Koordinasyonu sağlayan Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve AFAD’a teşekkür eden Soylu, selde yaşamını yitiren Kader Akbaba’nın cenazesine katıldıklarını, diğer cenazelerin de bu gece itibarıyla Bingöl’e gönderileceğini aktardı.

Selde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabırlar dileyen Soylu, şunları kaydetti:

“Hasarların tespitinin yanı sıra hasarların en azından ilk ağızda bir bölümünün karşılanmasıyla ilgili de gerek AFAD gerek Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Zehra Hanım ile de konuştum. Sağ olsun o da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı marifetiyle yardımlarda bulunacaklar. Onlar da burada belirlenecek hasarlardan sonra bu adımı atacaklar. Biz İçişleri Bakanlığı AFAD olarak evvela evi hasara uğrayan ve eşyalarını kaybeden vatandaşlarımıza 5 bin liraya kadar ilk ağızda bir yardımda bulunacağız. Ölçeği nasılsa yani ne kadar bir hasarla karşılaşılmışsa. Bir taraftan Aile Bakanlığımız diğer taraftan da Tarım Bakanlığımız bu konudaki adımlarını atacaklar.”

“Çok kısa sürede yağan yağmurda çok ciddi hasarla karşı karşıya kalındı”

Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, afetle karşı karşıya kalındığı zaman ortaya koyduğu tavrın çok net olduğunu vurguladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Vatandaşımızın mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda hem titiz bir çalışma yürütmemizi istemektedir hem de bu konuda onları mağdur etmeyecek bir süreci yönetmemizi istemektedir. Onun için inşallah burada vatandaşlarımız hakikaten çok kısa bir sürede yağan yağmurda çok ciddi bir hasarla karşı karşıya kalındı. Geldik, gördük. Belki gelmeseydik böyle bir hasarı da anlayabilme, görebilme ihtimaline de sahip olamazdık. Çünkü yüzlerce binlerce dönüm arazilere yukarıdan aşağıya büyük kayalar gelmiş. Sadece ev, araç, altyapı, yol hasarları yok, başka hasarlar da var ama devletimiz güçlüdür. Milletiyle her zaman beraberdir. İmkanları da bugün için vardır. Onun için bu imkanları elden geldiğinde yetebildiği ölçüler içinde vatandaşımız nezdinde karşılamaya çalışacağız. Bu konuda nakdi kaynakların bir kısmı Valiliğimize aktarıldı, bir kısmı da aktarılmaya devam ediliyor. Bu konuda gerekli adımlar atılacak. İşin başından itibaren Valiliğimize, Büyükşehir Belediyemize, ilçe belediyelerimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü bunlar el birliğiyle beraber çözülebilecek meselelerdir. Bunları imece usulü, dostluğun, komşuluğun, yakınlığın gösterilmesi gereken anlardır ve burada her şey ortaya konulmuştur. İnşallah bundan sonra da bu tip hasarların meydana gelmemesini teminen hem elimizden geleni ortaya koymaya çalışacağız hem de bu hasarların, zayiatların ve yaraların da millet, hükümet ve devlet olarak hep birlikte çözmeye devam edeceğiz.”

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: Selden 26 bin dekar alan etkilendi

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli ise gün boyunca ekiplerin sahada, hızlı bir tempoyla çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

Selden 5 ilçe, 43 kırsal mahalle ve 26 bin dekar alanın etkilendiğini belirten Pakdemirli, “Bizim burada olmamızın ana sebeplerinden biri, sel felaketinin kırsal bir alanda olması ve tarımsal faaliyetlere belli miktarda zarar veriyor olması. Zarar, hayvancılık anlamında çok önemli değil; 17 kuzu, 48 arılı kovan, 400 kanatlı bertaraf olmuş durumda.” dedi.

Pakdemirli, Kestel, Orhangazi ve İznik ilçelerindeki tarımsal alanlarda incelemelerde bulunduklarını aktardı.

Sahadaki tarım arazilerinde özellikle rusubat zararı oluştuğunu, taş ve kayaların birikmesinden kaynaklanan özellikle dikili örtüde, ağaçlarda hasar gözlemlediklerini anlatan Pakdemirli, şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımızla tabii ki irtibatlandık. Sabah Kestel ilçesinde ve diğer taraflarda Cumhurbaşkanımızla özellikle taziye konusunda birebir aileleri irtibatlandırarak, taziyelerini iletmiş olduk. Kader kızımızı defnettik. Görünen o ki hem köyün içinde hem de tek yapılaşmanın olduğu yerde, dere içine ve ağzına yapılan konutlar ve yerleşim yerleri, bizim için en büyük tehlike. Türkiye, bu anlamda hakikaten çok büyük bir devlet, çok büyük yatırımları olan bir devlet. Ancak şunu da unutmamamız gerekiyor; Türkiye’de yüz binlerce böyle ıslah edilmeyi bekleyen dereler var. Bundan kaçınmanın en iyi yolu, riske almamak. O yüzden mutlaka dere yataklarından uzak duruyor olmamız lazım. Birçoğumuz, maalesef ‘Bana bir şey olmaz. Buradan akan suyun kalınlığı nedir ki?’ diyebilir ama ben ailesinden bir ferdini taşkınlarda kaybetmiş biri olarak, hakikaten bu suyun ne zaman geleceğini, problem oluşturabileceğini, hayatımızı riske atabileceği konusunu daha önceden kestirmenin güç olduğunu söylüyorum.”

Dere yataklarınızda evleri olanlara seslenen Pakdemirli, “Kendinizi, çoluğunuzu çocuğunuzu, akrabalarınızı seviyorsanız en yakın zamanda oradan mutlaka konutlarınızı taşınmanın bir yolunu bulun. Gerekirse Çevre ve Şehircilik Bakanlığından, illerdeki kamu kurumlarından destek alarak bu felaketler olmadan bunları önlemenin yolunu bulmamız gerektiğine inanıyorum. Tüm bu felaketlerin hepsinin bir şekilde çözümü var. Çözümsüz olan, can kayıplarıdır. Can kayıplarının olduğu yerde diyecek çok bir şey kalmıyor, kelimeler tükeniyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bursa’da tarım sigortalılık oranı, olması gerekenin 5’te biri”

Bakan Pakdemirli, tarımsal faaliyetin devamının ve tarım sigortalarının (TARSİM) son derece önemli olduğunu vurguladı.

“Şu anda Bursa’da tarım sigortalılık oranı yüzde 18 yani olması gerekenin 5’te biri.” diyen Pakdemirli, bu oran ne kadar fazla olursa zor günlerde çiftçinin sırtı rahat, arkası pek oturabileceğini dile getirdi.

Tarım sigortası olmadığında afet durumlarında büyük kayıplar yaşanabileceği uyarısında bulunan Pakdemirli, şunları kaydetti:

“Yüzde 45 ile armutta sigortalılığımız var. Bu sigortalılık oranını, tüm meyve ve sebzede artırmamız gerekiyor. Şu an özellikle domates ve sebzede ciddi kayıplar var. Dikilide çok ciddi bir kaybımız yok gibi gözüküyor. Bundan dolayı hasar görmüş arkadaşlarımız, ellerindeki hasar tespit raporlarıyla Tarım Krediye borçlarını, Ziraat Bankasına borçlarını erteleyebilecekler. Bu konuda herhangi bir sıkıntımız yok. Bu köylerin birçoğu orman köyleri. Bu sebeple ORKÖY kapsamında, bu köylerimize 2 milyon lira hibe desteği vermeyi öngördük, en azından tarımsal faaliyetin sürdürülebilmesi ve bir miktar da olsa yaşanan acıları telafi edebilmesi için böyle bir şey yapalım dedik.

Devlet Su İşleri ekipleri taşkınlar konusunda çalışıyor. Şu anda önemli olan, faaliyetin normal devam etmesiyle ilgili konularda Devlet Su İşleri ekipleri çalışıyor. Bugün sanayi bölgesini ve köyleri ziyaret ettik. Burada Büyükşehir Belediyesi de arzu ederse bunlara da almamız gerekenden daha fazla bir inisiyatif varsa Devlet Su İşleri olarak, biz bu inisiyatifleri alırız. Bu konuda bir sıkıntımız yok.”

Bursa Büyükşehir Belediyesi ile çalışmaya devam edeceklerini aktaran Pakdemirli, “Menfezlere, drenaj tahliye kanallarına, tarlalarda biriken rusubatlara da hepsine de müdahale edeceğiz.” bilgisini verdi.

Pakdemirli, yapısal tedbirleri almanın önemine değinerek, “Kaçınmak önemlidir ama yapılaşmanın belli noktalara geldiği bölgelerde, geleceğe yönelik hangi tedbirler alabiliriz? Sanayi bölgesine de kuşaklama kanallarıyla oraya suyun ulaşmayacağı bir şekle nasıl getirebiliriz? Bununla ilgili de çalışmaya başlandı.” ifadelerini kullandı.

Meteorolojik uyarıların önemine de dikkati çeken Pakdemirli, “Yarın da burada özellikle sabahtan itibaren sağanak ve gök gürültülü yağış gözüküyor. Bundan dolayı Bursa’da yaşayanları uyarmış olalım.” diye konuştu.

AA