Olay Gazetesi Bursa

Bakan Yılmaz’dan çok sert açıklama!

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Dağlıca'da taciz ateşi olduğunu belirterek, "Ancak bu, bu dönem yapılmış bir şey değil. Dönem dönem taciz atışı yapılmakta. Silahlı kuvvetlerimiz bu yapılan taciz ateşine misliyle karşılık vermektedir. Çözüm Süreci devam

Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda görüşülen “torba kanun teklifinin” 2.  bölümü üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. 

 

İktidara geldikleri 2002’de ülke nüfusunun 66 milyon, işsizlik  oranının ise yüzde 10’un üzerinde olduğunu belirten Yılmaz, nüfusun 10 milyon  artmasına rağmen işsizlik oranının yüzde 9 küsur olduğunu söyledi. 

 

İsmet Yılmaz, MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, kendisine  yönelik kullandığı “milli sıvışma bakanı” sözüne yanıt verdi. Yılmaz, “Çok ayıp  bir söz. Kem söz sahibine aittir. Bu sizi yüceltmez ki. Yazıklar olsun, hem  milliyetçi olacaksınız hem de…” dedi. Bakan Yılmaz, bu sözleri söylerken, ayağa  kalkarak ön sıraya gelen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP Manisa  Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ile tartıştı. 

 

Yılmaz, “(Sinagog açılışında olay çıkar) diyor. Yani sinagog  açılışında olay çıkar demesi, ‘sinagog açılışında olay çıksa iyi olur, kimse  çıkarmazsa biz çıkartacağız’ demek. Doğru değildir bu, yanlıştır bu tabirler. Bu  ülkenin Hristiyan vatandaşları da var, Yahudi vatandaşları da var, Müslüman  vatandaşları da var. Herkesin burada ibadet etme hakkı vardır. Birine ibadet  hakkını tanıyıp da diğerine tanımazsan doğru olmaz. Bunu soru sorma hakkın  nereden icap etti? Olay çıkartıyorsun” dedi. 

 

Türk Bayrağı’nı Suriye’de dalgalandırdıklarını belirten Yılmaz, “Bir  başka yerde bayrak inmeden, diğer yerde dalgalandırdık” ifadesini kullandı. 

 

Bakan Yılmaz, Dağlıca’da taciz ateşi olduğunu kaydederek şunları  söyledi: 

 

“Ancak bu, bu dönem yapılmış bir şey değil. Dönem dönem taciz atışı  yapılmakta. Silahlı kuvvetlerimiz bu yapılan taciz ateşine karşı misliyle  karşılık vermektedir. Çözüm Süreci milletin projesidir. Biz milletin projesinin  takipçisiyiz. Milletin çoğunluğu da bu Çözüm Süreci’ni takip ediyor, bundan şüphe  yok. Dolayısıyla da gerek Başbakan Yardımcımızın açıklamasını gerekse  diğerlerinin açıklamasını bu doğrultuda anlamak lazım. Çözüm Süreci devam  edecektir, taciz atışları olursa da silahlı kuvvetlerimiz misliyle karşılık  verecektir.” 

 

“Uzman erbaşlar ve erbaşların sorunları ile ilgili” soruyu da  yanıtlayan Yılmaz, şunları kaydetti: 

 

“Görevdeki ve emekli Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin yaşamlarını  daha iyi şartlarda sürdürebilmeleri için özlük haklarına yönelik çalışmalar,  ülkemizin şartları ve çağdaş uygulamalar dikkate alınarak, bir sistem bütünlüğü  içinde incelenmektedir. Statü ayırımı gözetilmeksizin özellikle küçük rütbeli  personelin lehinde olacak şekilde bir oran da çıkardılar. Gerek paşalar gerek  subaylar gerekse de astsubaylara kadar, inanın bizim dönemimizde en az maaş alana  en fazla…” 

 

Bakan Yılmaz, Yüksekova’daki 3 şehitle ilgili olarak, “Bize verilen  bilgiye göre… Genelkurmay’dan her olayla ilgili mutlaka bilgi aktarılır.  Bunların faillerinin yakalandığını ancak olayın içerisinde farklı olan bir veya  iki failin de kaçak halinde olduğunu ama asıl faillerin yakalandığını  düşünüyorum” diye konuştu. 

 

“EGAYDAAK’ların bir kısmı üzerinde Yunanistan’ın fiili uygulamaları  vardır”

 

Yılmaz, “Ege adaları” ile ilgili soruyu da şöyle yanıtladı: 

 

“Lozan Barış Antlaşması’nın 12. maddesi ve Paris Barış Antlaşması’nın  madde 14 hükümlerine göre, egemenlikle devredilenler dışında hiçbir adanın  egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiştir. Bu ada, adacık ve  kayalıkların egemenliği Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal  etmiştir. Hukuken EGAYDAAK (Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş  Ada, Adacık ve Kayalıklar) Türkiye’nin hakimiyetindedir. Antlaşmalarla  gerçekleştirilen bu düzenlemeye karşılık EGAYDAAK’ların bir kısmı üzerinde,  başından beri Osmanlı’dan bugüne gelinceye kadar, Yunanistan’ın fiili  uygulamaları vardır. Ancak fiili devlet uygulamaları onların yasal ve hukuki  statülerini değiştirmez. Bu, uluslararası mahkemelerin de vermiş olduğu karardır.  Dolayısıyla bu durumda, EGAYDAAK Türkiye Cumhuriyeti egemenliğindedir. EGAYDAAK  üzerindeki mevcut olan fiili Yunan uygulamaları, statüyü değiştirmez. Siz,  ‘burayı Yunanistan’a verdi’ diye, Yunanistan lehine görüş bildiriyorsunuz. Çok  şükür ki iktidarda değilsiniz. Eğer iktidarda olsaydınız, sizin bu sorularınızı  alarak Yunanistan uluslararası mahkemelerde kullanırdı.” 

 

Bu sözlerinin ardından İsmet Yılmaz ile MHP’li milletvekilleri  arasında tartışma yaşandı. Ayağa kalkan MHP Grup Başkanvekili Vural, “Bakan özür  dilesin” dedi. 

 

Tekrar söz alan Bakan Yılmaz, “Fiili uygulamalar egemenlik durumunu  değiştirmez. Uluslararası antlaşmalar bunu söylüyor. Daha ne istiyorsunuz?” diye  karşılık verdi. 

 

Tartışmanın uzaması üzerine, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, birleşime  ara verdi. 

 

“Türkiye’nin toprağını koruyamayacak bir iradeye sahip olduğunu  ifade etmiştir”

 

 Aranın ardından söz alan Oktay Vural, “Milli Savunma Bakanı, Türkiye  Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası haklarını ve toprağını koruyamayacak bir  iradeye sahip olduğunu maalesef ifade etmiştir. 16 adanın Türkiye’nin olmasına  rağmen Yunanistan’ın fiili işgalini engelleyememiş ve defakto bir durumu maalesef  hukukileştirecek bir noktaya kadar götürmüştür. Bu kabul edilecek bir konu  değildir. Oradaki ada ne kadar bizimse Diyarbakır’ı da Edirne’si de Trabzon’u da  bizimdir. Buradaki fiili durumu, Milli Savunma Bakanı geçiştiriyorsa ne  yapacağız? Türkiye’yi kim savunacak” değerlendirmesinde bulundu. 

 

MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak ise adalarla ilgili durumun  sıradan bir olay olmadığını belirterek, Yunanistan’ın fiili durumunun ne zamandır  devam ettiğini sordu.  Bakan Yılmaz da milli konularda birlik ve beraberlik içinde olunması  gerektiğine işaret etti. 

 

Yılmaz, şunları kaydetti: 

 

“Adalarla ilgili fiili uygulama, cumhuriyetin kurulduğu andan itibaren  başlamıştır. Milli meseleleri tek tek söylersek olaki farklı noktaya gider.  Cumhuriyetin kurulduğu günden bu güne devam ediyor. Ancak biz diyoruz ki fiili  uygulamalarınız, egemenlik, hukuken tanınmış hakkı ortadan kaldırmaz. Siz de  diyorsunuz ki ‘Cumhuriyetin kurulduğu andan bu ana kadar olan fiili uygulamalara  karşı müdahalenizi yapın.’ Bizim dönemimizde hiçbir fiili uygulama olmamıştır.  Bizden önceki dönemlerde olan fiili uygulamaların da Türkiye’nin Osmanlı  İmparatorluğu’ndan doğan egemenlik haklarının hiçbirisini ortadan kaldırmadığını  söylüyoruz.”