Kurban Bayramı öncesi Koronavirüs Bilim Kurulu saat 14.00’te toplandı. Toplantıda, bayramda alınacak tedbirlerin ve koronavirüste son durumun görüşülmesi bekleniyordu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da, sona eren toplantının ardından önemli açıklamalar yaptı.
Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle;
“Bayramınız şimdiden mubarek olsun. Allah nice bayramları esenlik içinde yaşamayı bizlere nasip etsin. Gelecek yılın bayramlarında tüm gönül yakınlıkları, sarılıp kucaklaşmalarla taçlansın. Ramazan bayramını gönlümüzce idrak edememiştik. 24-25-26 Mayıs günlerine denk gelen bayram salgında tedbirlerin en sıkı tutulduğu zamanda buruk geçti. Sokağa çıkma kısıtlaması akraba, arkadaş, sevdiklerimizle biraraya gelmemize mani oldu.
Ramazan Bayramı eski bayramları bize tam manasıyla özletti. 1 Haziran’dan itibaren normalleşme sürecine geçtik. Alınan tedbirlerle sonuçlar arasındaki ilişkiyi yakından tecrübe ettik. Kurban Bayramı’nı mevcut şartlarda ruhuna en uygun şekilde yaşamanın yolunu biliyoruz. Kurban Bayramı paylaşma, yardımlaşmayı esas alan bayramdır. Kurban Bayramı’nın ruhuna uygun olan bayramı sosyal dayanışma içinde geçirilmesidir. Bunun bir anlamı da hastalığa karşı dayanışma içinde olmaktır.
Kurban Bayramı sırasında koronavirüs konusunda risk alırsak kendimizi ve başkalarını korumak için gerekli dikkati göstermezsek ağır bir vebal yükler. Kurban Bayramı’nda dikkat etmemiz gereken hususlar üç grupta toplayacağız.
1-Kurbanlık alışverişleri belediyeler tarafından belirlenen ve denetlenen yerlerde yapılmalıdır.
2- Hayvan satış alanlarında olabildiğince kısa kalınmalıdır.
3- Müşteriler ve satıcılar arasında el sıkışma yapılmamalıdır.
4- 65 yaş üstü ve kronik hastalar kurban kesim alanlarında bulunmamalıdır.
5- Kurbanlar belediyenin kesim yerlerinde kesilmelidir.
6- Kurban kesimi en az katılımla yapılmalıdır.
7- Maske, mesafe ve sosyal mesafeye dikkat edilmelidir.
Bayramın ilk günü Cuma namazına denk gelmektedir. Bayram ve Cuma namazı cemaatla kılınacaktır.
1- Abdest namazdan hemen öncesine bırakılmamalı evde alınmalıdır.
2- Bayram ve Cuma namazına herkes kendi seccadesi ile gitmelidir, secde sırasında halı veya seccadelere virüs bulaşması kolayca mümkündür.
3- Maske ve sosyal mesafe kuralı bütün bayram boyunca geçerli kritik kuraldır. Saflarda yan yana gelen iki kişi aralarında mutlaka boşluk bırakmalı, saflar sıklaştırılmamalı, seyrek tutulmalıdır.
4- Vaaz ve namaz süreleri Diyanet İşleri Başkanlığımızın belirttiği üzere kısa tutulmalıdır.
5- Namaz sonunda cemaat en arka saftan başlayarak düzenli şekilde dağılmalıdır.
6- Bayram sonu gruplaşma meydana gelmemelidir.
Bayram günleri nasıl geçirilmelidir?
1- 65 yaş üstü büyüklerimiz, kronik hastalığı olanlar lütfen bayram namazına gitmesin.
2- Mezar ziyaretleri arefe ve bayram sonrasında ertelenmelidir.
3- Makbul olan ziyaret yüzyüze değildir, mümkün olduğu kadar bayramlaşmalar telefonla yapılmalıdır.
Yüzyüze gerçekleşecekse ziyaret süresi kısa tutulmalıdır.
4- Kurban yemekleri verilmemelidir.
5- Yoksullara et dağıtılacaksa çok dikkatli olunmalıdır.
6- Bayram günlerinde biraraya gelmek zaruri ise açık ortamlar tercih edilmelidir.
7- Eve ziyaretçi alınmışsa ev havalandırılmalıdır.
8- Bayram boyunca hasta ziyaretinden uzak durulmalıdır.
9- El öpmeyi, el öptürmeyi, tokalaşmayı, sarılıp öpüşmeyi gelecek bayramlara erteleyeceğiz. Bu kuralı terk edersek karşılaştığımız sonuçlar tahmin edilebilir.
Bu Kurban Bayramı hep birlikte vereceğimiz sınavdır. El öpmediğimiz, birbirimize sarılmadığımız ikinci bayram olacaktır. El, öpme, kucaklaşma, el sıkışma geleneğimizi gelecek bayramlara erteleyelim.
Baştan itibaren yapılan değerlendirmelerde Kurban Bayramı’na yönelik kısıtlama gündeme getirilmemiştir. Kısıtla geçirdiğimiz Ramazan Bayramı konsunda bilgi vermek isterim. 10 gün sonraki sonuç günlük vaka sayılarında yüzde 15 azalma olmuştur. Aynı tarihlerde entübasyona giren günlük hasta sayısında yüzde 21, yoğun bakımda yüzde 19, hastaneye yatırılan hasta sayısında yüzde 8 düşüş gerçekleşmişti, vefatlar azalma göstermişti.
Bunlar kısıtlarla birlikte gönüllü katılıma dayalı sonuçlardı. Şimdi maske mecburiyeti olmakla birlikte sonuç veren kısıtları koyacak olan sizlersiniz. Kurban Bayramı’nda işi öyle ciddiye alalım ki, bayram sonrasında gözümüz vaka tablosunda olmasın.
Yakın günlerdeki tecrübeden şunu öğrenmiş bulunuyoruz, gerilersek toparlaması büyük çaba, dikkat istiyor. 11 Haziran’da olduğu gibi 14 Temmuz’da binin altına çekmemiz 33 günü almıştır. Size tedbirlerde ciddiyet ile ihmalin örneğini verdim. İşin kolay ve çok zor tarafını birlikte görmenizdir. Tedbirlere uymak, tedbirleri terk etmenin sonuçlarından çok daha kolaydır.
Ülkemizin herhangi bir şehrinde tehdit edici düzeydeki vaka artışı, okulunu özleyen çocuğumuz için endişe kaynağıdır. DSÖ’nün uyardığı yönde Eylül’de ikinci dalga başlangıcı ise ekonomiler açısından büyük risktir. Yatan hasta sayımızın artması arzu edilmeyen sonuçtur. İlk günlerde belirttiğim gibi salgınla mücadele bütün insanların katılımı ile gerçekleşecektir. Halkımmız tedbirlere uyarak ekonomiden üretime, hizmet sektörüne tüm alanlarda katkıda bulunduğunu yakınen idrak ediyorum.
Salgınla mücadelede daha istekli, daha kararlı olmalıyız. Mücadele bir süredir, bölgelere göre değişen tedbirlerle yürütülüyor. Şehirler bazında gerekli kararları alan valilerimizin başkanlık ettiği il hıfzısıhha kurullarıdır. Bu kurullar gelişmelere göre radikal önlemler alma yetkisine sahiptir.
Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu’da bazı illerimizde bu kararlardan önemli sonuçlar elde ettik. Bu önlemleri denetleme yetkisine sahip İçişleri’ne teşekkür ediyorum. Son günlerde ilginç görünümle birkaç konu var. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranının yüzde 40 olduğu öne sürülüyor. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranı yüzde 90’ın üstündedir.
Bir Amerikan ilaç şirketinin ürettiği ilacın daha yaygın kullanılması amacıyla rüşvetten söz ediliyor. Bu iddia ve ithamla ilgili Bakanlığımız tarafından soruşturuluyor.
Bakanlığımızda bazı görev değişimlerinin özel bir anlamı yoktur, rutin işleyiştir.
Bilim Kurulumuz günlük koronavirüs tablosunda bazı veri açıklamaları için başlık ve adlandırma değişikliğine gitme konusunu ele almıştır. Uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlanması amacı taşımaktadır. Entübe edilmiş veya henüz entübe edilmemiş de olsa kan oksijen düzeyi belli düzeyin altına düşen hastaları ağır hastalar olarak duyurmayı devam edeceğiz. Zattürre oranlarını da sizlerle paylaşacağız.
Maske, mesafe, temizlik kuralından ödün vermeyelim. Eski bayramlara dönebilmek için özveride bulunalım. Şahsım, arkadaşlarım, sağlık çalışanlarım adına bayramınızı kutluyorum. Bayramdan sonra sizden iyi haberler bekliyoruz.
SORULAR VE YANITLAR
Dünyada ikinci dalga beklentisinin olduğunu hepimiz görüyoruz. Hem koronayla karıştırılması hem de üstüste gelmesiyle farklı daha etkili ve de yoğun bakım hastane yükü ve vefat edenlerin oranlarının artışıyla sonuçlanabilecek dünyanın beklenti içinde olduğunu, dünyada bazı ülkelerin vaka sayıların daha da arttığını görüyoruz.
Dünyanın beklediği dalgayla birlikte gerçekleşebilecek durumun bizim şu döneme daha iyi bir geçiş yapmamız gerekiyor. Bugünleri bizim çok iyi değerlendirmemiz, olabildiğince bu salgını, yayılımı önleme çalışması içinde olmamız. Her zaman söylediğimiz hayatın devam ettiğini, bu hayatın artık kontrollü sosyal hayat adını verdiğimiz, sadece maske, mesafe, el temizliğiyle orantılı kuralları olan ve sonuç alabileceğimiz tedbirden bahsediyoruz.
Bütün vatandaşlarımızdan isteğimiz bu dönemin bittiğine inanmayalım. Halen devam ettiğini düşünelim, her geçen gün, her gün açıklanan rakamlarda görüyorsunuz, yoğun bakıma giren, ağır hastaların her geçen gün arttığını görüyoruz. Her ne kadar vefat sayımız düşüyorsa tedavinin etkinliği, sağlık altyapımızın güçlü olmasıyla dünyaya göre düştüğünü biliyoruz. Ama yoğun bakıma giren hastalarımızda da artışı görüyoruz.
Riskin geçmediğini, kuralların mutlak uyulması gerektiğini söylemek istiyoruz. Kurban bu anlamda son derece önemli. Önümüzdeki günler Ramazan’da olduğu gibi gönüllü tedbirlerin devreye girdiği bir bayram olmasını diliyoruz. Şu dönemde hazırlıklarımızı ikinci bir dalga içinde olduğumuzu söyleyemeyiz ama birinci dalganın etkisinin halen devam ettiğini bazı illerimizde İstanbul, İzmir gibi pikini tamamladığını ama bazı illerimizde yeni başladığını giderek arttığını görüyoruz. O illerimizde valililerimiz başkanlığında olan kurullarımız gerekli radikal önlemi alma konusunda yetkilidir.
Sayın İçişleri Bakanımızla dün uzun bir görüşme yaptık. Bugüne kadar alınan tedbirler ve sonuçları. Bundan sonra önümüzde önemli bir bayramın olduğu ve bayram sebebiyle alınabilecek tedbirlerin neler olabileceğini müzakere ettik. Bu anlamda özellikle demin bahsettiğim şekliyle valilerimiz başkanlığında olan il hıfzısıhha kurullarının yer yer bölgesel farklılıkların olduğu, bazı illerimizde artışların olduğu, dolayısıyla bölgesel alınabilecek tedbirlerin farklılık göstereceğini o nedenle kurullarımızın radikal bir takım tedbirleri alma noktasında görüşmelerimiz oldu.
Alınması gereken tedbirlerle ilgili İçişleri Bakanlığımızın bugün veya yarın duyuruları yapılmış olacak. Emniyet tedbirleri bayram için neler olduğu konusunda detaylı görüşmelerimiz oldu.
Okulların açılmasıyla ilgili geçen toplantıda ifade etmiştim, açılma takvimini Milli Eğitim Bakanımız 31 Ağustos olarak açıkladılar. Bu takvimde eğitim başlamış olacak. Ama bu eğitim uzaktan, hibrit veya karma eğitim tarzında mı olacağı bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Bilim Kurulumuzun yetkili arkadaşları çalışıyorlar.
İller bazında salgınla ilgili farklılık sözkonusu ise o illere özel farklı yaklaşımlar da devreye girebilir. Burada önemli olan eğitimin 31 Ağustos’ta başlayacak olması. Ama bu eğitimin uzaktan, bölgesel olarak farklı şekilde mi bunu da önümüzdeki bir iki hafta içerisinde açıklaması daha net yapılmış olur.
Alınabilecek tedbirler de netleştiriliyor. Bir sınıfta bir öğrencinin pozitif olduğunu düşünün. Pozitif olan vaka tespitinde o okulda ne gibi tedbir alınmalı. Temas ettiği çocuklarla ilgili neler yapılmalı? Karantina veya izolasyon kimlere uygulanmalı? Kimlere test yapılmalı? Önceden ateş dahil olmak üzere birtakım tedbirler alınmalı mı, hangi safhada alınmalı, bunlar da detaylandırılıyor, bilgilendirme yapılmış olacak.
Herkesin beklentisi olan aşı konusu önemli. Zannediyorum önümüzdeki 4-5-6 ay, Ocak-Şubat-Mart gibi yılın ilk çeyreğinde aşının geliştirilmesi mümkün olabilir gibi görünüyor. İngiltere, Amerika, Çin’de çalışmalar hızla ilerliyor. 1-2 ay sonra olacak beklentisi içinde olmamalıyız.
Önümüzdeki 4-6 ay içinde bir gelişme olabilir. Ülkemizde 6 çalışma devam ediyor. Daha klinik, insan çalışmaları safhasına gelinmedi, o da Eylül ve Ekim ayında üniversitelerimizde, merkezlerimizde olmuş olacak. Çin ve Rusya ile aşıyla ilgili irtibat halindeyiz. Yakınen takip ediyoruz.
Kan grubuyla ilgili Ateş Hoca’nın açıklaması olmuştu. A grubunda olanların biraz daha fazla görüldüğü şeklinde. Bizim verilerimizde net bir sonuç olduğunu söyleyemem. Bu arada geniş yaptığımız saha araştırması bitti. Bu araştırmada, çalışmada pozitiflik oranı yüzde 0.26; yani 10 binde 26. 10 bin kişide 26 kişi pozitif olarak aramızda dolaşıyor demektir. Bu dediğimiz aramızda belirtisi olmayan 10 binde 26 kişinin dolaştığını dolayısıyla maske ve mesafenin ne kadar önemli olduğunu göstermek açısından çok önemli.
Bağışıklık 10 binde 80 şeklinde. Bağışık oranımız son derece düşük. Bir toplumun bağışık olabilirliği yüzde 60-65 oranında mümkün olduğu bilinir. Dolayısıyla 0.8 ise gerisini siz düşünün. Toplum bağışıklığıyla bunun oluşamayacağını görmüş oluyoruz. Toplumda şurası çok önemli 10 bin kişide 26 kişinin belirti göstermeden aramızda dolaştığını bilelim. Maske, mesafe, el hijyenine ne kadar önem vermemizi gösteren önemli bir tablo.
Ayasofya 86 yıllık hayalimizde. Egemenliğin önemli bir işaretiydi. Her Türk vatandaşının bu konudaki beklentisiydi. Doğrusu bizim bu sevinci herkes yaşadı. Bu sevinci yaşarken ortamda disiplinize ederek yaşıyor olmalıydık. Yer yer uyanlar oldu, bu anlamda uymayan görüntüleri de görmüş olduk.
Sevincimizi yaşarken, Ayasofya dahil olmak üzere bizim pandemi tedbirlerini, kurallarını ihmal etmeden, maske, mesafe kuralını sevincimizi paylaşırken de devrede tutmamız kanaatindeyim.
Yeni normalleşmeyle birlikte özel hastaneler, üniversite hastaneleri, kamunun bazı hastaneleri daha çok Covid’li hastalara bakmamayı, bu hastalara bakan pandemi hastanelerine bu hastaları almamız sözkonusu oldu. Bu nedenle de bazı hastanelerimizdeki doluluk oranımız diğerlerine göre daha da artmış oldu. Ankara’daki doluluk oranlarını söyleyeyim. Yoğun bakımda şu anda doluluk oranlarımız yüzde 67. Standart yataklarımız yüzde 49. Ventilatörlerimizin doluluk oranları yüzde 25. Bahsedildiği gibi olmadığını söylemek istiyorum.
Şehir hastanesindeki doluluk oranları yoğun bakımlar yüzde 69, standart yüzde 32, ventilatör yüzde 16. Bu rakamlardan da bu anlamda sorun olmadığı, her gün açıkladığımız rakamlarla giderek yoğun bakımdaki hasta sayılarımızın arttığını zaten söylüyoruz. Daha önce bütün hastanelerimizde bu hastalar kabul ediliyor iken şimdi bazı hastanelerimizde kabul ediliyor olmasıyla buralarda yer yer oranların arttığını biliyoruz ama bir sorun olmadığını bu rakamlardan da çok rahat görmüş oluyoruz.
Bu süreçte kurallara uyma noktasında en çok hassasiyet gösteren gerçekten büyüklerimiz oldu. Kendilerine minnettarız. Harfiyyen uyma noktasında bir gayret içinde oldular. Onları ihmal etmedik. Özellikle büyüklerimizi bu salgından korumak için hassasiyet gösterme gayreti içinde olduk. Bunun ne kadar zor olduğunun farkındayız.
Bayram sonrası dönemde, erken dönemde bu kısıtlamaları kaldırmak noktasında Bilim Kurulu’nun önerisi var, bayram sonrası duyuruyu yapmış olacağız. Biraz daha sadece bayram döneminde sabredelim, bayram sonrasında inşallah gereken yapılıyor olacak. Büyüklerimizin kurallara uyma noktasında hassasiyet ve gayretinin bu saatlerin serbest bırakılmasıyla da gereken hassasiyeti yine aynı şekilde göstereceklerine eminiz.
Bilinen evet mutasyonların olduğu vakat virülansı etkileyecek düzeyde olmadığı şeklinde. Önümüzdeki aylar olmayacağı anlamına gelmez. Bu mutasyonlarla birlikte virüsün yükü artmış oluyor. Şu an için virülansını, bulaşıcılığını etkilemeyen mutasyonun olmadığını biliyoruz.
Atamayla ilgili biz pandemi döneminde yer yer alımları yapmıştık. Açtığımız yeni hastaneleri göz önüne alarak. Önümüzdeki dönemde Konya Şehir Hastanesi, İstanbul’da Göztepe, Seyrantepe’deki hastanemiz gibi yeni açılacak hastanelerimiz sözkonusu. Bunlarla birlikte personel alımı gündeme gelmiş olacak. Konuşmamda doğruluk oranıyla ilgili kısaca bilgi aktarmıştım. Halk sağlığındaki labaratuvarımız bir referans labaratuvarı. Uluslararıs referans labaratuvarı. Avrupa’nın bu anlamda ağına üye olan, 70 tane labaratuvarın üye oluduğu Türkiye’nin de üye olduğu halk sağlığı labaratuvarı. Bu labaratuvarın dış denetimiyle ilgili belli dönemler birtakım denetimler yapabilir. En son 15 Haziran’da bir denetimi oldu. Bu denetimin sonucu yüzde 91.66. Türkiye ile gurur duyalım.
Şu dönemde bildiğiniz gibi PCR kiti baştan ithal ediliyordu. Biz de başta Çin’den ithal ettiğimiz kit oldu. O dönemde fiyatı 8.75 Dolar’dı. 500 bine yakın kit alındı. Devamında erken dönemde biz yerli kitimizi ürettik. Bu üretilen yerli kit ile birlikte toplam 4,5-5 milyona yakın test yapılmış oldu. En son yapılan ihalede de DMO tarafından uygunluğu verilerle 12 tane ilave yerli kitler olmuş oldu. Bu ürünlerin ihaleye girmesi şeklinde yapılan düzenlemeyle 6 firma katıldı. Bu 6 firmanın katılımıyla oluşan fiyat 9,8 Lira oldu.
Dünyada 8.75 Dolar’dan aşağıya görmediğimiz 1.4 Dolara kadar düşen kit oldu. Sağlık Bakanlığı olarak altını çiziyorum, ilk günden itibaren yurt dışından aldığımız Çin’den aldığımız kit dışında 9,8 lira üzerinde hiçbir kit alınmamıştır. Kim altında veriyor ise bunu da bakanlık almaya hazır, bu kadar net söylüyorum. Küresel firmaların Türkiye uzantıları üzerinden neler yapılmak istendiğini çok iyi biliyorum. Kit piyasasının arkasında dev ama cüce yapıların ve vatandaşların olduğunu da biliyorum.
83 milyon emin olsun, burada bulunduğumuz müddetçe vatandaşımızın lehinde her türlü tedbiri alma noktasında gayret içinde olacağımızdan emin olun. Ben yer yer bu küresel firmaların uzantılarıyla birlikte siyasetçilerimizin de bilerek ya da bilmeyerek alet olduklarını görüyorum. Umarım bilmiyorlardır, bundan sonra bilmiş olurlar. Burada bakanlık olarak 9.8 TL’nin üzerinde herhangi bir yerli kit olmamıştır. Çin’den alınan 8.75 Dolar’ın dışında.
İran ve Afganistan, hatta Kazakistan bu anlamda kısıtlama oldu. Ülkelerle ilgili biz yer yer birtakım örneklem yöntemiyle testler yapıyoruz. Riskli gördüğümüz her ülke için benzer durumlar söz konusu olabilir.