Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan tarafından açılan davanın dilekçesinde, Bahçeli’nin 6 Mayıs 2015 ile 3 Haziran 2015 arasında gerçekleştirdiği 10 mitingde siyasi eleştirinin ötesinde Erdoğan’ı suçlayıcı, aşağılayıcı ifadeler sarf ettiği ileri sürüldü.
Erdoğan’ın kişilik haklarının ihlal edildiği, Bahçeli’nin ifadeleriyle eleştiri ve ifade özgürlüğü, hak ve görev sınırlarını aştığı savunulan dilekçede, müvekkillerinin dini değerlerine ağır saldırılarda da bulunulduğu öne sürüldü.
Dilekçede, “Müvekkilimizin kişilik haklarına ve manevi şahsiyetlerine doğrudan, açık ve ağır bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Dava konusu konuşmalar tamamen kasıtlı ve kötü niyetlidir. Kullanılan haksız ve hukuka aykırı ifadeler müvekkilimizin yüce Türk halkı nezdinde sahip olduğu itibarı zedelemeye ve müvekkilimizi hak etmediği bir konuma düşürmeye matuftur” ifadesine yer verildi.
İfade özgürlüğü ve eleştiri hakkının kişilerin uluslararası metinlerle, Anayasa ve yasalarla güvence altına alınan onur ve saygınlıkların ihlali aracı olarak kullanılamayacağı belirtilen dilekçede, kişilerin ve politikacıların eleştiri hakları olduğu, bu haklarını kullanmalarının engellenemeyeceği ancak hakaret teşkil edecek nitelendirmelerden uzak durmalarının da hukuk devleti ilkesinin gereği olduğu vurgulandı.
Dilekçede, Bahçeli’den, Erdoğan’a “manevi şahsiyetine yönelik, kişilik haklarına tecavüz niteliğindeki gerçek dışı, haksız ve hukuka aykırı beyan ve isnatları” nedeniyle her bir miting konuşması için 10 bin lira olmak üzere 100 bin lira manevi tazminat ödemesi talebinde bulunuldu.