MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sabah gazetesine verdiği röportajda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, Ayasofya Camisi’nin ibadete açılması, FETÖ ile mücadele ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilime dair görüşlerini paylaştı.
Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasının muazzam bir karar ve yakın tarihin en önemli irade beyanı olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
”Ayasofya’nın müze statüsünün kullanımının hukuk ve vakıf senediyle birlikte inanç haklarımıza aykırı olduğu her türlü izahtan vareste. Danıştay net ve tartışmaları düğümleyen bir kararı verdi. Bu karar, egemenlik haklarımızın hilafsız ve şüphesiz kullanımıdır. Ayasofya egemenlik sınırlarımızın içinde. Nerede ibadet edeceğimiz, nereyi camii olarak göreceğimiz, nereyi açıp kapatacağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin bileceği bir meseledir.”
Hariçten gazel okuyanların şikayet ve sızlanmalarının anlamsız, temelsiz ve dayanaksız olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:
”Ayasofya müze yapılırken iyi de camiye dönüştürülünce mi kötü? Türkiye ne yapıp yapmayacağını güç ve çıkar merkezlerine mi soracak? Şayet sorarsak bağımsızlıktan, onurlu duruştan, egemenlik haklarından nasıl bahsedilecek? Ayasofya fethimizin simgesi, ecdadımızın emaneti. Büyük hakanımız Fatih ile Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü karşı karşıya getirmek, tarih ve kültür alanında tehlikeli kutuplaşmalar imal etmek ağır bir sorumsuzluk. 567 yıl önce İstanbul’u fetheden yükseliş ruhuyla 98 yıl önce işgalden kurtaran diriliş ruhu bir ve aynıdır.”
MHP lideri Bahçeli, 86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya’da kılınacak ilk namaza da katılacağını bildirerek, ”Allah nasip ederse Ayasofya Camisi’nin muhterem ve mehabetli ortamında kılınması planlanan cuma namazına katılacağım. Hem tarihe şahitlik edip hem de manevi görevimi yerine getireceğim. İnanıyorum ki yine Akşemsettin orada olacaktır, yine Fatihimiz orada olacaktır, yine fethin neferleri manen orada bulunacaklardır.” diye konuştu.
”FETÖ’cüler boş durmuyor. Kripto damar koparılmış değil”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, FETÖ’yle mücadelenin amansız ve amasız şekilde devam ettiğini vurgulayarak, ”Fakat hala bu terör örgütünün kökünün kazındığını söylemek mümkün değil.” tespitinde bulundu.
Son FETÖ’cü etkisiz hale getirilinceye kadar sürecin devam etmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
”MHP FETÖ’yle olsun, PKK’yla olsun, Türkiye’nin bekasına ve güvenliğine kast eden gayri hukuki, gayri ahlaki bütün örgütlerle mücadelede devletin ve hükümetin yanındadır. FETÖ’cüler boş durmuyor. Kripto damar koparılmış değil. FETÖ elebaşı hala Pensilvanya’da. İstiklal için birlik, istikbal için dirlik ve de kazananın Türkiye olmasını istiyorsak FETÖ’nün kadro, kaynak ve kumanda merkezlerini tasfiye etmemiz, devlet ve toplum hayatındaki kalıntılarını da temizlememiz hayati önemdedir.”
”CHP Haçlı ve Siyonist kuşatmaya duyarsız”
Bahçeli, Türkiye’nin Libya ve Doğu Akdeniz politikasına ilişkin CHP’nin eleştirilerine yönelik şu görüşleri paylaştı:
”CHP muhalefetini Türkiye’ye karşı yapıyor. CHP dalından da kökünden kopmuş. CHP ülkemizin varoluş mücadelesinin önüne set çekmek istiyor. CHP yönetimi gaflet uykusunda kabus görüyor, bunu da gerçekmiş gibi gösterip Türkiye’ye kötülük yapıyor. CHP’ye kalsa Antalya Körfezi’ne hapsolmamız kaçınılmaz. CHP haçlı ve siyonist kuşatmaya duyarsız, Hafter’in amigosu, Esad’ın hayranı… Doğu Akdeniz’de dünyanın geleceğini etkileyecek mücadele var. Türkiye Doğu Akdeniz’den dışlanmak isteniyor. Bu zalim isteğe boyun eğersek mücavir topraklarda sürekli önümüz kesilir. Libya’da kimlerin hangi oyunlar içinde olduğunu biliyoruz. Doğu Akdeniz’de hidrokarbon kaynaklarını kimlerin yağmalayıp el koymayı planladığını açıkça görüyoruz. Rusya’nın tutumu ikircikli ve güvensizdir. Fransa krize bel bağlamıştır. Birleşik Arap Emirlikleri şuursuzdur. Türkiye haklı, hukuki ve meşru mücadelesini gittiği yere kadar taşımalıdır.”
”Ermenistan’ın düşmanca emelleri tesadüfü değildir”
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki son günlerde yaşanan çatışmanın öncelikli gündem konularından biri olduğunun altını çizen Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
”12 Temmuz 2020 tarihinde, Tavuz bölgesinde Azerbaycan-Ermenistan arasında başlayan çatışmalar elbette bizim öncelikli gündem konularımızdan biri oldu. Ermenistan, içinde üç Azerbaycan askerinin bulunduğu bir aracın sınır ihlali yaparak saldırı düzenlendiğini iddia etti. Bu iddia elbette asılsız ve yalandır. Çatışmaların yaşandığı bölge doğu-batı enerji koridorunun kavşak noktasıdır. Ermenistan’ın düşmanca emelleri tesadüfü değildir. Bir amaca matuftur. Aynı zamanda Ermenistan taşerondur, Türk düşmanlığını ana siyaset haline getirmiştir. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si hala Ermeni işgali altındadır. Karabağ sorununun çözümünde bir arpa boyu mesafe alınamamıştır. Ermenistan’ın silahlı saldırılarını bu vesileyle ve tekraren lanetliyorum. Şehit düşen Azerbaycan askerlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Her şart altında dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın yanındayız. Kalben ve manen soydaşlarımızlayız, yeri gelirse de bedenimizle de onlarla bir arada olur, Türk yurtlarını savunuruz.”
AA