Resmi Gazete’de yer alan karara göre, 2017’de Hacettepe Üniversitesinden mezun olan bir kişi, 2018’de mahkeme kararıyla “Muhammed” olan ismini “Mihrali” olarak değiştirdi. Daha sonra diplomasında yer alan ismin de yeni kimlik bilgilerine uygun şekilde yeniden düzenlenmesi adına üniversiteye başvurdu.
Üniversite, diploma, sertifika, geçici mezuniyet belgesi ve diğer belgelerin düzenlenmesine ilişkin yönerge kapsamında, gerçekleştirilen isim değişikliğini, diplomanın arka yüzüne gerekli açıklama yaparak yazdı ve onayladı.
Kişi, söz konusu işlemin iptali talebiyle dava açtı ancak mahkeme, mezuniyet tarihindeki isme göre diploma düzenlendiğini belirtilerek, talebinin reddinin hukuka uygun olduğu sonucuna vardı.
İstinaf başvurusunun da reddi üzerine söz konusu kişi, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması adına yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine, başvurucuya da 3 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Kararın gerekçesinden
Anayasa Mahkemesinin kararında, ilgili yönergede diplomaların yeniden düzenlenmeyeceğinin belirtildiği, diplomaların düzenlenmesi ve değiştirilmesi noktasındaki takdir yetkisinin ise üniversitelerde olduğu anımsatıldı.
Takdir yetkisinin sınırsız kullanılmasının kamu hizmetinin devamlılığından beklenen menfaat ile bireylerin menfaatleri arasında korunması gereken adil dengeyi bozacağı belirtilen kararda, açılan davada mahkemenin yalnızca yönergeyi gerekçe göstererek talebi reddetmesinin yeterli görülemeyeceği ifade edildi.
Başvurucunun, isim değişikliği nedeniyle mesleki yaşantısına ve daha önceki isminin bilinmemesine yönelik bilgiler verdiği, diplomanın yeni ismine göre düzenlenmesine ihtiyaç duyma nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulunduğu aktarılan kararda, mahkemelerin bu konuda “ikna edici gerekçe” göstermeden ret kararı verdiği değerlendirmesi yer aldı.
Yüksek Mahkemenin kararında, şu ifadeler yer aldı:
”Başvurucunun yargı kararıyla ismini değiştirdiği dikkate alındığında makul bir gerekçe ve zorunluluk ortaya konulmadıkça başvurucunun yeni ismini kullanmasına ilişkin bir sınırlama da getirilmemesi gerekir. Bu anlamda başvurucunun eski diplomasının yeni ismiyle düzenlenmesi talebinin reddi şeklindeki sınırlamanın kamusal menfaat ile bireysel menfaat arasında korunması gereken dengenin başvurucu aleyhine bozulmasına neden olduğu, kamusal makamlarca zorunlu ve ölçülü bir müdahale olduğunun ortaya konulamadığı anlaşılmıştır. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”