AKPM’nin Vaclav Havel Kütüphanesi ve Charta 77 Vakfı ortaklığıyla verdiği ödül bu yıl, Bylock kullandığı belirlenen ve “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapse çarptırılması istenen eski YARSAV Başkanı Arslan’a verildi.
AKPM Genel Kurulu’nda açıklanan ödülü, Arslan’ı aday gösteren Bağımsız ve Özgürlükçü Avrupalı Yargıçlar Örgütü (MEDEL) Temsilcisi Simone Gaboriau aldı.
“Türkiye açısından kabul edilemez, lanetliyoruz ve reddediyoruz”
Ödülün açıklanmasından sonra Genel Kurul salonunu terkeden AKPM Türk Delegasyonu Başkanı AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan, Avrupa Konseyi’nin skandal bir karara ev sahipliği yaptığını, değerleriyle çatışan bir karara imza attığını söyledi.
Küçükcan, “Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü, FETÖ sanığı, FETÖ’den tutuklu biri olan Murat Arslan’a verildi. Murat Arslan, Türkiye’de demokrasiyi yok etmek isteyen, seçilmiş hükümeti devirmek isteyen, 250 kişinin katili, 2 binden fazla insanımızı yaralayan bir örgütün mensubu olarak bugün yargılanıyor. Ne yazık ki AKPM insan hakları, demokrasi, anayasayı savunması gerekirken, bu ödülü Murat Arslan’a vermek suretiyle tarihi bir hata yaptı.” diye konuştu.
Türkiye’deki darbe girişimini herkesin hatırladığını belirten Küçükcan, “Ne yazık ki bunları meşrulaştırıcı, bu örgütün yanında yer alan bir tavır sergilendi. AKPM darbe teşebbüsünde bulunan bir örgütün yanında durdu bugün. Bu Türkiye açısından kabul edilemez, bunu lanetliyoruz ve reddediyoruz.” dedi.
Küçükcan ile birlikte AKPM Türk Delegasyonu üyeleri Serap Yaşar, Burhanettin Uysal, Suat Önal, Cemalettin Kani Torun ve Zuhal Topçu da Genel Kurul salonunu terk ederek karara tepki gösterdi.
Çek Cumhuriyeti’nin eski Cumhurbaşkanı, şair ve oyun yazarı Vaclav Havel’in anısına bu yıl 5’inci kez verilen ödüle Arslan’ın dışında, Macaristan Helsinki Komitesi ve Avusturyalı Cizvit papazı Georg Sporschill aday gösterilmişti.
FETÖ üyeliğinden yargılanıyor
Arslan, YARSAV soruşturması kapsamında geçen yıl gözaltına alınmış, 26 Ekim’de de FETÖ üyeliğinden tutuklanmıştı.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tamöz’ün hazırladığı, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) isimli silahlı terör örgütünün yargı içerisindeki yapılanmasında Arslan’ın da yer aldığı ve YARSAV’da üstlendiği görevle örgütün amacı doğrultusunda eylemlerde bulunduğu belirtilmişti.
Arslan’ın 2001’de denetçi yardımcısı olarak Sayıştayda göreve başladığı, 2006’da Anayasa Mahkemesinde raportör olduğu, bu görevini 2015’e kadar sürdürdüğü, son olarak Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul Raportörlüğü görevinde bulunduğu aktarılan iddianamede, Arslan’ın isminin, YARSAV Genel Sekreteri olmasını müteakiben yargı çevresince bilinmeye başlandığı, başkanlığa seçilmesiyle de tüm yargıda tanındığı ve ön plana çıktığı ifade edilmişti.
İddianamede, “Arslan’ın kendisini sol görünümlü sosyal demokrat bir kişi olarak etrafına tanıttığı, yaşam tarzı olarak da bu çerçeve içinde görünmeye çalıştığı bilinmektedir. Bu kişinin sosyal demokrat yapı ile asla ilgisi olmayan Fetullah Gülen yapılanması içerisinde yer aldığını ise sadece ve sadece kendisi ile örgüt adına irtibata geçen diğer örgüt mensuplarının bildiği görülmektedir. FETÖ/PDY isimli örgüt içerisinde yer alan yargı mensuplarının bir kısmı dahi bu kişinin konumunu bilmemektedir.” ifadelerine yer verilmişti.