Kaya, yazısında şu ifadeleri kullandı:
İlk harcı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bağışıyla karılmıştı.
Sayısız tarihî anın tanığıydı.
Ancak buna karşın Bursa Atatürk Stadyumu yıkıldı…
Yerine Millet Bahçesi yapıldı.
O da yıkıldı.
Önce Millet Bahçesi’nin genişletilmek istendiği söylense de yıkımın gerekçesi yapının depreme karşı dayanıksız olmasıydı.
Zaten daha sonra aynı isimle yeniden inşa edilmesi için ortak akıl devreye alındı.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi ve Büyükşehir Belediyesi; şehirdeki yeri tartışmasız büyük olan Atatürk Spor Salonu’nun yeniden hayat bulması için kolları sıvadı.
Bir yarışma düzenlenmesi kararlaştırıldı.
500 mimarın ter döktüğü ve 114 projenin değerlendirmeye alındığı yarışmada birinciliği Millet Bahçesi’nin yeşil alan yüzeyini artıran ve Kültürpark ile Stadyum Caddesi arasında geçiş niteliği taşıyan projesiyle Mimar Hakan Evkaya ve ekibi kazandı.
Ancak süreç bundan sonra ne yazık ki tıkandı.
Aradan geçen iki yılın ardından somut bir adım hâlâ atılamadı.
İhaleye çıkılsa da maliyetlerden ötürü projeyi üstlenen olmadı.
Atatürk Spor Salonu’nun akıbeti ne oldu sorusuna mutlaka yanıt aramalıyız.
Bursa’nın birinci problemi Bursalılık diyorsak kent aidiyetini perçinleyecek mekânları canlandırmalıyız.
Yatırımlarda da öncelik sırasına almalıyız.
Aksi takdirde Bursalılık üst kimliğinin benimsetilmesinde ciddi zorluklar yaşarız.
Ortak hafıza üretilen simgesel yapılara bu nedenle sahip çıkmak zorundayız.
Öte yandan şunu da belirtelim:
Tüm mesuliyet belediyeye yüklenmemeli.
Bu şehrin tüm paydaşları Atatürk Spor Salonu’nun yeniden hayat bulması için sorumluluk üstlenmeli!