1981 yılında yapılan, günün teknikleri bile zayıf yapı olduğu gözlenen caminin, mukavemet kabiliyetini tamamen yitirdiği ve sağlıksız yapısı ile adeta cami cemaatini tehdit ettiği gözleniyor.
MİNARE YIKILIRSA FELAKET OLUR
Caminin minaresinin mihrap bölümünün gözle görülür şekilde yamulmuş olması dikkat çekiyor. İmamın kaldığı bölümün de minarenin tam altında bulunması endişeyi artırırken, özellikle Cuma günleri caminin dolu olduğu dile getiriliyor. Atatepe Sosyal Tesislerinin hemen yanında yer alması nedeniyle, gün içinde sürekli ibadet için kullanılıyor.
Cami minaresinin özellikle üst bölümü, deprem olmadan da yıkılma tehlikesi içeriyor. Yıkılması durumunda da, eğimin caminin iç bölümüne doğru olması, hayati tehlikeyi de beraberinde getiriyor.
DEMİRLER ELLE UFALANIYOR
Binanın betonlarının döküldüğü bölümlerde beton kalitesinin düşüklüğü gözlenirken, bir yandan da açığa çıkan demirlerin korezyona uğradığından dolayı kolayca ufalanması tehlikenin boyutlarını göz önüne seriyor. Demirin tüm özelliğini yitirdiği, betonun deniz kumu ağırlıklı direnci düşük teknikle yapıldığı da aleni dikkat çekiyor. Elle bile ufalanan demirin binaya herhangi bir mukavemet imkânı sağlaması bir yana, dağılmasında da pay sahibi olabileceği tahmin ediliyor.
BİR AN ÖNCE YIKILMALI
Konu ile alakalı inşaat teknikleri konusunda uzman isimlere danışıldığında mevcut caminin güçlendirilme veya yenilenme ihtimalinin bulunmadığı, bir an önce yıkılarak yeniden yapılması gerektiği dile getirildi. Teknik değerlendirmenin bir an önce yapılıp, sorunun bir an önce çözüme ulaştırılması bekleniyor.