Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içinde kalan Antik Çağ‘ın en önemli liman kentlerinden Assos‘ta 2 bin 300 yıllık üç “balık tabağı” ile aynı dönemlere ait olduğu tahmin edilen “olta kancası” bulundu.
Antik Çağ’da “Troas” olarak adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Yunanistan’ın Midilli Adası’nın karşısında kurulan kent, asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Assos Antik Kenti’nde ABD’li arkeologların 1800’lü yıllarda ilk kez gerçekleştirdiği kazılara, uzun bir aranın ardından 1981’de yeniden başlandı. Bölgede Türk bilim insanlarınca 38 yıldır kazı çalışması yürütülüyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı ve restorasyon çalışmalarının Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Tarih Kurumunun desteği, İÇDAŞ’ın ana sponsorluğunda devam ettiğini söyledi.
Özellikle pişmiş topraktan yapılmış “balık tabağı” olarak adlandırılan kaplar bulduklarını belirten Arslan, “Bu örnekler, antik çağda Assos’ta balık tüketimine ilişkin önemli veriler. Bunun dışında yine balık avlamada kullanılan bronzdan yapılmış oltalara da kazılarda sıkça rastlanıyor. Yine bu olta dışında ağ örümünde kullanılan bazı aletler de bulundu.” dedi.
Arslan, Assos’un Ege Denizi kıyısında bir liman kenti olması dolayısıyla antik dönemde temel besinler arasında balıkçılığın önemli yer tuttuğunu vurguladı.
Antik kentte ilk çalışmayı yapan ABD’li araştırmacıların Assos limanında balık avcılığına ait izler bulduğunu aktaran Arslan, şöyle devam etti:
“Sözü edilen balık tabakları, Helenistik dönemde yaygın olarak kullanılmış. Sonraki dönemlerde pek görülmüyor ancak olta dediğimiz balık avlamada kullanılan kancalar ise Bizans dönemine ait kesintisiz olarak aynı tipte varlıklarını devam ettiriyor. Bugün modern çağda kullandığımız oltalarla biçim olarak tamamen aynı. Milattan önce 5’inci yüzyıldan başlayıp Bizans dönemine kadar olan tabakalarda bu oltalara rastlıyoruz.”
“Balıkları tuzlayıp amforalar içinde diğer kentlere göndermişler”
Prof. Dr. Arslan, ticari bakımdan bölgede tahıl ürünleri, bal, kuru üzüm ve diğer türlerin revaçta olduğunu, bunların dışında özellikle kentlerin ihraç ettiği malların arasında tuzlanmış balığın önemli bir yer tuttuğunu anlattı.
Balıkların avlandıktan sonra tuzlanıp amfora olarak bilinen kaplarda diğer kentlere gönderildiğini dile getiren Arslan, “Ancak tabii Assos’un bu balıkları ihraç ettiği konusunda elimizde bir kanıt yok. Tabaklar günümüzden 2300 yıl öncesine ait, oltanın da yine aynı dönemlere ait olduğunu söyleyebiliriz. Bulunduğu yere göre söylüyoruz çünkü olta biçim olarak uzun bir sürece sahip. O yüzden bulunduğu tabakaya göre tarihini verebiliriz ama balık tabaklarının Helenistik Çağ’dan sonra pek görülmeyen bir kap grubu olduğunu söyleyebiliriz.” diye konuştu.
Arslan, bu tabakların, balık yemede kullanılan, ortalarında çukurluklar olan yayvan kaplar olduğunu ifade etti.
Antik dönemde balıkların, ızgara yapılarak tüketildiği bilgisini veren Arslan, “Herhalde suyunun bu hazneye birikerek balığın yumuşamasını önlemek amacıyla böyle bir formül geliştirildiğini söyleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.