Geri sayım hızlandı.

Ekonomik ve sosyal hayatı yakından ilgilendiren bir rakamı bekliyor herkes!

Geçim derdindeki vatandaş 2020’de geçerli olacak asgari ücreti merakla bekliyor.

Sadece tatminkar gelir isteyen çalışanlar değil çalıştıranlar da maliyet hesabı yapabilmek için yeni ücreti öğrenmek istiyor.

Asgari ücret zammı tüm maaş kategorileri için de emsal teşkil etmekte.

Dolayısıyla bütün emek gelirleri üzerinde etkisi olacak yeni rakamın.

Yani zam oranı ne kadar yüksek olursa ekonomiyi tüketim yoluyla canlandırma hızı da o kadar yüksek olur!

Aslında şu an ekonominin tam da böyle bir desteğe ihtiyacı var.

Yüksek fiyat artışlarından bunalan ücretli kesimlerin de nefes almaya ihtiyacı olduğu aşikar.

Ama madalyonun bir de öteki yüzü var.

Başta enerji olmak üzere yüksek girdi maliyetleriyle boğuşan iş dünyası işçilik maliyeti konusunda da hayli duyarlı!

İhracatın teklediği iç pazarınsa yavaş büyüdüğü bir ortamda maliyetlerini fiyatlara yansıtamayan firmalar, ciddi bir karlılık ve rekabet sorunuyla yüzleşmekte.

Ürettikleri çare ise kendini işsizlik rakamlarında gösteriyor.

Nitekim işvereni temsil eden TİSK de asgari ücrete son 5 yılda 4 kez enflasyonun üzerinde artış yapıldığına dikkat çekerek rekabetçilik ve işsizlik uyarısıyla sınırlı zam talebini gündeme taşıdı.

“Mevcut ekonomik tablo, üretim, istihdam ve rekabet edebilirlik açısından vergisini düzenli ödeyen, çalışanın sigorta primini düzenli yatıran işletmelerin varlığını sürdürebilmesini gerekli kılıyor.

Bu sebeple yeni asgari ücret, gerçekçi bir bakış açısıyla mevcut istihdamı koruyacak, 1,5 milyonu genç olmak üzere 4,5 milyon işsize iş sağlayacak düzeyde olmalı.”

TİSK’e göre asgari ücret yatırımcıların yeni yatırım kararlarını etkileyen en temel kriterlerden biri aynı zamanda.

Kısacası asgari ücret meselesi giderek hassaslaşıyor!

Herkesi memnun edecek bir formulü bulmak kolay olmayacak.

Orta yolu bulmaksa hükümete düşüyor.

Uzun vadede asgari ücreti vergi dışı bırakmak önemli bir adım olabilir.

Ancak mevcut koşullarda işverene sunulan asgari ücret desteği anahtar konumda!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asgari ücretle ilgili olarak “Gelinen noktayı görelim, jestimizi yaparız.” şeklindeki açıklamasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.

Yani devlet destekleriyle işverenin yükü hafifletilerek çalışanlara enflasyonu aşan bir zammın yapılması sağlanabilir.

 

Jest ne kadar olur?

 

Asgari ücretin tespit aşamasında enflasyon temel kriter olarak öne çıkarılmakta.

İşçi temsilcileri ise yaşam maliyeti olarak belirledikleri 2 bin 578 TL’den geri adım atmama kararında.

Arada ciddi bir fark var.

Çünkü YEP’te öngörüldüğü gibi 2020’nin yüzde 8,5 olan hedef enflasyonu da dikkate alınsa, 2019’un yüzde 12 civarındaki enflasyonu da hesaba katılsa bu rakama yaklaşamak dahi mümkün olumuyor!

Enflasyon hesabına göre net asgari ücret AGİ hariç 2 bin 191 TL ile 2 bin 262 TL’ye aralığında bir yere yükselir.

Ancak, son yıllarda enflasyonun birkaç puan üzerindeki zamlara alışmıştık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “jest” sözü de dikkate alındığında yüzde 15’lik bir zam olasılığı öne çıkmakta!

Bu durumda AGİ hariç net 2 bin 324 liralık asgari ücret karşımıza çıkar.

Eğer “jest” büyük olursa en iyimser olasılıkla yüzde 18’lik zamla karşılaşırız.

Bu durumda da 2 bin 384 TL’ye çıkar asgari ücret.