Geleneksel eğitim biçiminde, anne ve çocuklara hala mikropların zararlı olduğu ve hastalıklara yol açtığı öğretiliyor. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberi ise mikroplar olmadan yaşamı sürdürmenin olanaksızlığına işaret ediyor.
İstanbul Kent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik ve Çocuk Gelişim Bölümleri Başkanı, Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, “insan vücudunun mikroplusu iyidir” diyerek, bunun en güzel örneklerinin doğada bulunduğunu belirtiyor.
Örnek vermek gerekirse, balinalar sağlıklı yaşamlarını yüzeylerinde yaşayan küçük balıklara borçlu. Filler ve diğer birçok hayvan çeşidi ise üzerilerine konan kuşlar ve taşıdıkları mikroplar sayesinde hayatta kalıyor. Bu küçük canlıların ortadan kalkması balina ve fillerin ölümüne neden oluyor.
MUTLULUĞUN SIRRI NE?
İnsanlar yetişkin boyuta geldiğinde, bedenlerinde 1 kg’dan fazla mikrop barındırıyor. Bu mikroorganizmaların bütününe, “mikrobiyota” adı veriliyor. Peki hangi mikrobiyata? Doğru mikrobiyotaya sahip çocuk ve yetişkinler sağlıklı yaşam sürdürüyor, hastalıklara daha az yakalanıyor ve mutlu olma konusunda yanlış mikrobiyotalı bireylere göre çok daha başarılı oluyor.
ANNE RAHMİNİ STERİL Mİ SANIYORSUNUZ?
Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, son 6-7 ay içinde edinilen bilgilerle, tıp dünyasının, bebeklerin plasenta sayesinde anne rahminde bile mikroplarla tanıştığının gösterildiğini söylüyor. Bu bilgiden de anlaşıldığı gibi sanılanın aksine anne rahmi artık steril değil. Annenin gebelikte tanıştığı mikropların ileriki yıllarda şişmanlık (obezite) üzerinde etkiye sahip olduğu da akılda tutulması gereken bilgiler arasında bulunuyor.
SAĞLIKLI BEBEK SAĞLIKLI YETİŞKİN DEMEK
Bilinmesi gerekenlerden biri de doğum tipi ve genel sağlık arasında çok sıkı bir ilişki bulunması. Bu şu demek: Vajinal yolla doğan bebekler, sezaryen ile doğanlara göre yaşama 1-0 önde başlıyor. Bu nedenle, normal doğumla dünyaya gelen bebekler daha az hastalanıyor, bağışıklık sistemleri daha güçlü oluyor ve alerjik sorunlara yakalanma olasılıkları düşüyor. Vajinal doğumu en iyi tamamlayanın ise anne sütüyle beslenme olduğu belirtiliyor. Günümüzde anne sütü içindeki bazı maddeler genetik teknoloji kullanılarak laboratuvar ortamında imal edilebiliyor. Bu müthiş gelişme yenidoğan bebeklerde ölüm ve hastalık riskini azaltmakla kalmayıp, gelecekte yetişkinlerin birçok sağlık sorununun çözümünde mucizeler yaratacak gibi görünüyor.
Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, “Bedenimizin hemen her yerinde çeşitli mikroplar bulunuyor. Bunlardan hangisini büyütürsek, ona ve onun getireceği avantaj ve dezavantajlara sahip oluyoruz. Bu nedenle sağlık için önemli ve yararlı mikroorganizmaları başta antibiyotikler olmak üzere gereksiz ilaçlardan kaçınarak yaşatmamız mümkün” diyor ve ekliyor; “Bunun kadar önemli olan bir başka faktörün, doğru beslenme olduğunun unutulmaması gerek. Kısacası bazı besin maddeleri mikrobiyota dostu, bazıları ise kötü mikropların yaşam kaynağı oluyor.”