Dr. Özbakış, “Kovid’e bağlı kaybettiğimiz gebelerimiz maalesef yüzde 99’u aşısız. Hangi aşı olduğu fark etmez gebelerin mutlaka aşı olması gerekiyor” diye konuştu. Dr. Özbakış, erişkin pnömokok (zatürre) aşılanmalarının da Kovid sayesinde öneminin anlaşıldığını ve yüzde 2’lerde olan aşılanma oranının pandemiyle beraber yüzde 10’lara kadar çıktığını söyledi.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği’nin Antalya’da 27-31 Ekim tarihleri arasında (İSTAHED) bu yıl 8.’sini düzenlediği “İKON2021 Ulusal İSTAHED Aile Hekimliği Kongresi’nde, birinci basamak aile hekimliğinde en sık karşılaşılan hasta grupları, en çok görülen hastalıklar ve koruyucu hekimlik konuları masaya yatırıldı. Kongreye Türkiye’nin her yerinden 500’e yakın aile hekimi ve diğer branş hekimlerinden katılım oldu. Düzenlenen basın toplantısına İSTAHED Başkanı ve aynı zamanda Kongre Başkanı da olan Dr. Serkan Özbakış, İSTAHED Başkan Yardımcısı ve Kongre Genel Sekreteri Dr. Senem Özşehir, İSTAHED Başkan Yardımcısı Dr. Nahide Toksan, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esin Ayfer Çulha Dildök ile Kongre Bilimsel Sekreteri Dr. Hüseyin Acar katıldı.
ZATÜRRE AŞISININ KIYMETİ KOVİD’DE ANLAŞILDI
Toplantıda, aile hekimliğinin, çocukluk çağı aşılamalarının yanı sıra erişkin ve risk grubundakilerin aşılanması ile Kovid-19 hastalığına yönelik mücadelede de etkin rol oynadığı vurgulandı. Demirören Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan İSTAHED ve Kongre Başkanı Dr. Serkan Özbakış, Kovid pandemisiyle beraber erişkin pnömokok (zatürre) aşısının öneminin de anlaşıldığını söyledi ve “Kovid’de ağır hastalık ve ölümlerin nedenlerinden biri de ikincil enfeksiyonlar. Türkiye’de Aile Hekimliği sisteminin güçlü olması, pnömokok aşılanmalarının da iyi yapılmasını ve ikincil enfeksiyonlara bağlı Kovid ölümlerinin daha az olmasını sağladı. Eskiden yüzde 2’lerde olan pnömokok aşılanmaları pandemiyle beraber yüzde 10’lara ulaştı” dedi.
“VATANDAŞLAR NEZLEYİ GRİP SANIYOR, OYSA GRİP DAHA ÖLDÜRÜCÜ”
Türkiye’de Aile Hekimliği sisteminin güçlü olmasından dolayı pandemi döneminde dahi diğer aşılamalarda bir hız kesme olmadığını ve bu sayede hem grip aşılamaları hem pnömokok aşılarının yapılmasıyla Kovid’den dolayı hastane yatışlarında, bakteriyel ya da virüse bağlı sekonder (ikincil) enfeksiyonların görülme sıklığının da düştüğünü söyleyen Dr. Özbakış, 65 yaş üzeri ve risk grubundakilerde Kovid aşılamasında yüzde 75’lere ulaşıldığını o nedenle şu an grip ve pnömokok aşılarının daha önemli hale geldiğini belirtti. Dr. Özbakış, “Türkiye’de grip ve nezle çok karıştırılıyor. Grip, influenza virüsünün sebep olduğu, dünyada her yıl milyonlarca insanı öldürebilen bir hastalık. Aşı olduktan sonra kişi, yüzde 90-95 grip olmuyor ya da daha hafif geçiriyor. Ama ‘aşı olduktan sonra da hasta oldum’ yaklaşımının altında aslında genellikle o anda geçirilen hastalığın daha çok nezle ya da Rinovirüse bağlı solunum yolu enfeksiyonları yatıyor. Yani aslında grip değil, başka hastalıklar geçiriyor kişi. Risk grubundakilerin bu aylarda grip aşılarını mutlaka yaptırması gerekiyor” diye konuştu.
“ÜÇ AŞI DA BERABER YAPTIRILABİLİR”
Pnömokok aşısı için zamanlama kısıtlaması olmadığını da belirten Dr. Özbakış, şu bilgileri verdi: “Pnömokok’ta iki çeşit aşı var. Biri konjuge aşı dediğimiz, 65 yaş üstündeki herkese, 65 yaş altında ise astım, KOAH, diyabet, kronik kalp hastalığı gibi risk grubundakilere yaptığımız aşıdır. 1 yıl sonra da polisakkarit Pnömokok aşısını olmalarını öneriyoruz. Konjuge aşıyı hayatınızda bir kere olmanız yeterli. Ömür boyu koruyuculuğu var zaten. Pnömokok aşısı ile yüzde 80-85 koruma sağlanabiliyor. Grip ve Kovid aşılarıyla beraber de yaptırılmasında hiçbir mahsur yok. Üç aşı aynı günlerde de yaptırılabilir.”
HANGİ AŞI ÖNEMLİ DEĞİL GEBELER MUTLAKA KOVİD AŞISI OLMALI
Gebeler için Kovid aşılamalarının hayati önem taşıdığını vurgulayan Dr. Özbakış, “Ne yazık ki gebe ölümleri Kovid ile beraber çok fazla arttı. Biz hepsine ‘anne ölümleri’ diyoruz. Çünkü gebelik sürecinde ve doğumdan bir süre sonra gerçekleşen ölümler bunlar. Bizim için anne ölümü demek. Anne ölümleri özellikle son 3-4 ayda çok fazla artış gösterdi. Örneğin benim yaklaşık bir ay önce bir gebem vefat etti. 32 haftalık gebeydi ne yazık ki Kovid’e yakalandı, ardından yoğun bakıma girdi. Bebek kurtarıldı, o da 3-4 hafta yoğun bakımda kaldı ama anneyi kaybettik” dedi. Gebe (anne) ölümlerinde önceki yıllara göre geçen yıl yüzde 50, bu yıl da geçen yıla göre yüzde 50 daha artış yaşandığına dikkat çeken Dr. Özbakış, pandemi öncesi döneme göre yaklaşık yüzde 225 artış olarak yansıyan bu durumun ise aşı kararsızlığı ya da karşıtlığından kaynaklandığına işaret etti. Dr. Özbakış, “Anne ölümleri gitgide çok daha sıkıntılı bir boyuta geliyor. Vefat eden annelerimizin yüzde 99’u aşısız grup. Hangi aşıyı olduklarının da önemi yok, ister Sinovac olsun ister BioNTech, ama mutlaka bir aşı olmaları lazım gebelerin. Çünkü gerçekten hem yoğun bakım süreci, hem hastalık süreci çok zor ilerliyor” şeklinde konuştu.
TEMASLI BİLDİRİMİNDE “AŞILI” YANILTMACASI
Pandemide filyasyonun vaka sayılarının kontrol altında tutulması için çok önemli olduğunu belirten Dr. Serkan Özbakış, temaslı takibinde vatandaşların yanlış bilgilendirmeyle bu süreci sekteye uğrattığını belirterek sözlerini şöyle noktaladı: “Eskiden örneğin bir iş yerinde çalışan biri Kovid pozitif çıktığında ‘tek çalıştığını’ söyleyerek temaslılarını gizlemeye çalışırdı. Şimdi ise iş arkadaşı karantinaya girmesin diye sadece aşılıların adları veriliyor. Oysa ortamda aşısızlar da var ama tam doz aşılıların temaslı olduğunda karantinaya girme zorunluluğu olmadığı için onların adı veriliyor. Bu yanıltmaların topluma bir katkısı yok. Tam tersine pandeminin daha da uzamasına ve ilerlemesine, sıkıntılı boyutlara gelmesine neden oluyor.”
DHA