Olay Gazetesi Bursa

Anıl Spor Kulübü’nde başarı tesadüf değil

Özel çocukların ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla kurulan Anıl Spor Kulübü’nün başarısı Bursa sınırlarını aştı. Anıl Spor Kulübü Kurucusu Beden Eğitimi Öğretmeni Kalender Karaarslan, her yaştan özel bireye eğitim verdiklerini ve programların kişiye özel olarak hazırlandığını söyledi.

Özel bireylerin sporla hayata kazandırılması için 6 yıl önce Beden Eğitimi Öğretmeni Kalender Karaarslan tarafından açılan Anıl Spor Kulübü yaz dönemini dolu dolu geçirdi. Özel çocukların adresi olan kulüp, bu yıl çevre illerden ve yurt dışından gelen çocukların da hayatına dokundu. Kişiye özel programların uygulandığı kulübün kapıları yaş sınırlaması olmaksızın herkese açık. Yaz döneminin son derece yoğun ve verimli geçtiğini belirten Anıl Spor Kulübü Kurucusu Beden Eğitimi Öğretmeni Kalender Karaarslan, “Bu yıl Bursa başta olmak üzere Yalova ve İstanbul gibi çevre illerden de öğrenci kabul ettik. 4 öğrencimiz de farklı ülkelerden aramıza katıldı” dedi.

KİŞİYE ÖZEL PROGRAM…

Eğitim için gelen çocukların çok boyutlu ele alındıklarını da dile getiren Kurucu Kalender Karaarslan, “Çocuklarımıza bir şeyler kazandırmak için tek pencereden bakma lüksümüz yok. Çocuğun nerede neye ihtiyacı varsa ona özel program oluşturarak onun üzerinde çalışıyoruz. İnce ve kaba motor becerileri, davranış problemleri, sosyallik ve öz bakım alanlarında eğitim veriyoruz” şeklinde konuştu. En temel yaklaşımlarının sevgi olduğunun da altını çizen Kalender Karaarslan, “Çocuklarımızın eğitimlerini verecek kadroları belirlerken de önceliğimiz hep sevgi ve sabır. Zaten belli bir oryantasyon sürecinden geçirmeden kadromuza dahil etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

YAŞ SINIRLAMASI YOK

Yaş sınırlaması olmadan herkese eğitim verdiklerini de aktaran Kalender Karaarslan konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Öncelikle bizden kısa sürede başarı beklenmemeli. Elimizde sihirli bir değnek yok, bize biraz zaman verilmeli. Bu yüzden velilerimizle ilk konuştuğumuzda bunun bir süreç olduğunu anlamalarını sağlıyoruz.Her öğrencide farklılık gösterse de bu süre ortalama olarak 6 ay. Bu sürede hedeflerimiz için güzel bir yol almış oluyoruz.” Bu kadar özel bir iş yaparken karşılaştıkları olaylardan etkilenmemeleri mümkün değil tabii hâlâ unutamadığı bir anısını Karaarslan şu sözlerle paylaştı; “Pandemi döneminde 8 ay boyunca evden hiç çıkmayan bir öğrencim vardı. Aile tarafından her türlü yöntem denenmesine rağmen evden çıkarılamamış bir çocuktan bahsediyorum. Burada kazandığımız tecrübe ile eğitimci arkadaşlarımızla evinde ikna ederek aramıza dahil ettik.”

SPOR VE SEVGİ HAYATA KAZANDIRIR

Çocuklarla sağlıklı iletişim kurulmasının sevgiden geçtiğini söyleyen Eğitmen İrem Karabalı da “Çocuklarımızla enerjimiz tutarsa ortaya olumlu sonuçlar çıkıyor. Benimle yakınlık kuramayan öğrencimize başka bir eğitmen arkadaş eşlik etmeye başlıyor. Önceliğimiz çocuğu tanımak oluyor. Davranış problemleri olan bir öğrencinin bu sorunu halledilmeden başka bir eğitime geçmek mümkün değil. Çünkü çocuğun davranış problemleri düzeltilmezse, diğer alanlarda verim kazanılamıyor. Sonrada sportif faaliyetlere geçiyoruz” dedi. Toplumda özel bireylere farklı bir bakış açısı olduğunu ve durum sebebiyle yaşadıkları zorlukların kendilerini üzdüğünü de dile getiren Karabalı, özel çocukları spor ve sevgi ile hayata kazandırdıklarını söyledi.

”KENDİ BAŞLARINA YETMEYİ ÖĞRETİYORUZ”

Özel bireylerin yaşadığı asıl sorunun bilinçsiz toplum olduğuna dikkat çeken Genel Spor Koordinatörü İsmail Kılınç ise, “İnsanların otizmli bireylere farklı gözle bakmaları çok yanlış, meseleyi bir bütün olarak ele almak lazım. Herkes otizmin farkında olmalı. Bu tabuları yıkmak için çocuklarımıza bireysel programlar hazırlayarak sosyalleştiriyoruz. Topluma dahil olmalarını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı. Yaptıkları işin kutsal ve özveri gerektiğinin de altını çizen Kılınç, “Otizm geçici bir durum değil, bu çocuklar ömürleri boyunca bunu taşıyacaklar. Biz de bununla yaşaması gereken çocuklara kendi başlarına yetmeyi öğretiyoruz.” Spor branşlarında özel çocukların elde ettiği başarıların tesadüf olmadığını da söyleyen Kılınç şöyle konuştu: “Her şey sevgi ile başlar. Özel çocukların ailelerin en başta çocuklarını tanımaları hangi tepkiyi neden verdiğini bilmesi gerekiyor. Bu durumda da devletin üzerine büyük görevler düşüyor. Hem maddi hem de manevi anlamda ailelerin desteklenmesi gerekiyor.