Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çevre sorunları nedeniyle doğal dengenin bozulduğunu, bunun da dünyada sağlıklı ve güvenli ambalajlı sulara olan talebi arttırdığını söyledi.
Dünyada içecek grubu içinde trendi en hızlı yükselen ürünün ambalajlı su olduğunu vurgulayan Özdemir, Türkiye’de de artan kişi başı milli gelir ve yükselen sağlık bilinciyle gelecek yıllarda ambalajlı suya talebin daha da artacağını dile getirdi.
Özdemir, Türkiye’de kişi başına ambalajlı su tüketiminin 2010 yılında 128 litre olduğunu, bu oranın 2011 yılında 133, 2012 ve 2013’te 135, 2014’te ise 138 litreye çıktığını belirtti.
Avrupa’ya bakıldığında geçen yıl kişi başı ambalajlı su tüketiminin İtalya’da 186, Almanya’da 173, Belçika’da 132, İspanya’da 115 litre olduğuna dikkati çeken Özdemir, “Türkiye’de ambalajlı su tüketimi AB’deki tüketim seviyelerine yaklaşmaktadır” dedi.
2014’te 4,2 milyar liralık ciro
Özdemir, Türkiye ambalajlı su sektörünün 2010’da 9,5 milyar litrelik hacimle 3,3 milyar lira, 2011’de 9,9 milyar litreyle 3,45 milyar lira, 2012’de 10,2 milyar litreyle 3,7 milyar lira, 2013’te 10,3 milyar litreyle 4,1 milyar lira ciroya ulaştığını kaydetti.
Ambalajlı su sektöründeki büyümenin 2014’te de aynı ivmeyle devam ettiğini aktaran Özdemir, şunları söyledi:
“Geçen yıl Türkiye’de su pazarı hacmi yüzde 3,8’lik büyüme ile 10,7 milyar litreye ulaşmış ve bu hacmin 6,3 milyar litresi damacana satış kanalından, 4,4 milyar litresi de pet satış kanalından gelmiştir. Tonaj olarak damacana toplamının yüzde 59’unu, diğer ambalajlı sular ise yüzde 41’ini oluşturmuştur. 2014 yılında sektördeki toplam ciro yaklaşık 4,2 milyar liraya ulaşmıştır. Türkiye’de ambalajlı su tüketiminin artması durumunda sektör, mevcut kurulu kapasite ile bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek durumdadır.”
Bu yılki tüketim beklentisi 143 litre
Bu yıl kişi başına ortalama ambalajlı su tüketiminin 62 litresi pet, 81 litresi damacana olmak üzere 143 litre olarak gerçekleşmesini beklediklerini dile getiren Özdemir, pazar hacminin ise 11,1 milyar litreye, toplam cironun da 4,5 milyar liraya ulaşacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Özdemir, ambalajlı su tüketiminde ilk sırayı alan Marmara Bölgesi’nin pazarın yüzde 50’sini oluşturduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Şehir olarak ise İstanbul, yaklaşık yüzde 30’luk hacmiyle önemli bir pazar. Bununla birlikte İç Anadolu Bölgesi yaklaşık yüzde 20, Ege Bölgesi ise yaklaşık yüzde 15’lik pazar payları ile Marmara Bölgesini takip ediyor. Doğu Anadolu Bölgesi ise satışın en az olduğu bölge. Toplam satışların yaklaşık yüzde 2’si burada gerçekleşiyor. Artvin, Erzurum, Bitlis, Siirt, Şırnak ise en az satışın gerçekleştiği illerdir.”
“Sıcaklarla tüketim artıyor”
Sıcakların artmasıyla ambalajlı su tüketiminin arttığına dikkati çeken Özdemir, “Yazın sıcak günlerde unutmamamız gereken en önemli şey, vücudumuzu susuz bırakmamak. Vücudumuzun elektrolit dengesini karşılayabilmek için sahur ve iftarda belli aralıklarla yeterli miktarda su aldığımızdan emin olmalıyız” ifadesini kullandı.
SUDER Başkanı İsmail Özdemir, kayıt dışı üretimin su sektörünün sıkıntıları arasında yer aldığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Bu durum, özellikle damacana sektöründe ön plana çıkıyor. Kayıt dışı üretim haksız rekabete ve daha da önemlisi uygun olmayan üretim koşullarında sağlanan üretim nedeniyle tüketicilerin hijyenik olmayan ürünleri kullanmalarına neden olabiliyor. Halkımızın sağlığını olumsuz bir şekilde etkiliyor. Bu nedenle tüketicilerin Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı üretim izni bulunan ambalajlı suları tercih etmeleri konusunda uyarıyoruz.”