Olay Gazetesi Bursa

Aman dikkat! Çocuklardan uzak tutun! Yutarlarsa tehlike büyük

Ayakkabı fermuarından metal vidaya, beton çivisinden bilekliğe, çocuklar her türlü yabancı cismi yutabiliyor ya da soluk borusuna kaçırabiliyor. Özellikle soluk borusuna kaçan yabancı cisimlerin hayati tehlike yarattığına işaret eden Opr. Dr. Mehmet Çakmak, bu tip olayların en çok 6 ay ila 2 yaş arası çocuklarda görüldüğünü anlatarak aileleri uyardı

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği’nden Opr. Dr. Mehmet Çakmak, “Solunum yolundan beton çivisi, demir vida, yemek borusundan metal para çıkardığımız çocuklar oluyor. Hatta 1 yaşındaki bir hastam yemek borusundan nasıl geçtiğine hayret ettiğimiz koca bir bileklik yutmuştu. Aileler bu yaş aralığındaki çocuklarda çok dikkatli olmalı. En tehlikelisi ise metal para şeklindeki disk piller. Çünkü bunlar alkali yapılarından dolayı yemek ve nefes borusunda yanıklara ve delinmelere neden olabiliyor” dedi.

“SOLUK BORUSUNA KAÇAN CİSİMLER HAYATİ TEHLİKE YARATIYOR”

Dr. Çakmak, yabancı cisim yutmaya bağlı olayların bazen beslenme yolunda, bazen de solum yolunda gerçekleştiğine işaret ederek “Genellikle 0-5 yaş arasında, bu yaş aralığında ise en çok 6 ayla 2 yaş arasındaki çocuklarda rastlıyoruz. Bunun sebebi de çocuklarda diş çıkarma, dişinin kaşınması ya da bir şeyleri keşfetme, bir şeylerin tadına bakma arzusuyla her şeyi ağızlarına götürmeleri. Yabancı cisimlerin bir kısmı beslenme yoluna yani yemek borusuna kaçarken, bir kısmı da solunum yoluna yani nefes borusuna kaçıyor. Beslenme yoluna kaçan cisimler nispeten daha masum ama solunum yoluna kaçan yabancı cisimler hayati tehlike oluşturabiliyor ve önemsenecek düzeyde hastayı maalesef o esnada kaybedebiliyoruz. Çok ilginç yabancı cisimlere rastlıyoruz. Çocuklar her seferinde bizi daha çok şaşırtıyor. Ayakkabı fermuarından tutun da inşaatta kullanılan beton çivisine kadar, örneğin bir çocuğumuzun solunum yolundan 2 tane beton çivisi çıkarmıştım. Yüzük, hatta 1 yaşındaki bir çocuk, yemek borusundan nasıl geçtiğine dahi şaşırdığımız kocaman bir bilekliği yutmuştu. Onu da dışkılamayla çıkardı çok şükür. Tabii toplu iğne yutan çocuklar da oluyor” dedi.

Özellikle bebeklik döneminde toplumumuzda oldukça yaygın olan diş çıkarma dönemi takılan kehribar kolyeler ya da bebek görmeye gidildiğinde yakaya çengelli iğneyle iliştirilen takı, altın gibi cisimlerin çok riskli olduğunu anlatan Dr. Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuğun kolay ulaşabileceği yerler bunlar. Çocuk hemen elini attığı anda o kolyeyi kopabiliyor ve parçaları yutabiliyor veya solunum yoluna aspire edebiliyor. Aynı şekilde herhangi bir takı takılmışsa, çengelli iğne bizim için çok tehlikeli. Yemek borusunu delebiliyor çengelli iğneler. Çocuk onu aldığı gibi ağzına atıyor çünkü.”

“BAZEN HAFTALARCA FARK EDİLMİYOR”

Solunum yoluna yabancı cisim kaçan çocukların genellikle ciddi solunum sıkıntısıyla hastaneye getirildiğini kaydeden Opr. Dr. Mehmet Çakmak, “Bazı gecikmiş olgularda nedeni bulunamayan kronik öksürük şikayeti oluyor. Bazen 1 ay sonra bile o yabancı cisim bir röntgende fark edilip bize gönderilen hastalar olabiliyor. Röntgende de görülmeyebiliyor bazı çisimler. Radyoopak madde olması gerekiyor röntgende görünebilmesi için. Bu tür vakalarda direkt bronkoskopi işlemine alıyoruz. Çünkü çocukta ciddi solunum sıkıntısı, oksijen satürasyonunda ciddi düşüş oluyor. Bronkoskopide ise genel anestezi altında çocuğu uyutuyoruz, solunum yoluna küçük parmak kalınlığında rijit bir bronkoskop dediğimiz bir demir boruyla girip, içerisinde kamerayla ilerletip forseps aracılığıyla cismi çıkarıyoruz. Tabii bu işlem çok da masum değil. İşlem sırasında anestezi uzmanlarının çok da çekindiği bronkospazm dediğimiz bir tablo olabiliyor. Bu esnada çocukta oksijen satürasyonları sıfıra kadar düşebiliyor. İşleme ara vermek zorunda kalıyoruz, ek müdahaleler yapmak zorunda kalabiliyoruz. Yani hayatı tehdit eden bir durum” diye konuştu.

“EN SIK METAL PARA YUTMAYLA KARŞILAŞIYORUZ”

Ailelerin, çocuk özellikle ek gıdaya geçtikten sonra ağızlarına götürdükleri cisimlere çok dikkat etmeleri gerektiğini belirten Dr. Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuk tadına bakmak için ya da keşfetmek için ne bulursa ağzına götürebiliyor. 2 yaşından sonra kuruyemiş tarzı gıdalar aileler tarafından çocuğa istemli bir şekilde verilebiliyor mesela. Bunlar da çocukta çiğneme alışkanlığı tam olarak kazanılmamışsa, soluk borusuna kaçabiliyor. Yabancı cisim yutmada en sık, evin içerisinde kolay ulaşılabilen şeylerden biri olan bozuk para yutmayla karşılaşıyoruz. Genellikle yemek borusunun birinci darlığında tıkanma yapıyor metal para. Bu tür hastalar zaten tükürüklerini dahi yutamıyorlar, beslenemiyorlar, bu şikayetle bize getiriliyorlar. Biz kolay ulaşılabilir bir bölgede olduğu için beslenme yolundan parayı rahatlıkla çıkarabiliyoruz. Ama mideye düşen ya da bağırsağa geçen yabancı cisimlerde herhangi bir müdahale yapmıyoruz. Bekle gör politikasını uyguluyoruz. Çünkü gastrointestinal sistemin yani ağızdan anüse kadar olan sindirim sisteminin en dar bölgesi yemek borusunun birinci darlığı. Buradan geçen her cisim, anüs yoluyla (dışkı ile) atılabilir.”

“EN BÜYÜK RİSK DİSK PİLLER”

Yabancı cisim yutmada en büyük riskin oyuncaklarda da sıkça kullanılan disk piller olduğunu vurgulayan Dr. Çakmak, sözlerini şöyle noktaladı: “Disk piller alkali yanığa sebep olabiliyor yemek borusunda. Bunlar çok tehlikeli. Bizim de çok korktuğumuz yabancı cisim vakaları bunlar. Disk piller saatler içerisinde yemek borusunu yakabiliyor, delebiliyor, hatta solunum yolunu dahi yakıp alkali yanığına sebep olabiliyor. Yemek borusunun hangi bölgesinde olursa olsun bir an önce çıkarılması gerekiyor. Bizim en acil vakalarımızdan biridir bu. Ama mideye düştüğü zaman mide asidinin etkisiyle alkali nötralize oluyor ve herhangi bir problem oluşturmuyor. Bazen mide çıkışında pilor dediğimiz bölgede bir tıkanıklık yapma riski var, tabii ki ona da endoskopik olarak müdahale ediyoruz.”