Kanserle ilgili tüm dünyada çok büyük gelişmeler olduğunu ve Türkiye’de de bu konunun çok yakından takip edildiğini söyleyen Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, Türkiye’de çok iyi onkoloji uzmanlarının bulunduğunu, devletin ve Sağlık Bakanlığının bu konudaki çalışmalara çok önem verdiğini ifade etti.
Erken teşhisle ilgili çok büyük ilerlemeler kaydedildiğini, son dönemde de tedavi yöntemleriyle ilgili yeni yeni gelişmeler yaşandığını anlatan ve akıllı ilaç ve aşı tedavilerinin gündemde olduğuna işaret eden Coşkun, “Neredeyse her ay yeni bir ilaç ekleniyor. Ülkemizde de mümkün olduğunca hastalarımıza en faydalı olan ilacın kullanımı için çalışmalar devam ediyor” dedi.
“KEMOTERAPİNİN YAN ETKİLERİNİ ORTADAN KALDIRIYOR”
Coşkun, kemoterapi yönteminin uzun süredir uygulanan bir tedavi yöntemi olduğunu ancak bu yöntemin hastaya faydasının yanında vücut sistemine de birçok zararının bulunduğunu aktardı.
Kemoterapi yönteminin kanser hücresinin yanında normal hücreleri de etkilediğine dikkati çeken Coşkun, şöyle konuştu:
“Saç dökülmesi, bulantı, kusma, kalp, karaciğer, böbrek gibi organlarda yetersizlik olabiliyor. Son dönemde gelişen tedaviler, akıllı ilaçlar ve aşı tedavisi, sadece kanser hücrelerini hedef alıyor. Dolayısıyla normal sağlıklı hücreyi etkilemeyip sadece kanserli hücreyi öldürüyor. Böylece hastalarımız kemoterapinin vücuda yaptığı yan etkilerden kurtulmuş oluyor. Yeni tedavi yöntemleri çok daha etkili oluyor ve sadece kanser hücresini etkilediği için daha yüksek dozajlarda verebiliyoruz. Yan etkileri az olduğu için kemoterapi gibi kısa süreli uygulanmıyor. Ağızdan başladığımız veya damardan verdiğimiz akıllı ilacı bazen yıllarca uygulayabiliyoruz ama kemoterapiyi 6-8 kere verdikten sonra hastanın bunu kaldırması mümkün olmuyor. Aşı tedavileri de vücudun immün sistemini artırarak hastanın kendisinin kanserle savaşmasını sağlıyor. Dolayısıyla daha az yan etkiyle kanser hücresini öldürmüş oluyoruz.”
“KEMOTERAPİYİ ZATEN BİR KISIM HASTALAR ALAMIYORDU”
Coşkun, bu tedaviler sayesinde hastaların ömürlerinin uzadığını ve daha önce “tedavi edilemez, yapılacak bir şey yok” denilen hastalarda çok uzun süre yaşam sağlanabildiğini vurguladı.
Kemoterapi yönteminin her hastada uygulanamadığını dile getiren Coşkun, “Akıllı ilaç ve aşı tedavilerinde çok olumlu sonuçlar alınıyor ama bunun için ekip çalışması ve kanserin özelliğinin tanınması gerekiyor. Kanserin kendi özelliği, hastanın bünyesindeki özelliği değerlendirildiğinde buna göre ilaçlar uygulanarak kemoterapide olmayacak kadar büyük faydalar elde ediliyor. Kemoterapiyi zaten bir kısım hastalar, yaşı ileri veya başka bir hastalığı olduğu için alamıyordu ama akıllı ilaçlar ve aşı tedavisini, yaşı ileri de olsa, hastalığı yaygın da olsa birçok hastamıza uygulama şansımız var” diye konuştu.
Coşkun, akıllı ilaç ve aşı tedavisinin dezavantajının ise pahalılık olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu ilaçlar, yurt dışında üretiliyor ve ülkemizde çok pahalı. Ama ülkemizde de bunlar mümkün olduğunca Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanıyor. Hatta gelecekte bunlardan oluşacağı için ülkemizde de bu tür ilaçlar Sağlık Bilimleri Üniversitesi dahilinde geliştirilmeye çalışılıyor ve çok yakından takip ediliyor. Mutlaka çok uzak olmayan bir zamanda bu ilaçların kemoterapinin yerini alacağını söyleyebiliriz hatta şimdi bile kemoterapiden önce verdiğimiz hasta grupları var. İleride akıllı ilaçlar ve aşı tedavisi çok daha yaygınlaşacak ve kemoterapiden gittikçe uzaklaşacağız. İlaçlar pahalı olduğu için tüm dünyada bununla ilgili sıkıntılar var. Bizim ülkemiz bu konuda birçok ülkeye göre daha avantajlı. Ülkemizde birçok ilacın kullanımı sağlanabiliyor.”