Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, oyunların yalnızca adının değiştiğini, tehlikenin ise aynı olduğunu belirterek, aileleri uyardı.
Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Koltuksuz, özellikle çocukların internetteki güvenliğini, yalnızca bir oyuna indirgememek gerektiğini vurguladı. Siber alemde sadece bu oyunun değil, bunun gibi birçok tehlikenin bulunduğunu kaydeden Koltuksuz, “Siber korsanlar, her dönem, oyun görünümü altında ya da çeşitli ilgi çekici içeriklerle özellikle çocukları hedef seçerek, merak uyandıran, onlara meydan okuyarak, istediklerini yaptırmaya yönelik yöntemler kullanır. Eskiden bunu ’Mavi Balina’ adlı sözde oyunda gördük şimdi de Latin Amerika’da ortaya çıkarak, yayılan ve endişeye neden olan ’Momo’ isimli oyunda görüyoruz. Yine ’Mavi Balina’da olduğu gibi merakla başlayıp, meydan okumaya, kişisel bilgileri ele geçirip, istediklerini yapmamaları halinde tehdit etmeye varan bir yöntem olduğu görülüyor” dedi.
’YASAKLAMAYIN, DOĞRU YÖNLENDİRİN’
Birçok çocuğun siber zorbalıkla karşılaştığını; ancak çoğunun bunu ailelerine aktarmadığını belirten Doç. Dr. Koltuksuz, şunları söyledi:
Momo oyunu nedir Momo oyunu nasıl ortaya çıktıMomo oyunu nedir? Momo oyunu nasıl ortaya çıktı?
“Bu çok önemli bir olay. Bir oda düşünün. ’İçeride sapık, katil, tecavüzcü, hırsız var deseniz hiç kimse içeri girmek istemez. İnternette bunların hepsi var ve gerekli önlemleri almadan hem kendimiz giriyoruz hem de çocuklarımızın girmesine izin veriyoruz. Aileler çocuklarının sanal dünyada neler yaptığını mutlaka takip etmeli. Bunun için de aile ve çocuk arasında çok iyi bir iletişim olmalı. Çocuk ile karşılıklı güvene dayalı ve iletişime açık bir ilişki kurulmalı. Yasaklama yerine bilgilendirip, doğru yönlendirmek en önemlisi. Doğru bilgilendirilen çocuk, rahatsız edici durumlarla karşılaştığında ailesinden yardım alabileceğini bilmeli. Çocuklarıyla bu tarz oyunlar ya da internette karşılaşabilecekleri siber zorbalık, siber taciz gibi olayların sonuçları hakkında da konuşmaları önemli. Ebeveynlerin, internet için filtreleme yapan programları yüklemesi, çocuğunun hangi web sayfalarını ziyaret ettiğini ve ne sıklıkla kullandığını takip etmesi gerekir.”
’İNTERNET OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİ ŞART’
En geç ilkokul 4’üncü sınıftan itibaren internet ve bilgisayar okuryazarlığı eğitimi verilmesi gerektiğini savunan Doç. Dr. Koltuksuz, “Nasıl güvenli olarak kullanılır, kötü bir olayda neler yapılmalı, etik değerler, şifre seçilirken nelere dikkat edilmeli gibi teknik detaylar da mutlaka öğretilmeli. Ama çocuklarımızdan önce bizim de mutlaka bu konuda bilinçli olmamız gerekir” diye konuştu.