Olay Gazetesi Bursa

Aile içindeki sorunlar karneye yansıyor!

Okulların yarıyıl tatiline girmesine kısa bir zaman kaldı. Zayıf notlarla dolu karnede çocuğa ceza vermek yerine beraber durum değerlendirmesi yapmak gerekiyor. Zayıf karne, çocuğun tembel olduğu anlamına gelmiyor.

Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, karnenin çocuğun gelişim değerlendirmesi olduğunu söyledi.

ÇOCUK TEK BAŞINA SORUMLU DEĞİL

Zayıf notlarla dolu bir karneden sadece çocuğun sorumlu tutulmaması gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, “Karne, çocuğun gelişim değerlendirmesidir. Genetik özellikler ve psikososyal etmenlerinin göstergesidir. Yarıyıl boyunca çocuğun öğrenme, duygusal ve sosyal gelişim ve uyumunun somut göstergesidir diyebiliriz” dedi.

ZAYIF KARNENİN ÜÇ NEDENİ VAR

Her çocuğun doğuştan getirdiği zekâ, dikkat ve öğrenme kapasitesi gibi bir donanımı bulunduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, zayıf karne için üç neden sayılmasının mümkün olduğunu belirterek bu nedenleri, “Çocuğun kendisi kaynaklı nedenler, aile kaynaklı nedenler, okul-çevre kaynaklı nedenler” olarak sıraladı. Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, bu nedenleri de şöyle açıkladı: 

Çocuk kaynaklı nedenler: Birtakım psikiyatrik rahatsızlıklar ve öğrenme kapasitesi. Zeka engeli, zekanın sınırda veya yüksek olması, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB),özel öğrenme güçlüğü, davranım bozukluğu, sosyal fobi ve fiziksel engel gibi sorunlar.

Aile kaynaklı nedenler: Aile içi iletişim sorunları, boşanma, kayıp, travma, ailede süreğen hastalıklar, kardeş doğumu, kardeşle ilgili sorunlar, ev-şehir-okul değişimi ve iflas gibi durumlar.

Okul-çevre kaynaklı nedenler: Okul değişimi, çocuğun bireysel farklılığına yönelik rehberlik yapılamaması, okul-aile işbirliğinin yeterince sağlanamaması, öğretmen kaynaklı nedenler ve travma yaşantısı gibi durumlar sayılabilir.

ZAYIF KARNE ÇOCUĞUN TEMBEL OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ

Karnenin bir yıl boyunca çocuğun gerek yapısal gerek psikolojik ve davranışsal anlamda öğrenme süreçlerini nasıl gerçekleştirdiği ile ilgili bize bilgi veren bir değerlendirme olduğunu kaydeden Aynur Sayım, “Karne, çocuğun kişiliği hakkında bilgi vermez. Kötü karne, öğrenme süreçlerinde çocuğun zorlandığı ile ilgili bir geribildirimdir. Kötü karnenin tek sorumlusu çocuk değildir. Kötü karne, her zaman tembel olduğu anlamını taşımaz” uyarısında bulundu.

DEHB, ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ SORUNU OLABİLİR

Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, notları düşük olan çocukta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB),özel öğrenme güçlüğü, zekâ engeli, davranım bozukluğu, okul reddi, ayrılma kaygısı, performans kaygısı, sınav kaygısı, depresyon, sosyal fobi, anne-baba arasındaki sorunlar, kardeş kıskançlığı ve disiplin sorunları olabileceğine dikkat çekti.

ANNE VE BABALAR BU ÖNERİLERE KULAK VERMELİ

Kırık notların sorumluluğunun sadece çocuğa ait olmadığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğu kötü karneden dolayı cezalandırmak, yargılamak-kıyaslamak, sorunu çözmeyeceği gibi, çözümü daha da zorlaştırır. Bu durum, bir aile değerlendirmesini gerektirir. Aile, okul ve öğretmenle işbirliği halinde olmalıdır. Sorun varsa bir sene boyunca beklemek yanlış bir tutumdur, hemen önlem alınmalıdır. Bir çocuk-ergen psikiyatristinin değerlendirmesi gereklidir. Çözüm gecikirse çocukta tabloya eşlik eden başka davranış sorunları ve psikiyatrik, psikolojik durumlar görülebilir. Depresyon, alt ıslatma, içe kapanım, agresivite, uyum sorunları, uyku-iştah sorunları, okul reddi gibi durumlar ortaya çıkabilir.

AİLE TUTUMLARI İNCELENMELİ

Çocuğun zekâsı, dikkati değerlendirilmeli, kişilik analizi yapılmalı, aile tutumları incelenmelidir. Bir dönem boyunca çocuk başaramadığını iki haftalık tatilde başaramaz. Çocuğu zorlamamak, çözüme yönelik eyleme geçmek, en doğru yaklaşım olacaktır. Çocuktan tatilde sıkı çalışma programı uygulamasını beklememek ancak özel eğitimle desteklenmesi gereken bir durum varsa, bir eğitici rehberliğinde ek çalışma yapılması uygun olabilir.

CEZALANDIRMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Karnesi kötü olan çocuğa kızmak, bağırmak, cezalandırmak çözüm değil. Ailesinin göstereceği tepkiden korkan çocuk ve gençlerin çok kaygılandığını, hatta intihara, evden kaçmaya kadar giden durumlar olduğunu biliyoruz. “Seni her durumda seviyoruz, bizim için değerlisin, önemlisin. Sorun nerede birlikte araştırıp çözmeye çalışalım” demek en doğru yaklaşım. Bir uzman yardımı almak, ailenin danışmanlığı ve çocuk/ genç için telafi programı uygulaması yapılması ve sportif faaliyetler ile dinlenmeye zaman ayrılması en doğru yaklaşım olacaktır. Saydığım bu nedenleri dikkate alarak öncelikle belirtmek istediğim; karne sadece çocuğun değil, karne hem çocuğun, hem ailenin, hem okulun değerlendirmesidir. Bu nedenle sorumluluk da sadece çocuğun değil, çocuk-aile ve okulun performansıdır.”

“Sorunların oluşması zaman alır, zayıf karneye kadar bu sinyalleri çocuk ve notları vermiştir” diyen Aynur Sayım, “Bu aşamaya gelmeden yardım alınması tercihimiz fakat her zaman her şekilde bir çözüm vardır. Bir çocuk-ergen psikiyatristi ve çocuk-ergen alanında çalışan psikolog yardımı alınmalı ve bir program yapılmalıdır” tavsiyesinde bulundu.

OKULA DA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR

Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, sorunların çözümünde okula da önemli görevler düştüğünü belirterek bunları da şöyle sıraladı: “Çocuk-aile-okul işbirliğinin düzenli ve etkileşim halinde yapılması, ortak kararlar ve yaklaşım benimsenmeli. Okul kaynaklı sorunlar var ise, idare ve rehber öğretmenle çalışılarak sorun çözülmeli. Çocuk kaynaştırma öğrencisi ise ( özel yaklaşım ve program gerektiren öğrenci); bireysel yapılan programla desteklenmeli ve takibi yapılmalıdır. Öğretmenlere yönelik bilgilendirici seminer, eğitim programları zenginleştirilmelidir.”